İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

17 Aralık 2015 Perşembe

Hazine Avı - Pazarlama Zirvesi 2015






Inside the Actors Studio gibi, Özdemir Asaf kafiyeleri gibi, Nazım’ın memleket sevgisi gibi, Cemal Süreya’nın Zuhal’e mektupları gibi, “Canım Lütfi Kırdar’ıma Saygımla Geldim” kafası kafamda(hatırlayın Zeki Müren’in omuzlar üzerinde İzmir’e girişi gibi. 





Temple, Mabed, Yuvarlak Masa Şövalyeleri ve Arthur-kısaca Camelot diyelim, Olympos, K2 ne dersen de. Her zirve sabahı tam zamanında uyanan kahramanınız  ben, Coco Maya de Medina boğazımda hafif bir sızı ile tatlı uykumdan uyandım. Hafta sonu yapılan güney gezisi ve hava değişimi yaramamış, mini bir boğaz ağrısı şölenine dönüşmüş ve Umca ile olan harika ilişkim devam ediyordu.

Ben hazırdım tabiisiii, birkaç hafta öncesi bir mesaj gelmişti: 

“Sevgili Coco, sen de kabul edersen eğer…” diyerek bu zirvede dinleyici olmamın dışında zirve deneyimini blogda paylaşmak isteyip istemediğim sorulmuştu. Kendi blogumdan bahsetmiyorum akıllım, MCT’nin blogundan bahsediyorum. 2015 KPI’da bulunmuyordu ama bu bomba bir gelişmeydi. Uzun süredir bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum. Ben, Coconut Ziyagil elbette zirve insanıydım sadece bu kez farklı şeyler olacaktı, ay em @K2.

“Siz, ne demek, elbette!!!” diyerek LCV yaptım, o gece Bursa’dan dönüyorum, haberi Eskihisar’da aldım, neşeli bir şekilde eve geçtim, araba kullanırken telefon ile ilgilenemediğimden feribottan inmeden önce tweet attım: “Bağırın lan en büyük Coco diye!!!!”. Sağolsun İzlekler bağırdı, tezahürat yaptı, onör duydum. Ece mesaj attı, nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun anlamıyorum diyordu, “bikoz kafam raad pampa, olmaktan memnun olduğum yerdeyim, orada kendimi bulduğumu biliyorlar”. 

Tatlı İstanbul trafiği başlamadan evden çıktım, motorla karşıya geçtim, kahvaltı yaptım ve Lütfi Kırdar’a doğru süzüldüm. Kartımı ve katılımcılara özel hazırlanan çantamı aldım, fazlalıkları vestiyerde bırakıp salona doğru geçtim. Salon önceki sene olduğu gibi masa düzeninde kurulmuştu, bu oldukça rahat not almayı, mobil cihaz kullanmayı sağlıyor.  Bu yılın sunucusu Peter Fisk, enerjik bir giriş, heyecanlı bir moderasyon yaptı 2 gün boyunca. 80 ayrı noktadan hikayeyi ise Anouk ve Maarten anlattı. 4 farklı kostüm kullandılar, Anouk giysilerinde çarpıcı bir kırmızı tonu tercih ederken, Marteen koyu mavi tonları ve uygun şapkaları tercih etti. Sahnede gördüğünüz sandıkların her birinin içinde fark yaratan, ilham veren örnekler paylaştılar, videolar, ürünler, kitaplar ile coştular. Ara ara sürelerini aştıkları oldu, 360 derece yaptıkları çekim ise hayli ilginçti. Anouk Jules Verne okumuş küçükken, sonra antropoloji okumaya karar vermiş, tüm dünyayı geziyor, kıskanmamak mümkün değil. Tüm farklı hikayeleri dinliyorum, yazıyorum, paylaşıyorum diyor. Merhaba, ben Coco bu ara İstanbul dışına çıkmayışımla ünlüyüm, teşekkürler. Açık fikirli olun ve kim olduğunuzu ve işinizi unutun diyerek #coolbrands hikayelerine giriş yaptı. Bir otelin CMO’su olmayı, Lübnan’da yolsuzlukla mücadele için hazırlanan reklamı,P&G’yi, Guinness’in imajını daha Afrikalı hale getirme çabasını, hedef kitleyi motive etmeyi, meme kanserinin telaffuz edilmediği-kötü hastalık dendiği- yerlerde küçük bütçeler kullanarak konuya ilgi çekmeye çalışan şirketin hikayesini anlattı.


Tanyer Sönmezer 



Hazine Avında Avlanma! Tanınan markaların tüketici tarafından kabul görmüş ürünleri dışında yeni ürün kategorileriyle piyasaya çıkınca karşılaştıkları zorlukları, başarısızlığı dinledik. 20 marka hikayesi, 20 berbat fikir, sonuç hüsran. Unutmadan zirve teması Hazine Avı idi ve bu sahnede bir korsan olacaksa bu Tanyer Sparrow’dan başkası olamazdı.



HRH Bahmah Bint Saud

Sahnede bir Prenses, seyirciler arasında bir Prenses ile devam etti gün. Yeni pazarlar, yeni uygumalar, internet üzerinde satış, güvenlik sorunları üzerinde durdu Bahmah Bint Saud. İstanbul’un tarihi, İpekyolu, Asya-Avrupa-Orta Doğu ekseninde profesyonel hayata daldık. Türkiye’nin ticari ilişkilerine bakarak önemli etki alanına sahip olduğunu düşünüyor. Tarih kendini tekerrür eder, kendini yineler diyerek pazarlamanın İ.Ö. 557 yılında başladığını paylaştı. Araştırma yapmış gelmeden, ilk tescil edilen şirketin bir Japon inşaat şirketi olduğunu bulmuş. 

Arap Dünyası’nın en büyük sorunlarından birinin ithal ürünler, bürokrasi ve dolayısıyla maliyetler olduğunu paylaştı. Geleceğin ve yeni fırsatların siber dünyada olduğunu düşünüyor. Öngörülerini sıralarken “Oyunu biz keşfettik ve kurallar yazılmadı” dedi, güvenlik odaklı hareket etmeyi tercih ettiğini de paylaştı. So, yine iş alanları yaratmaya çalışırken fırsatlar evreninde siber dünyanın nimetlerinden faydalanalım dedi.

“Geleceğin İpek Yolu’na götürecek içeriği nasıl üreteceğiz?” sorusunu soruyor ve kendi cevabını arıyor. Toplumun bir parçası olmak istediğini anlattı ve bir takım fırsatlar sunmalıyım demiş sonra bir gün. Toplumun size sunduğu imtiyazları siz de onlara sunmalısınız dedi, gördüğünüz gibi Prenses olmak kolay değil. Siz bana ne sundunuz acaba bu güne kadar?
Potansiyel müşterilerin tespit edilmesi kritik konulardan biri. Gereksinim, keşfin babasıdır!!! Sonra yine siber dünyaya dönüyoruz. Ürünün efektif bir şekilde el değiştirmesi için siber dünyada bunu kolaylaştıracak çözümlerin sunulmasını istiyor. Rota çizilip kayıpların bertaraf edilmesi gerektiğini ekliyor. 
Diğer bir sorun ise piyasaların müşterinin hakkını savunması ve koruması. 
Türklerin sosyal medya davranışlarını da incelemiş gelmeden, alibaba.com gibi bir marka oluşturmamızın gerekli olduğunu düşünüyor. 
Daha sonra yine dünyadan başka bir marka hikayesi, Zara örneğini paylaştı, reklamı çok görmediğimizi, Mr. Ortega’nın işini iyi anlayıp, içselleştirdiğini, ekibin bir üyesi haline geldiğini, çalışmalarını derinden ve saygın bir şekilde yaptığını aktardı. 
Basmah Bint Saud’a göre olayın özü kalbimizin ve beynimizi bir araya getirmekte. 
Dijital dünyada 2013 yılında yaşanan veri kaybı rakamları dünya çapında 800 milyon iken Türkiye’de 54 milyon, gençlere daha iyi bir gelecek bırakabilmek adına iyi bir piyasa kurgulamak zorundayız diyerek sözlerini bitirdi. Efenim Türk internet kullanıcı 9.2 saatini sosyal medyada geçiriyormuş, gerisini siz düşünün. Gelmediniz, orada değildiniz diye uzun uzun anlatıyorum bak, sonra vay efendim duymadım, Prenses’ten mi bahsediyor bıdı bıdı istemiyorum. Gamechangers Turkey ödül törenini de Gözde Berber sundu, Peter Fisk onu MCT’nin prensesi siye sundu, gördüğünüz gibi 3 prenses ile dopdolu bir zirve oldu işte. 
Barış tüm iş dünyasının ortak hedefi olmalı, siyasi güçlerin üstüne çıkabilecek bir ülke olduğunuzu düşünüyorum. Sürekli kafamda “Nasıl katkıda bulunurum?” sorusu vardı, hızlı-sağlıklı yemek ile iş hayatına başladım dedi ve sonra peynir, hurma, deniz böcüğü hikayelerini dinledim. Gelecek hurmadaymış, oturun ve düşünün belki hurmalı cupcake falan satarsınız. Guyz adını doğru yazmak için yanımda broşür taşıyorum, Arabik isimleri yazma noktasında tam bir disleksik olduğumu borsaya bildirin, bittabi kadının(your highness) prenses olması ile ilgisi yok. 




Hazineyi Bulmanın Tüyoları - Arzu Ünal & Ayşe Aydın Farklı zirvelerde daha önce dinleme şansı bulduğum içeriği korkunç ama yapılış amacı ile takdiri hak eden bir çalışma. Vodafone Kırmızı Işık, bu kez işin yaratıcıları sahnedeydi, bu çalışma ile Cannes’da Grand Prix Ödülü’nü almışlardı. Ürün kendilerine geldiğinde hali hazırda aylık minimum 5 reklam filmi, 70 kampanya, yılda 140 brief gibi sayıları varmış. Vodafone yeni app ile kendilerine geliyor, ürünün bağırmaması, gürültü çıkarmadan yaygınlaştırılması sağlanmalı. Fener görünümlü olarak tasarlanmış, sallama yönüne göre aktif hale geliyor, şiddet gören kadının belirlemiş olduğu 3 güvenilir kişi ve güvenlik güçlerine mesaj gidiyor. Kadınları konuşacağız, akıllı telefonu olan kadınlara ulaşılacak ve gizlilik içerisinde yürütülecek bir çalışma olacak, bunu ses getirmeyi seven bir iş tanımı olan meslek insanlarının yaptığını düşünün. Bir sırrınız var ama ülkenin erkeklerinden saklamaya çalışıyorsunuz. Eğitim videolarına, farklı sitelerin içine gömüyorlar linkleri, indirim bannerlarının içerisinde mesajlar yerleştiriliyor ve 103K kadın bu uygulamadan faydalanıyor. 

Daha sonra %10 değil, 10 kat daha iyi olmanın peşinde olan firmaların yer aldığı Gamechangers Turkey ödüllerine geçildi. 










Oy ve Ötesi’nden Sercan Çelebi’yi izledim, ilk kez canlı denk geldim. Kurumsal hayatın Dark Side’ından gönüllülüğe geçiş serüvenini dinledim. Tam böyle TED tipi konuşmalara uygun bir konuşmacı olduğunu düşünüyorum. Başarılarının temelinde birbirlerinin hatalarını tamamlayan bir ekip olduğunu paylaştı. Sorumluluk ve aidiyet hissedip birbirine karşı mahcubiyet hissetmesi, insanların sabahın altısında sandık başına gitmelerine neden oldu diyor. Şapka çıkartalım. 


İnsanlarda Dijital Sadakati Yaratmak - Alex Hunter

Konuşmacı ismi bu kadar mı zirveye uygun seçilir, eski bir Virgin’li. Bir duygu yaratarak müşterinin kalbine hitap etmeyi, yaratım sürecine dahil ederek kalabalıktan ayrılmayı ve öne geçmeyi anlattı. Duygunun mantıktan daha büyük ve kıymetli olduğunu savunuyor. “Seni neden sevsinler Hacı?” diye de ekliyor. Tüm bunların yanında  “Bireysellik” hissini yaratmak kritikmiş. İnsanlar için keyif yaratmaya odaklanmışlar, UK Burrito vs. Chipotle savaşını anlattı, CEO notu iliştirilmiş Rushmore fm stickerlerı kalbimize dokundu, Fedex’in Venedik’te tekne kullandığını gördük, özetle glokalizasyon bebeğim.  

Trenler, Uçaklar ve Tuvalet Temizleyicileri- Avrupa Bakış Açışıyla Pazarlama Liderlerinin Sorunları- Hamish Taylor Sevgili dostlar, şaka yapabilen ve uyutmayan CEO bulduğunuzda dinleyin. Her CEO salonu uyandıracak diye bir kaide yok ama uyutmasa daha iyi bir dünya olmaz mıydı? CEO olduğunun 2. günü yangın çıkmış, İskoçya’lı, hayır etek ile sunum yapmadı, gerçi MCT’de daha önce etekli adamlar izledik. İnovasyon yapılmak isteniyorsa sektör dışına çevirin gözlerinizi diyor, bakışlarınızı yani. Küçük alanda konfor yaratma istemişler British Airlines’da, lüks tekne üreten bir şirkete gidip tasarım tarafında destek almışlar. Konuşurken yaratıcılık eğitimi geliyor aklıma, ürün tasarlamamız istenmişti, bankamatiğe wi-fi eklemiştik, tansiyon da ölçüyordu, aslında para vermek dışında bir sürü soruna çare bulan bir bankamatikti. Heathrow için kuyruk sorunu varmış, Disney Park’ta gördükleri bir çözümü check-in masalarına uygulamışlar. Müşteriyi merkeze alarak işi yönetmekten ve ürünü yönetmekten bahsetti. Bankada çalışırken market ürünlerinin yanına banka ürünü koymuşlar, basit ürünler yaratıp, yazar kasadan kredi satılması sağlanmış, iş modelini değiştirmişler. “İnsanların ruh halini anlamaya çalıştık, bunun için işletme okumamıştım ben!!!” diye de ekliyor.
Tüm yolların Roma’ya çıkışı gibi pazarlama ile ilgili tüm çalışmaların başlangıcı ve sonucu müşteriye çıkıyor.
Sayın İzlek, bu tespitimin çıktısını al ve duvarına as.
Disney’de her şey ürün ve sürpriz üzerine kurulu. Sizin bir odak noktanız var, basit söz ve fikirleri yerine getirmeniz gerekiyor dedi. İK fonksiyonuna da selam gönderdi, doğru insanları seçsin ki başarılı olsunlar… Hımm, anlamlı. 
İnsanların dikkatini çekmenin dışında iç müşteri dediğimiz şirket çalışanlarının pazarlamanın yeni ürünü, bebeği hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayın ve gelecek dönemde size yardımcı olmalarını sağlayın diyor, askerlerini en değerli evlatların gibi sev senin için en derin vadilerde savaşacaklardır diyor. 

Emin Çapa ve çok iyi film seçimi / Amadeus
Fikir Avı - Emin Çapa

20 küsür yıllık eşinden sevgilim diye bahseden konuşmacı, zaman, tarih, yaratıcılık ve evren üzerine konuştu, biraz daha konuşsaydı diye geçirdim içimden. Hoş alıntılar kullandı, basit ol, şaşırt, hayal gücünü serbest bırak dedi işin özü. 

Evangelos Matthaiopoulos- ve kendisi kadar uzun sunum ismi…

Angolopuloslu bi’şey bi’şey diye not aldım, haftada 6 kez markete gidiyormuşuz Sevgili Okuyucu, BİM, A101, Carrefour…saydı da saydı ama buna rağmen halen grafiklerde bir bakkal gerçeği var. Uygunluk konusunun altını çizdi, marka aracılığı ile bir deneyim yaşatıyorsunuz ve müşteri markanızın bir parçası olmak istiyor diyerek Star Wars karakterleri içinde kaybolduk. 

Beril Barbut- Teknoloji, inovasyon falan içerikli bir sunumu aktarmaya çalıştı. Kendisini medeni cesaretinden dolayı kutluyor, ortada bir yerlerde oturduğumdan salondan çıkamadığımı belirtmek istiyorum. Oyunlaştırılmış sadakat programı ve inovatif teknolojiler yolu ile müşteri kazanımı gibi bir şeyler işte...

Paralel oturumlara geçtik, teknik bir arıza ve konuşmacının geç gelmesi nedeni 17 dakika kadar gecikmeli başladık. Krea sunumundaydım.

Son olarak sırma saçlı Kaiser Kuo’yu dinledik, o da Prenses gibi “ya hacı sizin Alibaba gibi bir markanız olsa iyi olurdu” dedi aslında, yemeksepeti’ni falan biliyor işte, big data, internet, Çin pazarı, online to offline(O2O) anlattı. Ve İstanbul’a tekrar gelmek istediğini söyledi. More than welcome canımsı. 


Nasıl bir zirve deneyimiydi?
  • Kullanılan iletişim dilini çok beğeniyorum önce bununla başlayayım. 
  • Tanyer Sönmezer’i sahnede çok rahat buldum bu kez, yaptığı işin keyfini çıkarıyor gibiydi, sahne hakimiyeti dışında bir şeyden bahsediyorum. Sonra kendisine de söyledim bu düşüncemi. 
  • Etkili bir giriş, aksaklıkların minimum yansıtıldığı bir organizasyon, sıcak ve profesyonel bir ekip. Organizasyon ekibiyle sohbet etme şansım da oldu bu arada. Bundan sonra yapacakları ne / davet edecekleri kim beni şaşırtır demiyorum, her seferinde bir öncekinin gerisinde olmayan organizasyonlara katıldım. 
  • Yeni ekip üyesini zirveye davet edip işe alındığını sahneden açıklayabilirler mesela, hemen küçük bir Heineken göndermesi yaptım, ok şaka ama gayet cool bir hareket olurdu kabul edin, İK Zirvesi >_<.
  • Pazarlama Zirvesi’nde marka, marka hikayeleri, reklamlar, somut örnekler üzerinden gidildiğinden yaratıcı tarafı daha çok besleyen bir okazyon diyebilirim. Enerji daha ortada, daha akışkan bir zirve ortamı, yabancı ülkelerden örnekler olduğu için biraz daha rahat hareket edilen…2013’ü hatırlayın, 2014’ü hatırlayın, so kratifler mutlu. 
  • Tüm bunların dışında normalde provalar sırasında içeri alınırdım, bu kez reji odasından izleme fırsatım oldu, operasyon tarafını gördüm, adeta bir News Room tandansı yaşanıyordu, akış, sıralama, müzik, ışık, enerji, enerji, enerji. Buradan ekibe de ayrıca teşekkür etmek istiyorum, salona kahve geldi benim için. Siz bana, ben MCT’ye hasta, onlar da bana karşı boş değil yalnız. MCT bana aşık. Size de selamları var. Her şeyi anlatamam canımsılar. 

bitme



2016 teması




Evet, bitirirken gözlerinize sağlık, üzerinize afiyet, yedim içtim, gezdim gördüm, ilham aldım, etkilendim. Benim için muhteşem bir yolculuktu. 

İK’nın Yaramaz ve Üstün Zekalı Çocuğu, Princess of HR Galaxy,

Your Highness(burada yerlere kadar eğildiğiniz kısım var),

Coco Maya de Medina


P.S. Uzun zamandır kendimi övmemiştim, iyi geldi.

P.S. II: Zirve için 2 yazı yazıldı, diğeri için MCT Blog'a buyrunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder