İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

27 Aralık 2018 Perşembe

Uzman Olmak

Devil's Cake yiyip Lucifer izlerken bir takım kekler genzime kaçtı.
Son dönemde fırk diye güldüren bir video paylaşmak istiyorum sizinle Weirdos. Anladığım kadarıyla beyefendi bir tv figürü.
Kompozisyon dersinde lafı eveleyip, geveleyen, aynı cümleyi çevirerek, uzatarak yazanlar, başka bir metni önlerine alıp aynı cümleyi farklı kelimlerle yeniden yazanlar, copy+paste içerik paylaşanlar, büyüyünce de çocuksu heyecanını kaybetmeyenler, ilk kez mülakata girenler, 3. kez değerlendirme merkezine alınanlarla, merdivenden düşenler, sevdiği ile konuşurken burnunda sümük baloncuğu oluşanlara da gelsin bu video.
Sallarken destekli sallamanızı, motivasyonunuzu aktarırken coşkudan delirmediğiniz anlar yaşamanızı temenni ediyorum.
Yakın bir arkadaşım bir bankanın şube kölelerinden biri, 2 kez değerlendirme merkezine girdi, terfi alamadı, gelişim programına dahil edildi, 3. kez girdi şimdi de seni terfi ettireceğiz ama yerine birini bul diyorlar. Bu arada pozisyon başta konuşulan müdürlük pozisyonu değil, İK'cı diyor bunu, kozmos çarpsın sizi demek istiyorum, bir İK departmanı düşünün, yetenek havuzunda dediği işgörene biz aday bulamıyoruz, yedekleme planımız da yetersiz, sen halefini/ardılını kendin bul diyecek kadar yüzsüz, haysiyetsiz, kifayetsiz ve muhteris olsun.
So, bu olaylardan ilhamla uzmanlık kaderiniz değildir demek isterim, her şeyi bilmek zorunda olmadığınız gibi tek bir alanda uzmanlaşma isteğiniz de olabilir, bu bir paradoks değil. Olduğu gibi kabul, buz gibi bir gerçekçilik. Tarafınızı seçin, nerede olmak istiyorsunuz.

Yurttaşlarım! Weirdos! Romalılar!
Rica ediyorum kimsenin sizi belli kalıplara sokmasına izin vermeyin, öğrenilmiş çaresizlik yaşayan birey olmayın, üzgünüm bu bir maraton 100 metre koşusu gibi davranmayın.
Ne olduğunuzun, kim olduğunuzun, adınızın ve etkinizin farkına varın, üzülmeyin, siz üzülünce yeryüzünde bir yerlerde bir Coco ölüyor.
Siz, Uzmansınız!!!!!


26 Aralık 2018 Çarşamba

Hatalar yılı 2018



Her yıla bir tema belirleme fikri güzel gibi. 2019 benim için Anka yılı, Phoenix, Tuğrul, Simurg da diyebilirsiniz. Hedef belli, olay belli.
Kar yağıyor, sabahın şarkısı Silence elbette bu muhteşem sessizliğe yakışır bir Beethoven eseri, sonrasında Moonlight Sonata ile devam etmenizi öneririm, doctor's order. Açılmamış hediyeler için birazdan homurdanarak yataktan çıkmayı planlıyorum 2 saat içinde.
'7 saat uyumalısın Coco, uyku önemli' diyen çok sevgili bir İzlek için erken uyumak ve 7 saati doldurmak istedim, sonuç: 5 saat uyku ile tavana bakıyorum.
Ajandalar, renkli çoraplar, parfümler, sabunlar ve her yıl alınan lacivert nevresimlerden oldukça hoşnut olduğumu belirtmem gerek. Hobbitler kendi doğum günlerinde başkalarına hediye almayı sever biliyorsunuz, hobbit arkadaşlarım var.
Sizi bilmiyorum ama ben her rengi sevmiyorum, her desen karışık kuruşuk ve renkte uyuyamam, so Zübeyde'de kaldığımda bu olayı bildiğinden uygun renkli bir şeyler bulmak için uğraş verdi kendisi bir kahverengiperver. En büyük dertlerimin böyle şeyler olması için uğraşıyorum. Şekerim tırnağım kırıldı, ayak bakımına gitmem lazım, öf bugün pilates mi var, Kutlu'nun tekne turu bu hafta mıydı, hafif bir üşüme geldi, salata için bahçeden maydanoz topladınız mı, bu hindi pişmemiş yalnız benimle konuşuyor, ama bu çiftlik yumurtası değil sütçü sanırım bizi kazıklıyor Alfred!!!

Doğduğumuzda bahçeye benim için Apolyont Kiraz Ağacı, Laertes için de düz, dümdüz Çam Ağacı dikilmiş. Bilemiyorum belki de içimdeki orman sevgisi, ağaç sevgisi bundandır ya da lisedeyken habire ağaç diktiğimden falan, yazlığın bahçesine duvar oluşturacak şekilde ağaçladığımdan sanırım istesem bir peyzaj mimarı olabilirdim... Bu arada her yıl belli bir sayıda ağaç dikme hedefim var, kan bağışı yaptığımda dikiliyor, yürüyüş yaptığımda aplikasyon belli kilometrelerde ağaç dikiyor, zaman zaman gönüllü koçluklar vs. yaptığımda da Tema'ya ağaç bağışı şartı koyduğum oluyor. Selin'in bahçedeki ağaçları görünce eski sevgilin mi sorusu ile beni gafil avlaması ise başka bir hikayenin konusu. Ayrıca her kesinlen ağaç için yas tutmak da bu yüzden, ona küçük ağaçlar alın.

İsimler veriliyor doğduğumuzda, onlarla yaşamamız, anlamlarını taşımamız bekleniyor. Şükür ki ailemin en iyi seçimleri isimlerimiz konusunda olmuş içinden O geçen ve L ile başlayan isimlere de ayrı bir sempatim vardır, mesela Wolfgang Amadeus Mozart, mesela Lut.
Hangi aileden olacağımıza karar veremiyor olabiliriz ama kim olacağımıza, adımızın nasıl anılacağına, bize nasıl hitap edileceğine, ne tip bir yönetici olmayacağımıza kendimiz karar veriyoruz. Bu yüzden birçok insanla arkadaş oluyor, birkaçı ile dost oluyor, bazıları ile seçilmiş kardeş oluyoruz.
Hala yataktayım, yeni şubenin açılışı için Izy ile yazışıyoruz, harika bir manzarası olan 4 katlı bir mekan bulundu ve restorasyonu devam ediyor. Dennis geldiğinde görüşmeleri orada yapacağız. Bir yandan ailevi sorunları ile boğuşurken bir yandan haftanın 7 gününü 14 günmüş gibi kullanmaya devam ediyor. 3. kariyer sıçramasının zorlu günleri, yılı bitirirken kendi sınırlarını da zorluyor. Oğlaklık zor.
Levi arıyor sonra, telefonum çağrı merkezi santrali gibi, birer birer uyanıyor izlekler, enerjisi gök kubbeye sığmayan bu çılgın bir süre önce yaptığımız koçvari konuşmada sorduğum 'Neyi bekliyorsun' sorusunu üzerine almış ve 'Nihayet yaptığım işleri görünür hale getirdim!!!! Coco!!!! Seni dinliyorum bak, hatırlarsan ödev vermiştin' diyerek sabahımı aydınlatıyor. Ben de ona beni ruhsuz bulan teyzemin yeni maceralarını anlatıyorum, kalbi ile ilgili kontrolleri ve yeni testleri var, yaptırmamak için bahaneler ararken 'Ama sen çok korkunç bir insansın, dedi bana inanabiliyor musun' diyorum ve kahkahalarla gülüyoruz. Ayrıca bunları söyledikten sonra satsuma reçeli fotoğrafı gönderip barış çubuğu uzattı, abarttığının farkında, ve insanlar beni ciddiye almayı tercih eder Weirdos. Levi'nin bu ara gündeminde şefkat konusu var, kendini sevmeyi unutma diyorum kapatmadan önce, hiçbir şey mükemmel değil bırak gitsin, konulara tutunma, bir de kendini omuz başlarından öp >_<
Teyzeme gelince, hayır ben korkunç değilim sadece acımasız bir gerçekçilikle bakıyorum hayata ve doğal karşılama eğilimim yüksek, testi yaptırmazsan bazı problemler çıkabilir, Anjiyo sonrasında 7 saat sırt üstü yatmak o kadar zor değil ve evet bunları yaptırmazsan belki ölürsün, ölürsen de gömeriz demiş olabilirim. Ama o da randevuları iptal etmeseymiş. Tahammül sınırımı zorladığımı biliyor olmalısınız.
Genelde sabahlarım bu şekilde kabulleri alarak geçiyor, telefon konuşmaları, performans görüşmeleri,  koçluk soruları, whatsapp soruları vs. karar verici olmak isterken böyle bir şey hayal etmemiştim, tek tesellim insanların kendi seçimlerini yapıyor olmaları, sanırım yeni kitabımın ismi CV DOKTORU olacak tüm laboratuvarlarda satılacak. Sabah 6 CEO yürüyüşleri yazcı CEO'lar yüzünden askıda, bu mızırdanmaları gerçekten anlayamıyorum.
Diğer teyzem Lourdes arıyor, genelde sabahları ofise giderken serviste yazışıyoruz ya da sabahın köründe arıyor ha bir de eve dönüşlerde arıyorlar beni, galiba trafik yerine iyi bir alternatifim. Ufaklık güzel sanatlar fakültesini bırakıp dönmeye karar verdi, 'Bu durumdan haberin var mıydı' diye soruyor, aeh evet, elbette, her şey bundan 2 ay kadar önce ufaklığa '21 yaşında ne yapmak istiyorsun' sorusunu sormamla başladı, zaten okulu da 3 ay önce falan başlamıştı. Ne diyebilirim, benim işim insanlara soru sormak, dekanın geri bildirimini hatırlıyorum, evet bayım insanlara soru soruyorum ve evlenme kararını iptal ediyorlar, partnerlerinden ayrılıyorlar, ülke değiştiriyorlar, iş değiştiriyorlar, beyaz yakalıdan tapınak şövalyesine dönen oldu, benim misyonum hayatında major değişiklik yapmak isteyen fanileri sarsmak sanırım... Lourdes bu bilgiye önceden sahip olduğum için biraz bozuldu ama hızlı topladı kendisini, biz çocukken ailemiz kararları verirken bizim fikrimizi sorardı ve erken yaşta sorumluluk almayı öğrenmiştik, Lourdes de çocuğunun mutlu olacağı kariyerde ilerlemesini istediğinden bu vazgeçme durumuna müthiş bir anlayışla yaklaştı. Ufaklık adına çok mutluyum Weirdos.
Yakın bir arkadaşımın çalıştığı şirket, direktörleri danışman olarak gösterip pazarlama departmanını da outsource etmeye karar verdi. Son zamanlarda duyduğum en absürt karar bu oldu, daha fazla şaka yapmak isterdim ama gülmemeliyim. Departman çalışanlarına bu fikri satmaya çalışan at kafası müdür ise 'Bunu bir challenge olarak düşünebilirsin, hem ofise gelmene gerek yok, evden çalışabilirsin, freelance başka işler de yaparsın, hem ben sana yeni iş paslarım, win-win olur ikimiz de kazanırız' diyormuş. HAHAHAHIAHAHAHASHIADSHŞAFDSOŞIHAFKJHFAHIŞAHŞAFŞHIOFAŞHKFSAŞHFŞH
Tanrı aşkına tazminatlarını verin de insanlar huzur bulsun. Not: GUYZ, bu gibi durumlarda şirketin İK'sından yeterli ve güvenilir bilgi alamayacağınızı düşünüyorsanız, yöneticilerinize inanmıyorsanız rica ediyorum ALO 170'i arayın ve yasal haklarınızı sorun, beni arayabilirsiniz derdim ama benim danışmanlık ücretim depresyon sebebi, ALO 170 ise telefon araması kadar.
Pilates öğretmeni geldi, gitmem gerek, malum boyun ve omuz ağrıları için kendimi düzeltmeliyim o nedenle yazıyı burada bitiriyorum.
2018 fena geçmedi ama daha iyi yıllar yaşamıştım, hem ben tekli yılları daha çok severim, bu nedenle bitsin gitsin. 2019'da en çok ben eğleneyim ve en çok beni sevin.
Bana bu yıl yaşattıklarınız için teşekkür ederken, elbette klişe olan yeni yıl listenizi yapmanızı ve benimle paylaşmanızı bekliyorum. Sonuç olarak bir hayatı paylaşıyoruz.


Zeus'un kafasından bir yumru olarak doğan çocuğu Athena* kılıklı Prensesiniz,
Coco

*zeka, sanat, strateji, ilham ve barış Tanrıçası, haydi ama bukadar mitoloji biliyor olmanız gerek



20 Aralık 2018 Perşembe

İdeal Mentor-Mentee İlişkisi

Liz Lemon-Jack(John Francis) Donaghy kutsalımdır. Sit-comperver bir bünyeyim ve Tina Fey, Julia-Louis Dreyfus, Ellen kutsalımdır. Ayrıca Suitsperver ve House of Cardsperverim de hatırlatın da bir ara Harvey/Donna/Jessica özeti geçeyim, Franciss öveyim size.

Muhtemelen-geçenlerde de bir CEO ile sohbetimde belirttiğim  gibi kimsenin prodigysi olmadım ühühühü- benim hiç mentorum falan olmadığı için deneyim eksiğim olduğunu düşünüyordum. Tanrı aşkına 2 aylıkken konuşmaya başlamış, kendimden 3 yaş büyüklerle okumuş, 9 yaşında kişisel gelişim kitabı okumuş sıkılmış, 16 yaşına girdiğim hafta yine olduğundan erken bir dönemde okuldan mezun olmuştum. Mentorluk benim neyime acaba, birkaç meslektaşımla hızlandırılmış sohbetler yetiyordu bazen, ergenlik yıllarımda 70-80 yaş ortalaması insanlarla da iyi anlaşıyordum-neredeyse bir indigo. Sanırım bu konu üzerine biraz düşüneceğim.
Ama bakıyorum da benim hiç rol modelim falan da olmamış iş hayatım boyunca. Gerçi Leyla Alaton ilgimi çekerdi, bir de sabahları viski ile güne merhaba diyen Panter Kadın'ın tarzı zorlu olsa da sevimli bulurdum(hah bir de bir aralar Neriman'dı yani sahnede konuşurken, siz bir de onunla döner kapıda sıkışmayı deneyin)... Bir Jack tanımadığım için Jack de olmadı.
Pantere dönelim. Açık ofise girdiği an itibariyle herkes gerilirdi. Çalışan ilişkileri müdürünü 30 kişinin içerisinde yerin dibine soktuğu korkunç gün aylarca konuşulmuş, kadıncağız dandik bir excel dosyasını ekranda yukarı çıkaramamış, herkes önündeki işe bakıyor gibi yapmaya falan çalışmıştı. Benim umurumda değildi elbette bikoz of ben kaosa bayılırım.
Sanırım ayarımda mentor bulmak zor olmuştu, ben de yöneticilerimi zorlamıştım ve benden though one diye bahsediyorlardı. Belki de ben tersine mentordum da o zaman bu konu icat edilmemişti. Her neyse, aşağıda diziyi izleyenlerin sevimli bulacağı bir kuple mentorluk anlarını sizlerle paylaşmak isterim.






Dört yapraklı yonca ve tek boynuzlu bir atın birleşmesinden mucizevi bir şekilde ortaya çıkan kahramanınız,

Coco the Queen of denial

5 Aralık 2018 Çarşamba

People Make the Brand-2018



Kültür stratejiyi kahvaltıda yedi mi? Issız acun kaldı mı? Şimdi yürek yırtılır.

Türkiye özelinde kuşaklar farklı olarak ne bekliyor? Bu soru önemli, cevabını bulmak, kültürün de kahvaltıda stratejiyi yiyip yemeyeceğini konuşmak üzere Fairmont’a doğru yola çıkıyorum. 
Yılın en sabırsızlıkla beklenen organizasyonlarından birindeyiz, lokasyon güzel, organizasyon şahane neredeyse sarkma yaşanmayacak diyorum ve adımımı atıyorum. 10 dakika var, İK’nın sosyetesi burada tatlımmm(minik blogger şakaları), elit bir azınlık, seçkin vs… Ve inanmayacaksınız iltifat üzerine iltifat alıyorum, sabah 09:00’da başlayınca gün daha da güzelleşiyor. 

Bu tip organizasyonlara katılanlar ikiye ayrılır, içselleştirip dışsallaştıranlar(yani diyor ki bilgileri alıp, sonra bulaşıcı virüs gibi herkese yayanlar) ve sadece kendileri için kullananlar. 
İşten kaçanlar ve networklerini genişletmek isteyenler, eski arkadaşları/dostları ile karşılaşıp özlem giderenler. 
Sevdiğim serinlik seviyesinde bir salon ve show time. Akış konusunda memnunum, ekip çok ilgili, tasarım güzel olmuş, öğlene kadar nasıl bir hızla geçiyor anlamadık. Sponsor oturumları her zaman risk, temel sıkıntı konuyla ilgili bir sunum yapmakta zorlanan üst düzey yöneticiler. Bu bir klasik olmaya devam edecek, şirket tarihçesi anlatmak bayıyor ama zamanla öğrenecekler. Sohbetler, soru/cevaplar güzel. Vurucu ve akılda kalan birkaç cümleyi aşağıda paylaşıyorum, daha fazlasını merak ediyorsanız twitter’da #peoplemakethebrand #işverenmarkası etiketi ile arayabilirsiniz, cıvıldamaktan bitap düştük. 

Evrim’in takılmadan yaptığı monolog geçmiş dönemlerdekileri arattırmadı ama asıl şovu kapanışta sazlı sözlü yaptı, sosyal medyadan bildiğimiz abiyi konuk olarak getirmiş çaldılar, söylediler, benzerleri arasından nasıl sıyrılıyor derseniz bir konsept, iki sahnede şarkı söyledi. 
-Bir şeyi nasıl yaptığınız her şeyi nasıl yaptığınızı gösterir. 
-İnsanın magmasında ne var? Evet bu soru sizi bir içsel yolculuğa çıkartsın, düşünün, içinize çökün lütfen. 
#iyimserliksermayesi kavramından söz etti, siz seversiniz böyle şeyleri, 2019 yılında bol bol kullanın, ik jargonuna eklensin.



Serdar Turan bıyıklarını kessin, abinin bıyıklarına bakmaktan konuşmaya konsantre olmakta zorlandık, slkdlksdjlkdjla tamam ya kesmesin. 
-Her kuşak kendinden öncekini dönüştürdüğü kadar kendinden sonrakini de etkiliyor, dedi. 
O iş ünlü düşünür Doğuş’un da dediği üzere babadan oğula nesil gibi. Kuşaklar birbirlerini şekillendiriyor. 
Elbette bir sürü araştırma sonucu, veri, data, anket, edat, süzgeç, tümleç ile ödüllendirildik. Gençler hala genç, beklentiler hala beklenti. X’ler maaşı önemsiyor, Z’ler seyahat imkanını seviyor, kariyer basamaklarına karşı boş değiller referans arıyorlar. Y’leri merak ettiniz, Y’lerin Gök Tanrı belasını vermiş Weirdos. Y’ler gelişime önem veriyor, Z’lerin performans sonuçlarından çekindiği söyleniyor. 





Algoritmalar davranış değişikliğine neden oluyor, kendimizi duyduğumuz ve gördüğümüz zaman daha iyi hissediyoruz, algoritmalar yankı odasında sizi yaşatmaya başlıyor…
Akan Abdulla ilginç geldi, "Kültür, siz planlar yaparken 10 sene sonra başınıza gelen şey olacak. Kültürel değişimleri hep beraber yapıyoruz demeyin. Kültürünüze etki eden küçük grupları anlamaya çalışın.” derken Eliza testi, Hollanda Açlık Kışı derken şirket obezitelerine giden yolu anlattı. Bence bu kavramlara bir bakın. Yaşam alanlarında her şeyin yeni ve hikayesiz oluşundan yakındı. İnsan beyninin yakıtının duygular olduğunu savunuyor, sinirbilim, evrimsel psikoloji, dilbilim, sosyal coğrafya. Kültürler ne söylemek gerekiyorsa onu diyorlar, ne söylendiğine değil metafora bakın dedi, metaforlar duyguların ziplenmiş halidir. A-ha! Sahnede aforizmalarla konuşan biri var, seyirci aforizma sever. Türk insanının benzetmelerle yaşadığını paylaştı, haklı da ve komik de sayılır. Bugün sorunu yönetemezsek obez bir kültürle boğuşacağımızı söylerken küçük gruplardan başlayarak önlem alınması gerektiğini söyledi.


Kültürü yaşatmazsan strateji yaya kalır, kim söyledi hatırlamıyorum deftere öyle yazmışım. Şirketin ilham veren amaca sahip olması yükselen bir değer olmuş. Amaç, duruş, hedef peşinde gençler. 

Bir hippi vardı aramızda, tarzını sevdim, adı Erin Willet.
 -Cesaret liderden, yaratıcılık takımdan gelir. Cesur liderler başarının değil, gelişimin hikayelerini anlatır.



Gazeteci ve Trend Avcısı/İnternet Ekipler Amiri M. Serdar Kuzuloğlu:
 -Teknolojiyi teknoloji uzmanlarına bırakırsanız, dünya distopik filmlerin senaryolarına dönüşür. Yetişkinken Küçük Prens okuyun falan dedi, hızlı hızlı konuştu, bir sürü bilgi paylaştı, dramatik çıkışlı kapanış yaptı. 

Universum Strateji Global Başkanı Richard Mosley: "Önemli olan değerleri belirlemek değil, değerlerin sizin için değerini anlamak." dedi. 
Bizden sonra öğrenci arkadaşlara özel bir organizasyon yapıldı, gençleri de bu tip organizasyonlara dahil etmelerini aşırı, süper destekliyorum. 
Ok, tamam, bitti, bu kadar. Çok istiyorsanız siz de gelin moruk, o kadar haberdar ettim. 

Haliyle beni ne başkanlar, ne CEO’lar, ne küratörler, ne kurucular davet ediyor, icabet etmek gerek ve seve seve gidiyorum. Bu minvalde önce Evrim’e, sonra Gülhane’ye ve Simla’ya buradan el sallıyorum, bu deneyimi yaşattığınız ve coşkunuzu benimle paylaştığınız için. 

Brand Ambassadorunuz also Kariyer Şansölyeniz,