Oturuyorum,
Odanın ortasında 6 kutu ayakkabı, 8 kitap var, sanki hiç kitabım yoktu, sanki rafta okunmayı bekleyen 76 kitabım yoktu, hatta yeni bir kitap satın almazsa ölecek hastalığından muzdariptim. Yeni yıl KPI, bu sene maksimum 10 kitap alacağım, çok iyi seçim yapmalıyım.
Hayır ben bir alışverişkolik değildim, ben çok mantıklı kararlar veren, aklı başında, hayatı süper, işi şahane, bütçesini yöneten, zamanını yöneten, evde ev-işte iş, sevdikleri ile seven, eğlenmekten başka şeye vakit ayıramayan birisiyim, şahane birisiydim değerimi bilen yoktu ya…
Bugün siz değerli izleklere ev ekonomisi, bütçe, aniden işten atılma durumunda survive etmeyi anlatacağım. Ne demek ben hiç işten atılmadım? Her canlı bir gün şutlanacak, işyerinden değilse bile bu dünyadan. Unutma okuyucu, tekmenin tadını yiyen bilir.
Eski bir hikaye üzerinden mi anlatmalı, yoksa üst perdeden şöyle yapmalı, böyle olmalı diye mi anlatmalı şu an karar veremiyorum. Bugün maniküre gittim, telefonuma kılıf aldım, ihtiyacım olmadığı halde sebze dilimleyici aldım belli mi olur, belki bakarsınız aniden misafir gelir benim de limon dilimleme aletine ihtiyacım olabilir ya da bir yuva kurarım acil sarımsak ezici, kıyıcı gerekir who knows?
Yılbaşı indirimleri başladığından birkaç mağaza gezmeyi de ihmal etmedim, kuaföre uğradım zira ellerimin hali içler acısıydı, 20 dakika sonra uygun olacaktı. Markete gideyim kuru meyve, peynir, ütü suyu, içmek için çamaşır yumuşatıcı falan alırım dedim. Modern zamanların ve self servislerin en güzel örneklerinden birine denk geldim, konuşan kasa kendini 2150 yılında hissettiriyor. Merhaba Coco, Sektör 7'ye hoş geldin...
Kendi işini kendin yapıyorsun, poşetliyorsun, kredi kartınla ödeme yapıyorsun, rakamı giriyorsun, ay okuyucu bak gördün mü istesek hepimiz kasiyer olabiliyoruz. Neyse efendim, kredi kartını taktım, rakamı girdim, yetersiz bakiye dedi, bana dedi, bana bana, Bihter Coconut Ziyagil’e. Görevli kadın yaklaştı “Başka kartınız var mıydı?” diye sordu. Başka kartım yoktu, olamazdı da yıllar yıllar önce çoklu kredi kartı kullanmayı bırakmıştım. Aha ekran dalgalanmaya başladı, hazır olun geçmişe doğru yolculuk yapıyoruz.
Sen sen ol babana bile güvenme lafına bakma sen, küçüklüğümüzde Fenerbahçe yerine 1 hafta Galatasaray'ı tutar dolayısıyla bunun karşılığında para alırdım babamdan, okuyucuya not: ailecek futboldan tiksinirdik, kimsenin maç izlediği falan da yoktu. Tırnaklarımı kesersem para vereceğini söylerdi, şirketin faturalarını KDV bilmem nelerini yazardım, yani para kazanmak ne kadar zor olabilirdi ki? Üretim tarafında da tecrübem olmuştu, plastik, ambalaj, esanjör, fıtı fıtı… Daha sonra kartı geri vermek istiyor, yenisini yani, lüzum yok diyorum, bundan sonra katırlarla devam edelim, farklı devam edelim ve bu bir kırılım oluyor hayatımda. Peder’in en büyük korkusu birine borcunun olması idi ben küçükken, genetik mi, yetiştirme tarzı mı ne dersen de kredi kartı borcu için asla minimum bedel ödemedim. Bir defasında kirada oturuyordum, 12 ay boyunca ödeme gününden önce hesabına para yatırdım mülk sahibinin, bu tip tuhaf hassasiyetlerim vardı. 10 küsür yıl sonra pos makinesine bakarken, yanımdaki kadına dönüp “Bu imkansız” dedim. Çünkü bir limit sorunum yoktu, en azından market kasasında kalacak kadar. Ancak bu ihtiyacım olmayan şeyleri de neden satın aldığımın cevabı olmuyordu.
2000 yetale ile Hayatta Kalmak
Bu bir rüya değil, Afşin’i hatırlarsınız belki de hatırlamazsınız sonuçta hayali kahramanları yazıyorum bu blogda. Afşin bir gün işe gitti, öğle yemeği sonrasında şutlandı, olaylar olaylar… Afşin’in kredi ödemeleri vardı, ev taksidi, beyaz eşya taksidi, armut koltuk taksidi, sevgilisine 7 taksitle aldığı pırlanta yüzüğün taksidi, mmmmmh şahanelikler…
Survive etmek için dikkat edilmesi gerekenler;
- Başkasının hayatını yaşamayın, bütçeniz belli, aile servetiniz yok, yabancı bir şehirde yaşıyorsunuz, abartmayın.
- Tüm internet, elektrik, telefon zımbırtı paketlerini elden geçirin, kullanmadığınız hizmetler için para ödemeyin. Kabuğunuza çekilme vaktiniz geldi.
- İhtiyacınız olmayan hiçbir şeyi almayın. Yeni bir valiz, yeni bir ayakkabı, yeni bir dvd seti, 4K televizyon gibi. Olm, şutlandınız şirket küçülmüş olabilir, olmaya da bilir, sizin bütçenizdeki deliği büyütme lüksünüz yok.
- Gerekirse safra atın, economic melt, savaş, resesyon, resepsiyon, enfeksiyon gibi durumlarınız olabilir. Arabayı ya da motorunu sat, büyüyünce yine alırsın. Şehir hatlarını kullan, metro kullan, metrobüs kullan yapabiliyorsan astral seyahat yap, bana uyar.
- Boşandıysan mesela nafaka falan girdiyse işin içine bunlara da dikkat et, ilişkileri medeni seviyede tut, algı yönetimi+ilişki yönetimi önemli.
- Sabit giderlerini minimuma çek, kış geldiyse kombi falan kullanıyorsan geceleri 18’e indir, gündüzleri 20 civarında tut, işsizken şortla gezmek zorunda değilsin evde. Kimse bana Oscar Wilde bana lükslerimi verin geyiği yapmasın, kıçınızda donunuz yok, işten atıldınız.
- Bonkörlük kalkanlarınızı indirin, bir süre her yöne para saçmasanız, herkese hediye almasanız, yemeklerini ısmarlamasanız da olur.
- İstifa etmediğiniz sürece devletten İşsizlik Maaşı alacağınızı unutmayın, gerçi onun da yeterlilik şartları var, 600 gün sigortalı çalışmış olmanız gerek bu arada işsizlik sigorta priminiz ödenmiş olmalı haliyle, çalıştığınız son 4 ayın ortalama brüt ücretinin %40’ı gibi bir rakam işte. Sayısal olmayı çok sevmemiştim ben zaten.
- Enerji tasarrufu yapmalısın sevgili dostum, bana ne git bir cafede otur, laptopu, telefonu şarj et, gönderileceğini biliyorsan ihbar süresi kullanıyorsan işyerinde şarj et, evde tüm lambaları yakma, tv açıkken radyo da açık olmasın, stand by bile enerji tüketir.
- Yemeklerini evde hazırla, bir süre pratik sandviç ve salatalara dön. Dolu bir buzdolabı, konserveler seni bir süre götürür, biraz zorlasan ayda 400 yetale ile bile yaşayabilirsin. Gülme ciddiyim. Daha az dışarı çık, locada eğlen, konsere git, Martini ısmarla...
Sonrası için,
- Borçlanma konusunda bilgi edinin, krediler, tefeciler falan…
- Birikim yapın+Yatırım yapın(ikisinin farkı var kafa atmak zorunda bırakmayın öğrenin bir zahmet).
- Sır saklamayın yani eşinizden, sevgilinizden, ok anlıyorum şutlanma psikojisi zor, evet tamam lakin sonra pembe dizi kahramanına dönmeyin. Fazla gurur kötü vurur.
- İndirimleri takip edin, Balmain’de neler yaşandı gördünüz.
- Mümkünse kefil falan olurken 8733 kez düşünün.
- Bireysel emekliliğe kafam girsin, teşekkürler.
- Bankadan kredi çekip yatırım yapamazsınız yani yapmasanız daha iyi, güzel bir laf vardı hatırlarsınız "Sivas sazıyla Deep Purple" çalınmaz. Bu hafta Pazarlama Zirvesi var. *swh
- Acil durumlar için para biriktirin, mazallah ya kanser olursanız, Akbank çağrı merkezi yetkililerinin sigorta ürünü satmak için kullandığı cümleden bizzat alıntı yaptım.
Ve hala hayattaysan, bu yazıyı okurken ölmediysen sevgili İzlek, tüm bunları seni sevdiğim için anlattığımı unutma. Banka olsam ilk sana kayardım.
Yazının fon müziği: Aslında iki tane, biri Devlerin Aşkı filminden diğeri de Rüçhan Çamay'dan. Dans etmeyenin ebesi ölsün.
Ekonomi Profesörü'nüz,
Coco de Engels(Frederick olan, hani kaplumbağamın adı da Frederick idi ya)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder