İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

13 Nisan 2017 Perşembe

Blogger İşe Alımı

Yazının fon müziği; Buddha-Triangle Sun

İşbu başlığı Şair Evlenmesi tonunda okumanızı rica edeceğim.
Saçma sapan işe alım şekillerinin anlatıldığı bu blogda bugün de blog yazan kişilerin, yani bloggerların yaşadığı zorluklardan bahsedeceğim. Evet ben tarih öncesinden kalma bir TRT sunucusuyum.

Tüm berbat görüşmecilerin yükü omuzlarımda, insan taklidi yapmanın aslında o kadar da zor olmadığını hatırlatmak istiyorum.

Yeni davetiyelerim geldi, ekim-kasım-aralık dönemi programları şimdiden ajandada işaretli. Muhteşem bir bahar oluyor, bahçedeki ağaçta kuşlar cıvıldıyor, balkonda çiçek kokularını duyuyorum, hava sıcak, dün güneşlendiğim için her yerim kabardı acayip şahane hallerdeyim, hah! Bir de çiçekler nedeni ile hapşırıyorum. Nefes almak güzel yine de.
Unutmadan arabanın beyni yandı her şey şahane 7000 tl'lik masrafı 1700 tl'ye indirmenin inceliklerini öğrendim o arada. Ne iş yaptığınızın yanında kimi tanıdığınız da önem arz ediyor.
Whatsapp grubunda klasik blogger konuları tartışılıyor. Liya'dan bir mesaj geldi, İstanbul dışında yaşıyor, iş başvurusu yapmış, şirketten bir soru listesi gelmiş. Lan bu ne diyerek sizlerle paylaşayım;

Öncelikle ilanımıza yapmış olduğunuz iş başvurusundan dolayı teşekkür ederiz.
Aramış olduğumuz İnsan Kaynakları Uzmanı personelinde aşağıdaki yetkinliklerin bulunması gerekmektedir.
Eğitim süreçlerinin yönetimi
Performans değerlendirme sürecinin yönetimi
İşe alım sürecinin yönetimi
Şirket içi organizasyonların yönetimi
Bu kapsamda; aşağıda belirtilen soruları yanıtlamanız gerekmektedir.
EĞİTİM SÜRECİ
Eğitim süreçleri nelerdir?
Eğitim süreçlerindeki tecrübe süreniz nedir?
Eğitim süreçlerindeki en önemli çalışma hangisidir?
Eğitim süreçlerinde yetkinlik ölçümü çalışmalarında bulundunuz mu? Bulundu iseniz bir örnekleme yapar mısınız?
PERFORMANS DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Performans değerlendirme süreçleri nelerdir?
Performans değerlendirme süreçlerindeki tecrübe süreniz nedir?
Performans değerlendirme süreçlerindeki en önemli çalışma hangisidir?
İŞE ALIM SÜRECİ
İşe alım süreçleri nelerdir?
İşe alım süreçlerindeki tecrübe süreniz nedir?
İşe alım süreçlerindeki en önemli çalışma hangisidir?
ŞİRKET İÇİ ORGANİZASYON SÜRECİ
Şirket içi organizasyon süreçleri nelerdir?
Şirket içi organizasyon süreçlerindeki tecrübe süreniz nedir?
Şirket içi organizasyon süreçlerindeki en önemli çalışma hangisidir?
Çalıştığınız işyerlerinde en çok sizin motivasyonunuzu olumlu etkileyen faktör nelerdir?
Çalıştığınız işyerlerinde en çok sizin motivasyonunuzu olumsuz etkileyen faktör nelerdir?
Sizce insan kaynakları süreçleri şirketlere hangi katkıları sağlar?
İnsan Kaynaklarının tüm süreçlerini yazınız?

Aday olduğunuz görev için beklentiniz nedir? --> Nefes alabileyim yeter. 

Dostum, yalnız bu saydıklarınız yetkinlik değil, sertifika programı ders içerikleri falan bu. Nesiniz babacığım siz şaka mı?

Aynı hafta saçmalıklara başka bir boyut ekleniyordu.
Sektörün lideri olan bir şirketin İK direktörü ekibine kıdemli seviyede eklemeler yapmak istiyor. Uzman alacak, yerseniz. Özellikle kadın adaylarla görüşüyor haydi bu pozitif ayrımcılık, kadın çalışan oranını yükseltmesi gerekiyor, anlaşılır diyelim. Dostum görüşmeye gelen adaylara kompozisyon yazdırmış. Asistandan talebi oluyor, görüştüğümüz 6 adaydan 4'üne mail at, direktörümüzle yaptığınız görüşmeyi anlatan 300 kelimelik bir yazı yazmanızı rica ediyoruz... minvalinde bir içeriği olsun diyor. Hepimiz şok, hepimiz yerlerde. Olum ne yiyorsunuz ne içiyorsunuz, ne kadar da kendini seven bir direktör, ne kadar da kendine aşık ve kompleksli bir birey. Ben o adayların ne düşündüğünü bilmiyorum. Benden böyle bir şey istense ne olurdu kestirmek zor değil.
Blog yazan birine dava açılmış, referans gösterilemeyecek bir yazıyı kullanarak dava etmeye çalışıyorlar, bundan bir gömlek üstü saçmalık seviyesi bahçedeki ağaca selam durmak falan.

Bir bloggerın karşılaştığı problemler nelerdir? Dayak nedir, neden atılır?

Bahsettiğimiz blogger farklı bir iş alanında da çalışıyor olsun.
İçerik, trafik, zaman, konsantrasyon, yorumların yönetimi falan ha bir de host-most sorunları default yükleniyor. Peki ya işe alınırken?
Awwww yeah, işe alınırken her şey minnoştur.
Demek blog yazıyorsun, demek trafiği yüksek, bu çok hoş'tan--> Lütfen o yazıyı siler misin'e giden bir süreç var. Hele bir de iş hayatı-ik falan yazıyorsan olay komple değişiyor. Vektörle çalıştığım zamanlardı, koçluk alıyordum, o zamanki ik müdürü sıfatlı leopar kadın bunu duydu, Coco blog mu yazıyorsun, bizden bahsetmiyorsun umarım gibi bir şey zırvaladı. Yasal olarak bana dokunmanıza yol açacak şeyler yazmıyorum sakin ol leopar kadın dedim, en nihayetinde ben aslında yoğum ve bu da bir hayali blog. Bozuldu, sene bundan 9 sene önce. Bazı arkadaşlarımın başına korkunç şeyler geldi:


  • En favori yöneticisi önceleri desteklerken, işe alımda bu konuları duymuşken(aday, aynı zamanda o bir blogger diye pazarlanmışken) sonradan bir canavara dönüşüp, yazı silmesini istedi.
  • Şirketin kurumsal iletişim tarafının yapması gereken işler blogger olan arkadaşa kitlendi. 
  • Daha rezil bir başkası var mesela, yazıyı güncellemesini istedi.
  • Bir diğer çukur insan şirketi övmesini istedi. Hem de bir hiç karşılığında.
  • Bir diğeri mobbing yaptı, dava etmekle tehdit etti(en uygunsuz mobbing hikayelerini ik'cılardan dinliyoruz).
  • Bir diğeri küstü. Beni öv diyen de çıktı. Övmek mi? Bak bunun diğer bir modeli de şunlar, demek resim yapıyorsun beni çizsene. Olm blog dediğimiz dünyanın en dandik alanlarından biri bu kadar saçma bir istek duymadım. Trip atanlar, tehdit olarak görenler, popülariteyi kıskananlar.






Evet bir blog yazıyorum. Evet kitap teklifi aldım, hımm evet bu ikinci bir kariyer olarak da kullanılabilir. Hayır, adını sizinle paylaşmam ya da paylaşırım.
Sistemdeki muhteşem yöneticileriniz sizi bir bataklığa çeker, özgürlükçü olanları da var, benim çalıştıklarımdan bazıları beni bu konuda destekliyordu da. Bazen blogdan haberi olmayıp bana kendi yazılarımı gönderen yöneticilerim de oldu bu da güzel tarafı, ilginç bir motivasyon getiriyor. İş hayatında mızırdanan insanlar sevilmez, olumsuz durumları, zayıf yanları çat diye yüzünüze söyleyenler sevilmez. Gereksiz bir pembe gözlük, sorunsuz hayat, halının altına süpürülmüş problemler falan vardır, -dır, -dur... Moda, teknoloji gibi alanlarda yazarken daha esnek olunduğunu görebilirsiniz. Ben size blog yazmayın demiyorum, hobi olarak yine yazmayın. Anlamazlar, üzerler sizi berduş olursunuz.
Mesela. 

Gurulardan aldığımız dersler, ilhamlar dışında ekibin içinden gelen farklı sese tolerans gösterilen, etkin şekilde dinleme yapılan gün ve gecelerde buluşmak dileğiyle. Sözüm bu durumlarla başa çıkamayan profesyonel İK'cılara, denyo yöneticilere, oyuncağı kıranlara.

Ailenizin Küratörü,

Coconut Portakal

7 Nisan 2017 Cuma

Geri Bildirimi Çok Seven Yönetici








Bir varmış, bir yokmuş zamanın birinde bir İK departmanında geri bildirimi çok seven bir yönetici varmış. Girdiği iş görüşmelerinde birlikte çalışacağı potansiyel çalışma arkadaşlarına kendini tanıtırken de "Ben geri bildirim almayı çok severim, çok açığım bu konularda, en sevmediğim özelliğim mükemmeliyetçiliğim." dermiş.
Vay annesini sayın seyirciler, masal böyle başlamış, delikanlı genç kıza iskelede rastlamış.

Geri bildirim verirken suyunu çıkarmadan yapmaya, empati kurmaya, net-belirgin olmaya, değişim için cesaretlendirmeye, yargılamak yerine tarif etmeye falan dikkat edilir. Olay anında geri bildirim veren yöneticiler olduğu gibi, olay soğuduğunda verenler de vardır. Hayır dostlar geri bildirim intikam soğuk yenen bir yemektir falan değil. Performans görüşmelerinde yılda 1-2-4 kez verilebilir, her ay verildiğinde yüzünüz eskir diyen de var, bu işi doğru düzgün yapıp enerjiyi ve sinerjiyi arttıran da var, doğru zaman doğru yer.

Şimdi ve burada! Geri bildirimi seven yönetici;

  1. Gelişime açıktır, amacı öğrenmek ve performansı iyileştirmektir. 
  2. Gelişimi falan iplediği yok, gizli bir ajandası var ve organizasyon hakkında magazine ihtiyacı vardır. Geri bildirim ayağına sizi yiyor, küçük jurnalci. 



  • Çift taraflı bir iletişim gerektirir, geri bildirim duraktır binmeli, son durağa gelmeden inmesini bilmeli
  • Yargılayan bir dil kullanmaktan, parmakla göstermekten kaçınmak kazandırır
  • Zamanında yapılmalı, uygun ortam şartlarında, sema açıkken olmalı, övgüleri herkesin ortasında yapabilirsiniz, seslendirin başarılar diğerlerinin de kulaklarını şenlendirsin
  • Somut olmak lazım, genelleştirmeden ve bir hayale dalmadan
  • Samimi bir dil, tatlı gülüş pek yaraşır gözleri ömre bedeldir dostlar
  • Unutmayın hanımlar beyler, kişinin karakteri ile ilgili değil olay, davranışlara odaklanın, davranışlar üzerinden ve sonuçları üzerinden konuşup beklentileri dile getireceksiniz. Atla deve değil(ejderha bu dikkat etmelisiniz)
  • Öznel ve tanımlayıcı olun, kişilerin kendilerini geliştirebileceklerine olan inancınız mı var? Yapıştırın şukuyu.


Biraz daha büyüyüp terfi alacağınız zaman değerlendirme merkezi uygulamalarına alınabilirsiniz, bu noktada sizden simülasyonda ve dahi gerçek hayatta, çalışanlara hem olumlu hem olumsuz geri bildirim veren biri olmanızı bekleyecekler. Çalışanların uzun vadeli gelişimine odaklanma konusu girer devreye, mentorluk aldın mı, koçluk yaptın mı, eğitime gönderdin mi, bu insanların geçmiş dönemdeki performans değerlendirmelerini ve diğer göstergeleri incelemek falan lazım gelebilir. So kendi gelişim alanı ve güçlü alanlarını bilirken, çalışanlarının/ekibinin de mevcut durumunu bilmen ve konuya hakim olman beklenecek beyaz yakalı.

Ekibi olanlara ödev, ekibiniz rol ve sorumluluklarını belirleyin, delegasyon yapın(olm uzman mısınız siz, insan yönetme tarafına geçtiğinizde işi uzmanlara devretmek gerekir), başarıları takdir edin, ekibi motive edin, açık ve yapıcı geri bildirim verin, takım kültürü yaratın ve gelişimin önünü açın, değişimin öncüsü olun, inisiyatif almaları için onları cesaretlendirin. Bunları da yapamıyorsanız ölün bir zahmet.

Konu ile ilgili muhteşem bir yazı için buyursunlar;

Kanunimeyşın

Geri Bildirimlerin Geri Bildirimi,
Coco






1 Nisan 2017 Cumartesi

Tazminatını Alarak Ayrılmak


Yazının müziği yine Nina Simone'dan-Take care of your business

#ayna


Her şeyin bir bedeli var elbette.
Miro geldi, Kayserili kuzenimiz evlilik hazırlığında ve über geleneksel haller içerisindeler, söz bohçası, nişan bohçası, gelin görme... Sülale boyu toplaşıp okazyon uyduruyorlar. Gelini görmeye gidelim'in Kaysericesi. Ben yoğun olduğum için bu organizasyonların hiçbirinde yokum, zaten o kadar kadınla işim ne acaba? Kız lisesinde miyiz? İlkokul 3 müyüz? Daral gelen evcilik oyunu hallerindeyiz.
Kuzenimizin eşi olacak minnak kız ile henüz tanışmadım ben, ailede genelde en son benimle tanıştırırlar, ben aile üyelerine mülakat yapmayı sevmiyorum yea. Sonra dürüstçe fikrimi söyleyince küsüyorlar. Mesleki hastalık 101.
Evet, konular birikti, sabah sana geleceğim diye yazdı gece Miro, sabah hayvani boyutta bir pasta ile gelmiş, sonsuz diyetimi bozmak zorunda kaldım, evet ben bir ketojenik değildim, karbonhidratı da çok seviyordum, önümde 8 kişilik çikolatalı ve krokanlı bir pasta duruyordu. Tabloları inceledikten sonra aeh evet, sanatsever bir aileyiz, kahve içelim dedik sevgili günlük.

Bu minnak kız Miro'ya, Rolex'inden memnun musun diye sormuş. Tarih boyunca böyle bir soru sorulmamıştı sanırım. Rolex'ten memnun olmak, aklıma zaten hemen şu video geliyor. Ok, tamam bir cümle ile kızı harcamıyoruz, aramızda Rolex'ten memnun olmayanlar olabilir.
Konudan konuya, olaydan olaya atlarken, Miro anne tarafından kuzeni Leyla'dan bahsetti, işten ayrılmak istiyordu falan diye anlatmaya başladı, o konuları hatırlıyorum geçen sene de konuşuyordu.

Eeeee bu dünyanın en normal hikayesi diyebilirsiniz. Hımmmm, aslında öyle. Kıbrıs'ta yumurtalarını satan kızdan sonra 3. seviyede ilginçlik taşıyan bir hikaye. Leyla 10 küsür yıldır aynı şirkette, kendini adamış ve kendinden geçercesine çalışıyordu. Uluslararası zımbırtılar yapıyorlar, şirket 2016 son çeyrekte satıldı ve yönetim değişti, haliyle 1. yöneticisi falan da gönderilince tatsız bir hal aldı. Mevcut durumda ayrılma isteği ile motivasyonu değişen Leyla gitmek istiyordu, bu kararını bağlı olduğu yöneticiye söylemiş. Anlaşarak ayrılmak, tokalaşarak vedalaşmak, kapıyı çarpmamak istiyor zaten çok tarzı da değildir, Leyla bir özgecan olduğu kadar zarafet timsalidir. O tam bir iş bitirici, sonuç odaklıların başganı bir yönetici falandır ama yöneticisi biz senin gitmeni istemiyoruz diyerek tazminat senaryolu seçeneğin önünü tıkamak istiyor. Evlilik opsiyonu var, evlilik belgeni görürsem evlilik tazminatı alabilirsin diyor. Bildiğimiz kadarı ile Leyla'nın yakın zamanda evlenme gibi bir planı yok çünkü hayatında biri yok.

Tazminat alarak gitmelerde en iyi ikinci seçenek, eğer kendini kovdurtamıyorsan, evlilik kartını oynamaktır. Eşim çalışmamı istemiyor diyerek evlendiğin andan itibaren 365 gün içerisinde istifa edebilir, yeni bir işe başlayabilir ya da evde takılabilirsin. Bu bahsettiğim olay kadınlar için sevgili İzlekler. Pazarda niş alan varsa yardırın, oturup size işe olan bağlılık, işvereni sevme övmeyeceğim.

Adam artistliğini yapmış, Leyla'nın ana şartelleri atmış, arkadaş grubumuzdan Tankut ile yıldırım nikahı ile evlenmiş. Bunu ben bile beklemiyordum, koltuktan düştüm, gözlerimden yaş geliyordu, nikaha çağrılmadığıma mı gülüyorum, Tankut ve Leyla'nın bir çift olarak uyumsuzluğuna mı bilmiyorum. Ama yapmıştı. Bu olay 2016'nın en efsane haberleri arasında yerini alacaktı benim için.
Formalite olsun diye evlenen arkadaşlarım vardı, işinden bıkmış, mutsuz, yeni bir başlangıç yapmak isteyen. Camoooon bugüne kadar hanginiz tazminat almak için evlendi? Kimse bana maceradan bahsetmesin. Bizimki evlilik belgesini gözüne sokmuş.

Geldik bir hikayenin daha sonuna, evet dünyanın en saçma beyaz yakalı hikayesini dinlediniz. Leyla ve Tankut boşanmışlar, zaten nikaha çağırmamışlardı, boşanmaya da çağırmadılar üzülmedim, ben olur da aşık olurlar diye umutlanmıştım. Merak edenler için o tazminat alındı, evlilik kurumuna ve boşanma istatistiğine olan katkılarından dolayı ikisini de kutluyorum. İnsan gibi tazminat ödemeyen şirket ve yöneticilerininde ABV.
Umuyorum hepiniz sizinle evlenecek kadar fedakar arkadaşlara sahipsinizdir. Bakınız zamanında istifa ve tazminat konulu ciklemelerim vardı;

Beğenmeyen Yallah Arabistan'a.