İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

28 Ocak 2019 Pazartesi

Mikro Yöneticilik

Yazının fon müziği: Cold Blood





Zamanın birinde terfiler için girilen bir görüşmede bir pazarlama profesyoneli, direktör seviyesindeki yöneticisinin şutlandığından ve 6 ay kadar yeni direktör gelmediği için 1. derecede yönetici olarak GM ile çalıştığından bahsetmişti.
GM: Genel Müdür için kullanılan kısaltma, gönül isterdi ki şirketi ve yöneticiyi de paylaşayım ama ikimizin de kedi olduğu başka bir evrende okuyucu. Görev dağılımı, hedefler ve takip konularından bahsediyorum, evet bildiniz.

Pırıl diyelim olayın kahramanına, kampanyalar ile ilgili çalışıyormuş, bir reklam filmi için görevlendirilmiş, ancak GM kısa cümleler kuran yetkili bir abiymiş, Pırıl biraz tırstığından soru sorma/etkili iletişim tarafında sıkıntı yaşamış. Takip için her GM ziyaretinde ret yiyormuş, 4 kez ret yemiş ve aynı işi 4 kez sil baştan yapmış. Elbette inananlar için bu olayda ibretler vardır. Ben size bunu case olarak vereceğim demedim, verseydim çözerdiniz zaten, değil mi?
Aksiyonları belirlerken kendi fikirlerine öncelik vermeye eğilimliydi Pırıl, ekip yerine bireysel takılıyor, soloda fena sayılmaz/elbette raporda böyle şeyler yazmaz/ parlamak istiyor, orta vadeli hedefi departman müdürlüğü falan falan.

NŞA'da potansiyel olduğu düşünülen yöneticinin farklı yetenekteki çalışanları, farklı özellikleri olan bireyleri bir araya getirmesi ve belirli bir görevi tamamlamak için onları çalıştırması beklenir yani onların vasıtasıyla.

  • Çalışanların enerjisini tüketmek, yıpratmak yerine onların büyüyüp gelişmelerine yardımcı olması ve kapasitelerinin üzerine çıkmaları için yüreklendirmesi beklenir. 
  • Görevleri besin zincirinin en alt basamağındaki çalışana verirsiniz, operasyon onların işi, onların bu konudaki uzmanlığı yeterli mi, eğitime ihtiyaçları var mı, koçluğa ya da mentorluğa ihtiyaçları olacak mı, bu konular yönetici sorumluluğunda. Yani diyor ki; karıncalar soru sorabilmeli, ulaşılabilir yönetici olmalısınız. 
  • Verilecek bu sorumluluklar çalışanların gelişmesi için bir fırsat olacak. Ekibin kadar güçlüsün, yani o gelişirse, sen de gelişirsin, onun kapasitesi artarsa, zekası artarsa sen daha rahat hareket edersin. Ekibine kendinden yetenekli insanları da al, en iyisini almak zorunda değilsin, pozisyon için en uygunu al. Ciddiyim, herkes Harvard Law bitirmek zorunda değil sen de sandığın kadar efsane değilsin. 
  • Hedefler ile öncelikler arasındaki kalın çizgiyi çiz ve bir karar ver. 
  • Onay sürecinin katmanlarını azalt, Volvo'da 5 adımdan fazla süreç yok gibi bir şey hatırlıyorum, bir yerlerde duydum ya da izledim. 
  • Görev özelinde konuşacak olsaydım eğer ekip içerisinden birini bulamadın diyelim, dışarıya gitmek yerine proje özelinde farklı bir birimden şirket çalışanını atayabilirsin. Yani doğru insana doğru işi ver. 
  • Yöneticinin ne istediğini açık bir şekilde aktarması kritik, yoksa Pırıl gibi 6 kez gider, 4 kez sil baştan  başlar ve sonra yetenek görüşmesinde farkına varamadığı bu durum için gelişim alanı açılır. Eğer Pırıl'san etki tesir gücünü arttır ve soru sor, işi nasıl yapacağını anlat, ne olacağına yöneticinin karar versin ya da yönlendirsin, GM ise koçvari yaklaş yumuşak, etkili, zor sorular sor, ama net ol ibiş, senin yüzünden zaman kaybediliyor. Zaman, insan, finansal kaynağı etkin şekilde yönetmeyi size ben öğretecek değilim, zaten sesim kısık ve doktor 3 gün konuşma yasağı verdi. 
  • Görevi bir kişi üzerinden de yönetebilirsiniz, bir lider belirleyin, etraf lider kaynıyor zaten, takip edin, geri bildirim alın, verin. 
  • Ölçütler belirleyin, süreç sizin işiniz, iş planı falan yapın ya da yapılmasını talep edin, yönetim insana insanla insana rağmen anlatma ve iş yaptırma sanatıdır. Şaka şaka o İK idi. Ama ciddiyim yönetim bir sanattır ve dadaistleri pek sevmezler, amelasyon ekibe ait. 
  • Coşku, adanmışlık, motivasyon istiyorsan lütfen alan yarat, mikro yönetim mikro p.nis gibidir, mmmhh tatsız bir konu biliyorum. 
  • Spesifik sorular sorun, zamanında bitmesi için önde hangi engel var, riskler var mı, beklediğimizden daha iyi giden şeyler var mı, biraz iyi haber alalım. Takdir zamanı, evet lütfen çalışanlarınızı takdir edin ölmezsiniz. 


Evet bitirelim, burnumun akmaya başladığı ve gözlerimin sulandığı aşamaya geldik, ne yazık ki Alfred'in getirdiği o iğrenç ot karışımlarından içmek zorundayım.
Analiz Felci geçiren kahramanınız,
Coco Potansiyel Katili

Öptüm Byeeeee

20 Ocak 2019 Pazar

Sizi Neden İşe Alalım?

Yazının fon müziği: One Headlight


Sizi neden işe alalım?
-Çünkü okul bitti.

Fare enough bir neden bence, öyle g.te bülbül öte.
8972. kez yazıyorum burada iş görüşmesi dediğimiz şey soruların sorulduğu bir toplantı, elinizdeki pozisyona en yakın kişiyi bulmaya çalışıyorsunuz. Etkili görüşmeler yapmak, iyi sorular sormak zaman alıyor, bazen eğitimlere gidiliyor, sonuç;
-Berbat soru soran meslektaşlarınız, turnover oranının yükselmesi, hatırlanmak istenmeyecek aday deneyimleri vb. Kendi adıma departmana mor renkli tek boynuzlu ve 3 kanatlı bir eşek arayan yöneticiye farklı alternatifleri denemek ister mi önerisini sunduğumu paylaşmak isterim. Merhaba Kay, acaba 1 tl daha fazla versen ve boynuzlarında soğan halkası olan bir aday alsan nasıl olur?

İşe alımcı kadar görüşme tarzı var gibi dandik bir tespit yapmak isterdim ama yapmayacağım. Temelde amaç, belirli araçları kullanıp en az hata yapabilecek durumu oluşturmak, ölçebildiğin sürece kendini rahat hissediyor kurumsal taraf, esnaf vb. tarafta ise ben adamı gözünden tanırım metodu sık kullanımda. 800 tane test, onu satmaya uğraşan 800 tane iş geliştirme/satışçı var, bunları yaymak için sosyal medya/zirve/konferans/kongre buluşmaları, röportajlar, kulaktan kulağacılıklar vs.
Yıllar içerisinde nasıl bir işe alımcı olmayacağım keskin hatlarla şekillenmiş oldu, birçok iş görüşmesine aday olarak katıldım, beni en sinirlendiren hadiseler:

  • tokalaşmak için hamle yaptığımda elimin havada kalması, 
  • bekletilmek, 
  • cv'yi inceleme konusunda yeterli motivasyona sahip olmayan İK'cı ve fonksiyon yöneticileri,
  • kendini yaptığım her işi sorgulamaya adamış masanın diğer tarafındaki kişi,
  • Neden biz? sorusunu soran hıyar ile karşılaşmak olmuş. 
Bir keresinde görüşmeye 25 dakika geç gelen İK'cıya beklediğim bir saat dolduğunda bize ayrılan sürenin sonuna geldik dedim. Elbette şaşırdı, ben prensipleri olan bir Coco'yum. Ayağa kalktım ve kapıya yöneldim, fak yu sen benim bir saatimin kaç dolar olarak faturalandığını biliyor musun qöylü? Coco bekletilmez, beklenmez de çünkü ben asla geç kalmam. 

Bir keresinde onu biliyor musun, bunu biliyor musun, yasa kaç tarihinde çıktı biliyor musun diyen birim yöneticisine son 20 dakika içerisinde anlattıklarımdan anladığınız bir konu oldu mu? sorusunu sordum. 

Sanırım aptallığa tahammülüm yoktu ve cut the crap seviyesine hızlı ulaşıyordum, belirli noktalarda diplomasi ve politik olma becerileri gerekir. Ayrıksı olmak güzel, tok satıcı olmak da hala beni avlayacak yetenekli beyaz yakalıyı bekliyorum. 

Bir keresinde dream company ile iş görüşmesi yaptım, MENA yöneticisi ile şahane bir görüşme geçirdim, Türkiye bacağındaki yönetici ile eh işte görüşmesi geçirdim, sonuç; süreç ile ilgili bilgi vermediler bile. 

Yıllar öncesinde görüştüğüm ve bir yere varamadığımız bir direktör ile 6 yıl sonra onun isteği üzerine tekrar görüştüm, 15 gün içerisinde süreci tamamlayacağız dedi 4 ay boyunca pozisyon açık kaldı. Bundan çıkarılacak ders, 1 kez olmadıysa 2. kez görüşmeye gerek yok. 

So bunun gibi aday deneyimlerini sık sık blogda yazdım daha önceki yıllarda, sonra işlerimi arkadaşlarım bulmaya başladı, bir şekilde iş yaptığım veya beni tanıyan bu profesyoneller benim için referans oldu ve yeni kapıların açılmasında yanımdaydılar. Şanslıydım, güzel insanlarla hayatı paylaştı yazsınlar mezar taşıma. 

Kendi en iyi versiyonuma ulaşmaya çalışırken hala, yıllar içerisinde neyi önemsediğim ve nasıl bir iş yapış şeklinin beni motive edeceği ön plana çıktı. Piyasada halihazırda kullanılan birçok envanteri doldurdum, gelişime dair her fırsatı değerlendirdim. Ama şu anda, şu noktada, ayak ayak üzerine atmış kahvemi yudumlarken karşımdaki keko bana "Seni neden işe alalım?" sorusunu sorsa keyfim yerindeyse "Çünkü ben en iyisiyim." deme olasılığım yüksek. 

ADAYLARA SESLENİYORUM;
  1. Yeni mezun ya da değil, kendinizi ne kadar iyi tanırsanız karşı tarafa anlatma/aktarma ihtimaliniz o kadar yükselir, tecrübelerinizi örneklendirmek işe yarayabilir, yaşamadığınız şeyleri anlatmayın büyük olasılıkla sızıntı olacak ya da benzer bir sorunu çözüme ulaştırmanız talep edilecek şansınız yaver gider mi, çok emin olamıyorum. 
  2. Sorgulayan bir zihin yapısı işe yarar, yargılayan zihin yapısı sizi pek uzağa götürmez. 
  3. Yetenek olmak zorunda değilsiniz, belirli kriterlere göre etiketlenseniz de kendinizden ümidi kesmeyin, ortalama olan ve fakat doğru motivasyonla üretkenliği üst seviyelere çıkan ölümlüler var, kimsenin sizi potansiyeliniz hakkında kötü etkilemesine izin vermeyin. Ben size inanıyorum. 
  4. İlişkileriniz ve itibarınız dünyaya açık durumda, tanımadığınız insanların size erişimi bulunuyor, o nedenle itibarınızı iyi yönetin. Örnek vereyim, görüşme sırasında saçmalayan yöneticiye görüşme çıkışında adımı google'da aratın, bugüne kadar bir skandala imza atmadım ve bundan sonrası için de şirketinizle anılırken bu tip bir şey olmasını istemem dedim. İtibar önemli, kriz yönetmek istemiyorsanız itibarınızı koruyun. 

Unutmayın, bir insanın değeri ona hiç faydası olmayacak insanlara olan davranışıyla ölçülür. Ya da bunun gibi başka bir jenerik ifade, klişelerin başkanıyım whatever. 

Yine de bu soru ile karşı karşıya kaldınız diyelim, derin bir nefes alın, kocaman gülümseyin ve güçlü gördüğünüz yönlerinize odaklanın, eğer o şirkette çalışmak sizin için önemliyse ondan da bahsedin, o işe ihtiyacınız mı var, o iş sizi başka bir noktaya mı taşıyacak bunları düşünmenizde fayda var gibi geliyor bana. 

Şimdilik bu kadar, gitmem lazım, mini bir toplantım var yine, acil ve evcil bir toplantı, son olarak linkedin semalarında popüler olan Yeni Mezun şiirini paylaşmak istiyorum, sonralıkla çocuksu bir merakla yeni şeyler öğrenmeye devam edeceğiniz günler diliyorum. Çok sayıda işsiz, yeni mezun ve kariyer hareketi isteyen ve bir o kadar kıt iş fırsatı var, so bu bir maraton, kısa mesafeye hazırlanır gibi hazırlanmayın, yolda serilirsiniz. İlanda min. 2 yıl diyorlarsa tornadan bir şekilde geçmiş birini istiyor olabilirler, nadiren de olsa istekli ve öğrenme heveslisi, öğrenmeye aç cevval bir adayı yerleştirebilirler, olamaz demiyorum, nadiren olur ama bu başka bir hikayenin konusu. 


Mantar haklı, #catch22


Parıldayan Neşeli Kariyer Bakanı ve Vericilerin Azizi,

Coco Cornelia dM


12 Ocak 2019 Cumartesi

Canım Çekil


Yazının fon müziği: Looking Back 




Yeni bir ben keşfetmeye çalışıyorum. Her yaşın tadını çıkarmaya başladığımız dönemler bunlar Weirdos, cildim yaşlandı, ellerim nem kaybetti, mezarlık gülleri çıkıyor üzerinde.

Harikulade doğum günü dilekleri ve kutlamaları sonrasında hala hayattayım. Bu sabah hangi parçam çalışmayacak acaba diye düşünürken, her yerimin yerinde olduğunu fark ettim.
Hayvanlar gibi eğlendiğimiz, içtiğimiz, dans ettiğimiz bir gecenin sabahına koçluk görüşmesi planlamak ilk zorlu görev. Hayvan dediysem bir puma, bir sırtlan, bir predator hayvanı düşün minnoş bir kedimsi. 20'ler, özleniyorsun bro. Uyanmak zor değil de güne başlamak için motivasyona ihtiyaç duymak zor. Harikulade bir öğrenci ile buluşmaya gidiyorum, umarım onun da günü en az benimki kadar iyi geçer.

Yaş ilerledikçe değişen bir şey yok gibi, ruhlarımız sabit ruh yaşında yaşamaya devam ediyor, 80 yaşındaki arkadaşım için bu böyle, 50'lerinde olan için de. Benim yaşım yıllardır olduğu gibi 24'te sabit(çünkü hayatımın en zor yılıydı) gerçi çocukken kendimden yaşlılarla arkadaşlık eden olgun bir çocuktum ama bu başka bir hikayenin konusu.
Muhteşem manzaralar izledim, değişik insanlarla tanıştım, iyi kahveler içtim, olağanüstü yemekler yedim, berbat iş görüşmeleri yaptım, ilginç toplantılara şahit oldum, çok güzel yürüdüm kendime geldim, biraz kilo verdim, bir sürü sağlık taramasından geçtim, dostlarımla vakit geçirdim, birkaç kişiyi hayatımdan çıkarttım, hiç minnoş olmadım, çok minnoş oldum ve elbette yalan söylemedim.

Bu hafta oldukça keyif aldığım bir ev partisindeydim, hiçbir şekilde yargılamayan insanlarla tanıştığınızı düşünün ya da çevrenizde böyle arkadaşlarınızın olduğunu, ben çok şanslıyım. Lady Gaga ve pop ve korku filmleri ile dolu bir gece, iyi bir şarap, harikulade pastalar eşlik etti.
En çok zaman geçirdiğiniz 5 kişinin ortalamasısınız diyorlar ya, hah işte o ortalamaları hep yükselttim, bunu da gururla paylaşmak isterim.
Metroda 3 durak için okuyacağım bir kitap hediye geldi ve ben zihnimde  evirip çevirdiğim konuların kucağıma löpçük diye düşmesine minnettar hissettim. Bir de kapının girişinde yeni bir süpürge var, size de böyle hediyeler geliyor mu?
Sadece zihinsel ve yönetsel modda takılacağım dediğim için evrenin sürekli olarak fikrime & yorumuma ihtiyaç duyan insanları getirmesi de böyle. İyi bir dinleyici olduğumu söylemiştim değil mi, bu küçük kulaklar gerçekten işe yarıyor. Ve gönderdiğiniz mesajlara bakıldığında hayatlarınızı değiştirmişim, egosunu zedelediğim iki kişi hariç, ben yapmadım, kendiniz yaptınız.

Bir hayatı paylaşıyoruz, ve sizlerle tanıştığım, bir şekilde buluştuğum, bu yazıları okuduğunuz ve değerli anlarıma değerli anlar kattığınız için teşekkürler.
Olmasaydınız da olurdu, ben yine eğlenirdim 7 yıl öncesinde olduğu gibi, yalnızca dudaklarımla değil gözlerim, dişlerim ve diş etlerimle de gülerdim, hatta gülüşüm duvarları falan çınlatırdı ve fekat şimdi sizlerle eğleniyorum bu da güzel, fena değil yani.
Bu yılı kendim için Phoenix yılı ilan ettim, küllerimden doğduğumdan değil ama yine de bu metaforu çok sevdiğimden, mitolojiye bayıldığımdan belki.
Silkin ve kendine gel okuyucu, takvimden 11 gün daha gitti ve yaşayacak bir ömür var önümüzde, farkındalık pınarının soğuk sularından içmek, sezgisellik denizinde boğulmadan süzülmek ve acı meyveleri olan anılar ağacından meyve toplamak gerekiyor.
En çok ben eğleneceğim, en çok ben dans edeceğim, en çok beni seveceksiniz, benimle ilgilenmeniz hoşuma gitmiyor değil.
İşin özü: bir şey istiyorsanız öküz gibi istemeyin insan gibi isteyin size gelecektir.
Kendi limitli gökyüzünüzün kahramanısınız, ilgiyle izleyin ama ne zaman çekilmeniz gerektiğini de bilin. Akıllı olanlar için elbette bu yazılanlarda ibret alınacak noktalar vardır.
Kendi Teb'inizde(çöl) yalnız kaldığınız ve kendi K2'nizde(zirve) olan biteni seyrettiğiniz nice günler geçirmeniz dileğiyle.
Bitirirken gelecekteki sevgiliye de buradan seslenmek istiyorum;
-Bugün de aramadın, aybolmuyor mu?
Daha bitmedi, doğum günümü kutlayan siz eşşiz İzleklere tekrar teşekkürler, ölü taklidi yapanlar, sizi unutmadım yakın zamanda başınıza çok çok kötü şeyler gelecek, ben demiştim.

Çıkmam gerek, genç bir dimağın bana anlatacakları var, aydınlanmanın zirvesine vardığınızda görüşürüz.

Xoxo,
Tanrı'nın lütfu ile Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı ve diğer toprakların ve bölgelerin Kraliçesi,
Commonwealth Lideri ve İnancın Savunucusu,
Coco Maya Feride Fatoş Jules Andre Louis Soledad de Medina


8 Ocak 2019 Salı

2019 Kararları-Resolutions




2018'den öyle bir kurtulmak istiyordum ki ne en çok okunan blog yazıları, ne favorileriniz, ne bitirirken, ne de oooo biliyor musunuz kimi kiminle nerede basmışlar gibi yazılar gelmedi. Bıkmıştım. Sıkılmıştım ve çok derdo bir haldeydim. 
Evin oturma düzenini değiştirmeye kadar giden bir ağrı silsilesi ile uğraştım mesela bu benim için bir ilk. Sadece acil durumlar için evden çıktım, koçluk görüşmeleri, geri bildirimler, ac/dc, diyetisyen buluşmaları gibi. 
Hediye almalar, hediye vermeler, doğum günü ayı olması nedeniyle oğlaklık partileri falan da oldu elbette. 
Harika bir ajanda ile yıla başladım ve Ocak ayı takvimini doldurdum, yetmiyor gibi okunacak kitapları sıraladım, kimse bana içselleştirme zart zurt demesin, sayılarla ifade edilebilen şeyleri sevdiğim için olağanüstü projeleri kabul ettim, kitaplar konusunda tek rakibim ise Metyu, hala onu geçebilmiş değilim. So indirim zamanı bir koli daha kitap aldım. 
7 yıldır burada siz şahitsiniz evi düzenlemeye çalışıyorum, 7 odayı nasıl toplarım, kitapları bağışlasam, ya da şehirin farklı yerlerine bıraksam gibi süper çözümler buldum ama hala ayrılamadığım dolaplarca, raflarca kitabım vardı. 

Pazar günü minnoş bir şekilde müzik dinleyip yataktan kalkmamak için uğraşırken enerjik bir mesaj geldi Eleazar'dan: 
-GÖNÖYDÖN. 
+OK. Dökül.
-2019 resolutions arıyorum kendime, coaching. 
Ve konu kucağıma gelir, spiritüel tarafına bir yana bırakırsak işte neyi merak ediyorsanız, neyi değiştirmeye çalışıyorsanız zort diye önünüze geliyor ez cümle. 

Yıllardan çok yıl önce yeni bir şey yapmak istiyorum, Eleazar cv'ni göndersene bize biri lazım dedi ve 2 gün içinde birlikte çalışmaya başladık, hayatımın en önemli dönemlerinden biridir benim için, daha önce bu kadar tatmin olduğum bir iş yapmamıştım, çünkü o sıralar öyle bir iş yapmak istiyordum, dönemsel olarak takım değiştirip para kazandığım günler hariç, o zaman 5 yaşında falanım. So onun bende, benimse onda kredim çok yüksek. 
Yeni kararlar almam gereken bir dönemdeydim, benim de listemi yapmam gerekiyordu, lazımmış, gerçi yıl sonunda 1000 metrekare ev hedefi belirlemiştim, 'dikeyde zaten sahipsin amaç ne' tepkisi gelince, yatayda da istiyorum benim olacak fıstık! çıkışı ile kendimi anlatmaya çalışmıştım. 
Motivasyonlarım 3 sn. sürüyor, ve sürekli bir şeylerden sıkılmaktan kurtulamıyordum, so böl, parçala, yönet tam bana göre, sırala, numaralandır ve ölç. 

Eleazar için bir tanıtım maili yazıp bizimkilere gönderdim, maildekiler o kadar seçkin insanlar ki herkesin birbirine teşekkür ettiği şahane bir kreşendo ile taçlandı. 
Sonra başka bir mailde yatırımcı bir arkadaşım ile girişimci başka bir arkadaşımı tanıştırdım, belki Silikon Vadisi'nde değildim ama istesem bir balina avcısı olabilirdim. Neyse bu başka bir hikayenin konusu. 

O kadar ajanda, defter, renkli kalem, aplikasyon boşuna alınmadı. Bir şeyler yazılıp çizilecek, üzeri karalanacak, ışık hızıyla başlayan yıl Aralık ayında kara delikte zamanın yavaşlaması gibi yavaşlayacak ve yeni yılın gelmesi istenecek. Kolay mı?
Kendime yeni hedefler belirleyecektim, isterseniz siz de öneri de bulunun, gerçekten bana ilham verebilirsiniz. Yani fena olmazdı sanki, sonuç olarak benim için önemlisiniz. 
Acaba aylık mı karar alsam, 3 aylık mı, yıllık mı diye düşündüm. Mesela Ocak ayında yiyecek dışında hiçbir şey almama. 
Şubat ayında hiç alkol tüketmeme/içki içmeme ziro, ziroooooooooooo. 
Mart ayı boyunca yoga yapmaya çalışma, Weirdos ilginçtir ben yogacı değil pilatesçiyim, neden böyle olduğu hakkında bir fikrim yok, belki de yoga yaparsam vegan da olurum korkum var? Sirke ile saçlarımı yıkarım, organik kıyafet giyerim, sonra kafayı yer ve yaylada yaşamaya başlarım...

Aylara bölmesem de tek tek madde mi yazsam diye düşündüm sonra, elbette ilk sırada kilo vermek olacak, 1000 yılın en popüler başlığı, hatırı sayılır bir kilo verdim, bir o kadar daha verip İpekyol kıyafetimin içine girme hedefim var. Evet şu anda kapanmıyor. Ve şunun gibi şeyler olabilir belki: 
  • Yeni bir beceri edin, yeni bir şey dene, öğren, uygula bilemiyorum belki başarırsın. Mesela uzman ol. 
  • O sırada instagram'dan Zübeyde yazıyor atla Moğolistan'ı gezebiliriz. Okeay, ikimizin de Moğolistan gezisi yapma isteğimizin olmasını sadece ve sadece oğlaklığa bağlıyorum. At bana uyar. 
  • Yeni bir motto, mantra belirle, bununla ilgili motivasyonun ne kadar sürer bilmiyorum, zaten en büyük engel herhangi bir davranışı sürekli yapabilmek, sürdürülebilirlik. İrade falan kompile yok. 
  • Daha fazla su iç, daha az plastik kullan, plastik kötü biri, karbon ayak izini azalt, poşet konusunda çevreci tavır takındığınızı görüyorum yemezler. Ücret ödeyene kadar umurunuzda bile değildi, doğada çözünen poşet falan hikaye, iki yüzlüsünüz. Alın bez poşetlerinizi, filelerinizi o zaman yine konuşuruz. Şişelere dönecek olursak, cam şişe kullanın, tek şişe kullanın, hemen hemen her beyaz yakalının ofis şişesi var. Sen istiyorsan bunu daha az karbonhidrat ye olarak değiştirebilirsin, beklenir senden. 
  • Haftalık olarak yaşamınızı değerledirin, 52 haftayı değerlendirmek yiyorsa ve devam edebilecekseniz yapın bunu. İleride performans görüşmesi yaparken yolunuzu aydınlatır, karşı taraf aman da ne kadar farkındalığı yüksek bir birey falan der. 
  • Yeni bir dil öğrenin, kelime hazinesi büyüsün...
  • Yeni bir egzersiz programı oluşturun, rutine binsin, hayatınızın her zerresine nüfuz etsin, ben sporu hayatımdan çıkardığım andan beri tüm saçmalıklarla uğraşıyorum. 
  • Meditasyon hedefi, bu listede her yıl var, plank challenge gibi hiç sonunu getiremiyorum, benim zihin dağınık toplamak için Tibet'e gitmem lazım. Izy günde iki kez TA yapıyor, talent acquisition diyeceğim sandınız ama hayır transandantal meditasyon. 
  • Belki bir sosyal oluşuma katılma, bağış toplama, bağışta bulunma, ne bileyim belirli yerleri ziyaret etme gibi hedefler eklenebilir. Sağ elinizin yaptığını sol eliniz bilmeyeceği için bunu size bırakıyorum lütfen istediğiniz gibi ilerleyin. 
  • Bir tasarruf planı oluşturma, mmmh buna ihtiyacım var, istediğim gibi yaşamayı sevsem de uzun vadeli planlarım ve 1000 metrekare ev için benim bile bir tasarruf planı yapmam gerekiyor, bu sene oğlakların kaderini değiştirdiği yılmış belki de evin temeline anneannemin gönderdiği doğum günü altınını gömerim ne dersin?
  • Yeni bir teknik eğitim ya da kişiye özgü eğitim olabilir. 
  • Yeni kitaplar okuma hedefi hep var, geçen yılı 73 ile bitirdim, bu yıl için yeni kitaplar geldi zaten yukarıda okudunuz.
  • Daha fazla eğlenme, daha fazla diğerlerine yardımcı olma, sosyal çevreyi değiştirme ve zeka yükselten olmaya devam hedefi koyuyorum kendime. Yeni biri ile tanışınca ben bu insana nasıl yardımcı olabilirim sorusunu kendinize sormayı deneyin(evet, bu insan, varlık, fani, ölümlü). Hayır linkedin'den bahsetmiyorum, kendi çapımda bir rock starım bunu biliyorsunuz, ve benim çapım oldukça geniş. 
  • Bungee jumping benzeri yükseklerden atlamalı bir şey. 
  • İki sevimsiz insanı hayatından çıkartmak. Şanslı iki ismi siz bulun. 
  • İki yeni ülkeye gitme hedefi koyayım, bu eğlenceli olabilir ama gitmeyeyim.
  • Hiç kaybolmadım mesela kaybolma hedefi koyuyorum bu yıl kendime, hatta ormanda falan kaybolayım. 
Şimdilik bu kadar. 
Mezara değil Sezar'a giden kahramanınız,
Coco