İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

31 Temmuz 2018 Salı

Sıradan Bir İşe Alımcı İçin İş Görüşmesi Soruları






İş-özel yaşam dengesinin tepe noktasındayım, hiç iş çok özel yaşam modundayım. Diyetisyen kontrolüme gidiyorum.
Yavaş giden uzağa gider mottosu ile 1 yılda inanılmaz şekilde kilo veremedim, o kadar yavaş veriyorum ki analizler sunumlarda örnek olay olarak kullanılabilir. Üsküdar’da arabayı park ettim, karşıya gideceğim, Nişantaşı cehenneminde park yeri aramak ile uğraşamam. 


Sıradan bir işe alımcı veya danışmanın sorabileceği türden sorular lazım oldu. Başka bir kıtadan arkadaşımın isteği üzerine, sure thing ne de olsa konunun uzmanı benim, hem benim için çok önemli olan arkadaşlarım var bunu biliyorsunuz, bazılarının kredisi Mars’a kadar.
Diyelim ki bir şirket geldi ve sana bizim işe alım süreçlerimizi bir incele, dolduramıyoruz istediğimiz gibi, zorlanıyoruz, bir proje yapsan, analiz falan, yol haritası keçi patikası??? Nasıl bir reçete yazarsın? Vapurdayım ve yazmaya başlıyorum.
Ohhhh God, damarlarım işe alım yoksunluğu ile kavruluyor, günü güzelleştiren ne güzel sorular yağıyor göklerden.
Öncelikle bu fırsatı bana sunduğu için kozmosa, karanlık maddeye, anlayamadığımız doğa üstü olaylara ve far far away de yaşayan pek kıymetli dostuma teşekkürler, beni zigottan bugüne getiren ailem, Akdenizli geniş ailem, büyük büyük atalarım Mısırlı sülaleme teşekkürü bir borç bilirim. En sevdiğim Tanrı Seth bu arada. Kaos kutsalımdır.

  • Başlıyorum, bir şirkete görüşmeye gittiğimde ya da bir şirket bana ulaştığında haliyle onları dinlerim, neden biz sorusunu sormalarını sevmem, siz beni buldunuz, bu yıl hiçbir şirkete başvuru yapmadığım halde 5 görüşme yaptım 2 tanesine biz sizinle iş yapamayız, ben size uygun değilim dedim. Dream şirketin nemesisinde çalıştım olm aşın bunları. 
  • Geçtiğimiz günlerde bir mülakatta, hatırlarsınız bebek yapmamışsınız falan dediklerinde evlatlığım ben bebek yapmıyorum diyerek odayı -26 dereceye çekmiştim. Dongoz gibi sorular olmadığı mülakatlar diliyorum hepinize. Direktörün size şirket ile ilgili soru sormanızı teşvik ettiği son 15 dakikalık bölümü aklınıza getirin lütfen. İşte bu zaman aralığı benim favorim, engelli işe alımları ile ilgili neler yapıyorsunuz sorusu oluyor ilk sorum. Elbette yasaya göre sayıya göre diye başlıyorlar anlatmaya. RESMEN ÇÖP.
  • Liseden bir arkadaş grubum var, 4 kişilik mikro bir grup göbeği olmayan giremez, 4 kişi, 2 İK’cı, 3 koç, bir reiki master, bir satınalma profesyoneli, bir işletmeci, 2 danışman… 8-9 meslek var işte 2., 3. kariyerler havalarda uçuşuyor. İK’cılardan biri anlattı, engelli işe alımları ve çalıştırılmayan engelliler, sadece maaş ödemesi yapmak zorunda kaldıkları iş hikayeleri. So engelli personel ülkenin kanayan yarasıdır, kimseye iyilik yapmıyorsunuz, empati/sempati/acıma modundan çıkın. Ergonomik olmayan şehirler, binalar, ofisler zaten yeterince can sıkıcı bari doğru dürüst engelli işe alımı yapın. Bu bir kriter olsun, neden personel bulamıyoruz? ÇÜNKÜ BERBATSINIZ.
  • Nerede güçlüler, kendilerine göre neresi kör nokta- bana göre kör noktaya bakarım, gelişme alanını sorarım, bu konuda çok açık olan direktörlerle çalıştım, mastürbasyon yapıp gerçeği kabullenmeyen ve şirketini öven direktörler ile de. Şirketinin rakibinin ücret paketi devreye girince çirkefleşen ve nasıl bizim teklifimizi reddeder yeaa diyene kuşak araştırması fırlattığım da oldu.  
  • Turnover rakamlarını isterim, e şeyyyyyyyy diye başlarsa, yönetilmesi gereken bir yönetici olduğunu düşünebilirsiniz, klişe ama doğru, ilgi bekler, üzgünüm zamanı gelince iltifat etmek zorunda kalıp izin isteyeceğiniz günler olacak, çocuğunun berbat hikayelerini de dinleyeceksiniz. 
  • İş tanımı-beklentiye bakarım gerçekçi mi? Beklenti ve gerçek dünya arasında Büyük Kanyon kadar fark olabilir, dolayısıyla yöneticiyi zemine çekmeniz gerekirse zemine yapıştırmanız gerekebilir, şirket işe alımcı iseniz minnoşlukla, danışmansanız kadife eldiven ile yapın bunu. Kadife Eldiven-Çelik Yumruk kapiş. 
  • Direktör profillerini sorarım. Yönetici profilleri önemli, bu Kezban tipler(Kezban unisex olarak kullanıldı) koridorda ve toplantıda çalışılmış ifadeler, davranışlar ile gününüzü gün edecektir ama değerlendirme notlarına, kişilik analizine bakınca her şey daha anlamlı hale gelir. Gerçi birkaç gün geçirince hangisinin daddy issue yaşayıp, hangisinin karısının aldattığını anlıyorsun ama bu, başka bir hikayenin konusu. 
  • Çıkış mülakatı verilerini isterim😈 Çıkış Mülakatları yerine yeni işe başlayanlar ile yeni görevin nasıl gidiyor mülakatları da popüler bu ara, neyi daha iyi yapabilirdik sorusu geliyor İK ve fonksiyon yöneticilerinden. Ama tüm iş süreçleri için çıkış mülakatı şahane fikirler verebilir, kim mobing yapıyor, hangi departmanda neler dönüyor ve İK nerelerde etkin değil. 
  • Proje ilk geldiğinde eğer böyle bir şey gelirse yani, görüşmeye gitmeden sosyal medya yorumlarına bakarım kesin biri Ekşi'de bomba bir mülakat anısı paylaşmıştır olmadı işkolig falan bakarım gerçi onlar da satıldı, toplu işe alımsa forumlarda mülakat sorularına kadar bulabiliriz. 
  • Görüşmeye giren 1. Yönetici, ekip Lideri zart zurt kim varsa yetkinlik bazlı mülakat tekniği eğitimi almasını şiddetle öneririm çünkü kullandıkları barzo dil nedeniyle efsane aday kaybı yaşanıyor. Ve emin ol birçok şirkette bu eğitim alınmamış olur. Bu gibi durumların işveren markasını da baltalandığını anlatırım so kesin böyle saçmalıklarla da uğraşıyorlardır. Hımmmm işveren markasına girdik az önce gördün mü? EVP falan, happy hour var mı, simit-kaşar yiyip mutlu oluyorlar mı, biscolata erkekleri ofiste cıbıl geziyor mu?
  • Bizim şirket çok farklı dili hala devam ediyor, evet evet farklısınız ay nov. 
  • İlan formatlarına bakarım, sevdiğim 1-2 tane var, pozisyonda çalışan roldeki kişi neyle savaşacak onu yazınca ayrıca mutlu oluyorum. Ajans ile çalışıyor mu, yoksa kendileri power point’te mi hazırlıyor. İlan sürelerinin abartılı uzun olmasına ilgi çekerim ilanınız 389 gündür aktif, pozisyon kapama süreleriniz çoğunlukla böyle mi derim. Zaten artık benden tiksindikleri için görüşmenin sonuna yaklaşırız. Pozisyon kapama süreleri gerçekçi mi? 
  • Aynı ilanın içeriğinin değiştirilip saçma bir şey haline evrilmesi durumu yaşanıyor mu mesela?
  • Süreç takibi yapılmaması ve adayları bilgilendirmeme, varsa örnekli anlatım, bir arkadaşım sizinle görüşmüş, geri dönmemişsiniz, sonra öldü o biliyor musunuz şakası yaparım, çok pis şaka yaparım, burada da kötü şakaları ben yaparım biliyorsunuz. 
  • Yönlendirilen aday sayısına bakarım, minimal işe alım tasarımı yapıyoruz 29 aday içinden hayır dediyse sorun, her bölüme ortalama kaç aday yönlendirilecek?
  • Danışmanlık şirketi opsiyonu var mı, referanslı aday süreci nasıl, mesela kıyafet kodumuz esnek dediği halde türbanlı çalışan istemeyen şirketlerden bahsedelim biraz. 
  • Test, enstrüman kullanımına gerek var mı? Varsa en etkili hangisi bunlara da bakarım so bu arkadaşlarda rapor da olur, fonksiyon yöneticisinin kafa iyice çorbaya döner haliyle. 
  • Çalışanların marka ajanı olduğunu anlatıp kimi zaman koçluk-koçlukvari yaklaştığım oldu mesela, liderlik süreçlerini sorarım, gelişim belki yokuş aşağıdır.  
  • Pozisyonu kapatamadığınızda ne hissedersiniz sorusu geldi. Hissetmem, i'm a cold hearted bitch, işe duygularımı karıştırmam, bir de bugüne kadar kapatamadığım bir pozisyon için bu sorunun muhatabı olmadığıma inanıyorum. Asıl soru, ekibinizden biri pozisyon kapatamadığında sizde nasıl bir değişiklik oluyor? Kafasından buhar çıkmaya başlayınca yöneticiyi serbest bırakın, dönerse sizindir. Bir pozisyon kapanmıyorsa teknik sorunlar olmalı, yanlış görev tanımı, berbat bir ücret teklifi, pozisyonun yanlış konumlandırması, yeteneği kaybetme riskini ortaya çıkaracak qöylülükler, nope pozisyon kapanmaması gibi bir durumu kabul etmiyorum. Bir şeyler yeniden dizayn edilmeli ya da yöneticileri yeniden programlamalısınız. 
  • Formları ve yetkinlikleri isterim, hangi pozisyon için hangi yetkinlik? Bu dili kullanınca süreçler daha derli toplu oluyor standart işe alım formları uzman/yeni başlayan/ yönetici için ve gereksiz soruların önlenmesi-yine eğitime geliyoruz yanlış işe alım maliyeti sunuma eklenebilir.

İK'cı değilseniz ve bu yazıyı halen okuyorsanız, kendi bölümünüzle ile ilgili doğru düzgün nasıl sorular sorabilirsiniz onu düşünün, ben neden söz konusu şirkette çalışmalıyım, burası bana ne vaat ediyor, ne katabilir, ben onlar için neleri başarabilirim, katlanmak zorunda olduğum bir konu var mı, bu pozisyondaki kişi neden ayrılmayı tercih etti, pozisyon yeni mi açılmış, ilk 6-12 aylık dönemde ne bekleniyor, departman bütçesinin büyüklüğü, birinci ve ikinci yönetici ile aynı ekipte olmak beni gururlandırır mı, performans hedefleri, varsa katıldıkları yarışmalar... bunun gibi dandik şeyleri düşüşünün. Kendi işinizde ve uzmanlığınızda neyi başarmak istiyorsunuz, hedefiniz ne, şirketle uyumlu mu, tüm bunları düşündükten sonra teklifi kabul edin, muhtemelen aylık 50K tl net vereceklerdir. Ben sizin yanınızdayım, hatırlayın.
Biliyorum siz bunu reçete formatında,süreç halinde yazılı, şemalı isterdiniz ama o dediğiniz asma kabağı benim bahçemde sadece mango var. 


İşe Alım Tanrınız,
Coco Seth Kaossever


25 Temmuz 2018 Çarşamba

Kendinizi Dünyaya Daha İyi Anlatmak İçin Ne Yapıyorsunuz?

be like Snoopy


Selam İzleks,

Yağmurlu ve yoğun toplantılı bir haftadan merhabalar. Eser miktarda boğaz ağrısı, hırıltı ve burun tıkanıklığı ile karşınızdayım. Gürültü yüzünden geceleri beyaz masa yetkililerini darlayıp biraz uyudum, bugünkü okazyonlardan birini iptal ettim, konuşmaya mecalim yok telefonlara cevap vermiyorum. Tüm gün devasa oyuncak ayılar gibi yattım ve Brooklyn 99 izledim, umca'yı tepeme diktim.
Son zamanlarda öğrenci koçlukları devam ederken, kuzenden güzel haber geldi, o da aile şirketine siyuuuu deyip üniversitede ihtisas yaptığı bölümle ilgili iş görüşmesine gitti, teklif aşamasında. Evet bir deniz yıldızını daha kurtardım ve okyanusa attım. Neden aile şirketlerinize veda edip kurumsal hayata gidiyorsunuz diye sormayın bence, olması gereken buydu ve bizler de en iyi senaryoyu yaşamaya devam ediyoruz. Alternatif maliyetler alternatif hayatları getiriyor.

Lisans arkadaşlarım Eru ve Arkın ile buluştuk, Eru kafayı iş yapmakla bozmuş bir girişimci, tuhaf sektörlerde bir sürü işi var en son Lübnanlı bir şeyh ile tanıştırmaya çalışıyordu beni ama bu başka bir hikayenin konusu. Arkın finans kariyerine ani bir kararla son verdi, uygulama geliştirip iddialı bir sektörde varlık göstermeye çalışıyor. Eru'cum okulda yeterince saçmalamıştık, iyi eğlenirdik, yetişkinlik hayatlarımızda hem iş yapmaya devam ettik, hem kongrelerde konuşmacı olarak salındık, her İstanbul gelişinde de itlik ve serserilik yapmaya devam ediyoruz. Daha geçen hafta görüşmüştüki hayırdır dedim arayınca, bu kez Arkın'ı kurtarmamız gerekiyor dedi. Okeayyyyy, şekil için yani. Orta vadeli planlarından biri de onunla iş yapmak so bazen çalıştığınız insanları da geliştirmek gerekir.

Elimizdekilere bakalım;

  • hatrı sayılır aile seveti: BULUNMUYOR
  • okul derecesi: BULUNMUYOR
  • mesleki başarılar: BEKLENEN
  • motivasyon: GELİŞİME AÇIK, AYNI ZAMANDA KENDİ GÖRÜNMEZ DUVARLARININ FARKINDA DEĞİL
  • risk iştahı: GÜVENİLİR MODDA, YERE ÇAKILMAMASI İÇİN DESTEK ALMALI BELKİ MENTORLUK
  • sosyal medya görünürlüğü: HALA KLOUT KULLANIYOR OLSAYDIK (-)'LERLE İFADE EDERDİK.

Aynaya bakın, bu durumun müsebbibi sizsiniz, rakibiniz karşınızda, kendinizi nerede magmaya doğru çekiyorsunuz, nerede zirvedesiniz(bkz: K2). Yazının fon müziği de burada girsin, Eda Baba yorumu ile.

ŞEKİL ŞÜKÜL MESELESİ

Ürün ile ilgili sayfalar hazır, içerik paylaşımı yapılmamış, müşteri profili konusunda segmentasyon tarafı zayıf, linkedin bağlantı sayısı 91, yeni kanal yaratma konusunda istekli ama bebek adımları bile atılmamış. Gidilecek yol var bir an önce harekete geçilmeli.
Teenage zamanlarında tanıştığın arkadaşların ile yıllar sonra bu konular için bir araya gelmenin keyfi anlatılamaz. Arkın "Şu hale bak!" diyor, ne var diyorum, okulda da notlarımı isterdiniz, olm ben hepinizden akıllıydım ama size her notu vermiyordum o ayrı konu dedim. Vize zamanı eve gecenin 11'inde fotokopi makinesi ile gelmişlerdi asdjlaksjdlakjsdlaksj, kim bir fotokopi makinesini kolunun altında taşır, 2000 yılında sefil partiler, kötü müzik, berbat içkiler ve fotokopi makineleri yuvarladık. 2018'de hala sosyal medya profilleri üzerine çalışıyoruz, tam bir klasik.
Kendinizin daha iyi versiyonuna ulaşmanızı istiyorum Weirdos, bu işinize etki edecek, iletişim tarzınızı şekillendirecek, insanların üzerinde bıraktığınız etkiye geleceğiz. Vay efendim işe alımcılar cv'nize 3 sn. bakar, fonksiyon yöneticisi kapıdan girerken notunuzu verir değil. Melek yatırımcı ararken ya da sunum yaparken kendinizi rahat ifade edemediğinizi ve belki de işi kaybettiğinizi düşünsenize. Tanrı'm bunun olmasını istemiyorum, umarım tüm fikirleriniz hayata geçer.

PLAZA HAYATI BAŞKA PİYASA HAYATI BAŞKA, YAZLAR KIŞLAR BAŞKADIR

Ben İstanbul'da yaşıyorum, arkadaşlarım ise burada doğmadı, buraya pek alışamadı, kendi özlerini şehirleştiremedi çoğu zaman, içlerindeki naif taraf ile mutlu mesut yaşadılar ta ki duvara toslayana kadar. Benim normalim İstanbul, dolayısıyla kimine çok sert gelen bu iş hayatı ortamı benim doğal ortamım, plazaları ve bahçede domates yetiştirmeyi seviyorum. Expatları söylemedim daha, ülke dışına çıkmıyorum, bana ne onu da Sezai anlatsın size.

İSTANBUL

İnsanların kendini yeniden keşfetmeye/yaratmaya/bulmaya geldiği yer. Niş pazarda alan bulduğunda zıplayacağın, aynı zamanda predator bir kitleye karşı hayatta kalma savaşı vereceğin yer. Bu noktada kendinin farkında değilsen, limitlerin/sınırların konusunda bir fikrin yoksa, hayal dünyasında bulut üzerinde seyahat ediyorsan işin zor. Yahu sizi alakasız bir şekilde iş için aradılar mı, avlamak istediler mi, sana ihtiyacımız var dediler mi, fikriniz ödül aldı mı, best practice falan oldu mu, kimi tanıyorsunuz, kimler sizi tanıyor acaba, arkanızdan neler diyorlar?

So, o şekil düzelecek, düzelmeli, cv'in güçlü olmalı, referansların, endorseların havalarda uçmalı, çünkü burada senin gibi yüzbinlercesi var bro. Mobilite de önemli elbette ama burası İstanbul genel müdürlükler burada beyb. Teknik, hırs, irade, konsantrasyon! Hız, denge, zamanlama, iç denge, dirayet!!!!! Bunlar çok önemli. Ne kadarsan bilirsen o kadar kazanırsın.

Eru programı oluşturdu, faturaları kesti, cillop gibi yeni bir projemiz oldu. Mmmhhh.

Peki okuyucu, sen ne için çalışıyorsun? Ben kendimi gerçekleştirmek için çalışıyorum mesela, aptal işe alımcıların aptal sorularına maruz kalıyorum arada dur ya bir sonraki yazıda da şu bebek yüzünden mi çalışmıyorsunuz diyen denyo İK müdürü herifi anlatayım.

Şimdi görüşmeye girmem lazım, gelirseniz Çengelköy'deyim gün batımına karşı su içiyorum, konuşamam sadece dinleyebilirim. Genç dimağların sorularını cevaplamam lazım or onlar kendi kendilerine cevap verecekler.

Profil Şekil Şükül Bakanınız,
Cocozade

19 Temmuz 2018 Perşembe

Etki Yaratan Eylemler

İnsan gibi çalışıp insan gibi yaşadığım için güzel geçiyor bu yaz solar kökenli hastalık devam ettiğinden bronzlaşamıyor, peynir gibi geziyorum. Yönetici gibi yöneticiyim. Arada bahçeden sebze, meyve falan topluyorum, kabak çiçeği dolması yiyimliyorum, sabahları erken uyanıyorum, emekli albay modu devam ediyor.
Teknik kitaplar okuyorum, bol bol altını çizdiğim cümleler oluyor, fikirler benimmiş gibi twitter'da ciklemiyorum buna bir netlik getirelim de yanlış anlama olmasın. O kadar iyi tespitler yapmadığınızı hepimiz biliyoruz ortalamas people.
Yılın iki iyi kitabından birisi de Adam Grant'in Orijinaller kitabı, okuyun, feyz alırsınız, yönetim, ik profesyonelleri için iyi bir oyuncak. Yılın dediysem 2017'de alındı anca sıra geldi, bkz: #coconunefsanekütüphanesi

Adam Grant-Orijinaller




Kitabın son bölümünde Etki Yaratan Eylemler sıralanmış, buyursunlar:


  1. Mutlak değil, duruma göre düşünün.
  2. Ürettiğiniz fikirlerin sayısını üçe katlayın.
  3. Kendinizi yabancı bir ortamın içine bırakın.
  4. Stratejik ertelemeler yapın(yeterince ilerleyemezsen kasten dur, bekle diyor, her şeyin bir şeyi var).
  5. Beyin fırtınasını bırakın beyin yazımına başlayın(bireysel olarak herkes fikir üretsin, sonra herkesle paylaşılsın, artsın çoğalsın diyor).
  6. Fikirlerinizi daha tanıdık hale getirin. 
  7. Fikirlerinizi yeni bir kitle ile buluşturun. 
  8. Dikkatinizi fikrinizi desteklememe nedenlerine yoğunlaştırın.
  9. En cüretkar fikrinizi bir Truva atına bindirin, sonra açığa çıkarmak için doğru anı kollayın. 
  10. İnsanların kişiliklerine, değerlerine hitap edin. Olm değerler çok önemli, nice savaşlar bunun yüzünden çıkıyor şirkette. 
  11. Liderseniz bir yenilik turnuvası düzenleyin. 
  12. Şirketi batırın(mesela), baturacak fikirleri bulun. 
  13. Farklı departmanlarda çalışanları fikirlerini sunmaya davet edin. 
  14. Zıtlıklar günü düzenleyin. 
  15. Popüler olmayan fikirleri savunan insanlardan yenilikçi bir görev gücü oluşturun. 
  16. İNSANLARI KÜLTÜRÜNÜZE UYUM SAĞLAMALARI İÇİN DEĞİL, KÜLTÜRÜNÜZE KATKIDA BULUNMALARI İÇİN İŞE ALIN. Bunun üzerine çok güzel yazı yazılır, sürekli b tipi kişileri alırsan elinde b sepeti olur, a'ları alırsan Alfa'dan geçilmez, sonra vay efendim diversity zirvesi varmış gidelim diyorsunuz, saçmalamayın, o yönetici hıyarlarınız farklılık yönetemeyecek, geri bildirimi düzgün veremeyecekse neden oradalar. Anlıyorum evet evet sizin şirketiniz çok şeffaf, elbette. 
  17. Çıkış görüşmelerinden giriş görüşmelerine geçin, işe aldığınız newbie'lerle görüşün, ilk geldiklerinde neler yaşadılar, ne hissettiler, ne yapıyorsunuz Tanrı aşkına.
  18. Çuvaldızı kendinize batırın. 
  19. Beğenme, sevme, nefret gibi sözcükleri yasaklayın, yerine tanımlayıcı cümle kurmalarını sağlayacak bir dil oluşturun. 
  20. Değişim sürecini başlatmak için, yükselen yıldızlara meydan okuyun. 

Orientation 


Evet gördüğünüz gibi özet geç lan formatlı yazımızın sonuna yaklaşıyoruz. Yaratıcı fikirler, esneklik, değişim, liderlik havalarda uçuştu hepiniz şahitsiniz.
Şimdi saçma bir toplantı yapmak üzere aranızdan ayrılıyorum. Okuyun, özümseyin, uslu bir şirin olursanız size 25'e 2 nedeniyle şirketten dehlenen direktörün hikayesini anlatacağım, Weirdos tam bir skandal.
Ben de kitabı bitirince hepinize teşekkür edeceğim, hatta beni sizler var etmediniz ama iyi eğlendik falan diyeceğim.
Unutmadım, yazının fon müziği:The Fugees'ten.

İstese aile şirketinde board of directors'ta takılabilecek ama asi bir İK yarı tanrısı olmayı tercih eden kahramanınız;

Etkili Lider Yaratıcı Başkanı
Coco Lideryus

4 Temmuz 2018 Çarşamba

Yoldan Çekil


Yazının fon müziği: Hayat Bayram Olsa

Okuduğum bir kitapta bahsi geçiyordu:
"İşini layıkıyla yapman için gerekenlerden biri ben değilim; beni unut!".
İşte sizlere ununu elemiş, eleğini duvara asmış harika bir yönetici türü. Biliyorsunuz ben yöneticinin zeki, çevik ve hızlı kavrayanını severim ama çok yok onlardan.
Sık sık tekrarladığım, görüşmelerde ve sonrasında benim işimi kolaylaştıran bir soru, senin için ne yapabiliriz Coco? Bu soru elbette benim egomu okşamakla birlikte aslında katalizör etkisi yaratıyor. Genelde cevabım alan yarat oluyor, yaratıcılığıma karışma, hedefi belirle ve geri çekil. Olur ya olağanüstü saçma bir şey yaşarım, olur ya çözemem, direktörlerden biri aklını kaybeder ağlamaya başlar falan o zaman görüşürüz.
Neden bu kadar çok kitap okuyorsun sorusu geldi geçen gün, insanları okumaktan sıkıldığım için evladım dedim. İnan bana eğlenceli olacağını sanıyorsun ama değil, aynı hikayenin versiyonlarını anlatan, farklı bir şizofrenik alemde yaşayan, kişilik bölünmesini kusan, depresyonda olan, başka biri gibi davranan ne ararsan var. So kitaplığa baktım 73 tane okunmamış kitap kalmış onları da okuyup şehrin belli yerlerine bırakacağım. Hatırlayalım;
Hooop döndük. Bir Hint deyişi de paylaşayım bu kadar geleneksel bir giriş yapmışken;
"Banyan ağacının altında hiçbir şey yetişmez."
Bahsi geçen ağaç geniş bir alanda gölge sunar, haliyle bir rahatlık, bir konfor alanı söz konusu. Gölge etme başka ihsan istemez tavrı çok doğru. Önüne çıkan 10 kişinin 17'sinin lider olduğunu iddia ettiği bir iş habitatında hayatta kalmaya çalışıyoruz. Hey, uyandırayım sizi, o kadar yönetici pozisyonu yok, o kadar yöneticiye ihtiyaç da yok, ayrıca o kadar yetenekli de değilsiniz. O nedenle gerçek dünyaya ivedilikle geri dönmenizi öneririm.

reddit'ten buldum-banyan ağacı-ne sinek olur burada var ya

Beni Unut! Diğerlerine ne kadar güvendiğini gösteriyor, hata yapma şansı veriyorsun, öğrenme, kendini gerçekleştirme, karşındakilerin muhakeme yeteneklerine duyduğun saygı ne bileyim bu insanlar kendi fikirlerini hayata geçiriyorlar,  sürekli 1. sınıf öğrencisi gibi parmak kaldırmasını beklemiyorsun. Özgün, inisiyatif kullanan, hatalarından öğrenen, çocuksu bir merakı olan, dev bebek adımları atan... Yazarken bir heyecan geldi. Ekibin kadar güçlüsün unutma, onlar kadar yavaşsın, kör noktaların var ve birlikte yükselmek çok daha kolay. Kaynaklarını probleme fırlatmalarına izin ver, kriz anında yaratıcılık artıyor bazen bırak gitsin, beceriler doğru liderlik şekilleri ile ortaya çıkar, kullan, dışarı bak, gözlemle.
Lütfen bunu okuyorsan insanların zekalarına ket vuran bir pislik olmayı bırak, olm öbür taraf gerçekse ayvayı yedin bak. Değilse de benim sorunum değil. Ben çok iyi ve efsane isimlerle çalıştım, psikopat yöneticiler girdi hayatıma, hepsi zenginlik günün sonunda endorse ettiler, yeni iş teklif ettiler, birilerine önerdiler, avcılar peşime düştü.
Ben olsaydım şöyle yapardım diyebilirsin, kimse bunu elinden almıyor ama sen artık yöneticisin bırak işi ekibin yönetsin sen de insan yönetiminden nasibini al, engelleri ortadan kaldır, zor sorular sor, işe dair yönteme dair sorular sor, koçluk yapabiliyorsan koçluk yap. Çok yüklenmedim umarım.

Bu bir yolculuk ve ben at arabası sevmiyorum.
Haydi kaçtım ben, güneş yükselmeden yüzmem lazım yoksa kabağa dönüşeceğim. Son birkaç farkındalık sorusu var aşağıda, al kulağına sokarsın.


  • Sor kendine etrafımdaki bu insanlığı nasıl daha zeki, daha yetenekli hale getirebilirim(belki de sorun sendedir)?
  • Takımın tüm gücünü nasıl kullanırım, o güce nasıl ulaşırım?
  • Bildiklerim beni nasıl engelliyor, yeni bir bakış açısı kazanmak işime gelir mi?
  • İnsanlara daha fazla alan versem ne değişir? Ölür müyüm? Adi bir paçoz muyum?

Korkma korkma kimse senden devrim yaratmanı, kilometrelerce yürümeni, büyük bir savaş kazanmanı beklemiyor, ben hariç, ben potansiyelini kullanabileceğini düşünüyorum ama sana çok güvenmiyorum da. Kendi kişisel tarihimi kroniklerde, blogda ve 5 yıllık her gün için aynı soruları tekrarlayan bir ajandada tutuyorum, ben hep ileri gidiyorum bebeksiler siz de gelin.

Alemlere süper dahi olarak gönderilmiş olan kahramanınız,
Zeka ve Liderlik Onursal Vice President'ı
Coco