İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

6 Ekim 2013 Pazar

HR: Bu su hiç durmaz

Daha yeni yeni ayakları yere basmaya başlayan özellikli bir alan bizimkisi.

HR canım personel dairesinden süslü isimlerimize geçişimiz henüz tamamlanmadı, işi iyi yapanlar, keşfedenler, uyduranlar, -mış gibi yapanlar ve alakası olmayan şeyler yapanlar bir de sürüngenler var.

Hala kafalardaki İK algısını değiştirmeye yönetmeye çalışıyoruz, iç müşteri ne işe yaradığımızı ve de ne yapmaya çalıştığımızı anlamıyor. Bize alien gibi bakıyorlar.



Evet nedir olayımız?

İnsan denen organizmayı bir kaynak olarak görüp bu işin kaymağını yemek( insan kaymağı diye bir kitap vardı neyse şimdi ona da bulaşmayayım).

Taylor dönemine kadar gidip vidalar ve insanları anlatmayacağım, zaten ciddi yazı yazma sorunumu biliyorsunuz bununla ilgili tedavim hala sürüyor, klinikten zor bela kaçtım da bu yazıyı yazıyorum.

Büyük organizasyonlarda bu iş biraz daha kolay, kurumsal hayatın size sunduğu standartlardan faydalanıyorsunuz, büyük ölçekten ortaya sonrasında kobi'ye doğru gidişte her şey primitifleşmeye başlıyor, küçül Alice küçül...

Haksızlık etmeyelim her organizasyon kültürü aynı olmadığı gibi her ekip her yönetici aynı tarzı sürdürmüyor, yöneticiniz daha önceki işyerinde deneyimlediği şeyleri bir sonraki işyerinde harikalar yaratıyorum tarzında pazarlayabilir ki bu en doğal hakkı benim dikkati çekmek istediğim nokta Amerika'yı tekrar keşfederek bunu ödül beklentisiyle falan yapması. Eski yöneticin ile yaşadığın kaosu yeni ekibine yaşatma saykoluğu var mesela düşün denyosun, hayatınızı karartacağım deyip türlü acayipliklerle çalışma arkadaşlarının hayatında karmaşaya neden oluyorsun kaos en sevdiğim, motton olsun mu? 
Tersi de olabilir, evet mesela kişisel gelişim de bir çığır açmıştır, gittiği her organizasyonda fark yaratıp geçişlerde artık ekibiyle hareket ediyordur, bak bu iyi bir şey, eski ekip yeni şirket aynı dili konuşmak falan. 

Sanırım kafama takılan şuydu aslında benchmark adı altında arak yapmak ve de bunu yeni bir şey gibi paketleyip üst yönetime sunmak, ego tamini yapmak, ben var çok sıkılmak ağalar. Fark yaratmamak, yaratıcı bir tarzın olmaması, zeka kıpırtısı falan. Copy paste işlerin çoğalması, körlerin ve de sağırların birbirini ağırlaması. 

Y kuşağı, aman efendim Y kuşağı da bir şeyi beğenmiyor, bağlılık yok, özgüvenleri tavan klişeleri bir yere bırakılsın, babam yaşında yönetici Y kuşağını eleştiriyorsa hala alsın başını iki elinin arasına düşünsün, empati yapsın hımmmm çalışanlarım çocuğum gibi( sun tzu askerlerini beloved çocukların gibi gör demedi mi?), bu noktada twitterda y kuşağı şöyle böyle tespitlerine ciddi anlamda ihtiyacımız yok. Ama deneyim diyorsunuz evet, deneyim+ilişki yönetimi+inovasyon(hıııı çok)+hijyen faktörler+başarı+bütçe+strateji+go diyelim falan bunlar önemli şeyler.

Young talentler geliyor, fresh fresh.

Aynı dili konuşmak falan diye son bir cümle kurayım.


Sevgiler&Saygılar

Gözümsün jestiyle birlikte

Aşka aşık Coco

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder