İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

30 Haziran 2018 Cumartesi

Network Vampirleri


Interview with the Vampire kutsalımdır.
 Yazının fon müziği uzaklardan çok uzaklardan-In a black out

Her şey o ilk tanışma ile başlıyor, birebirde sizinle tanışıyor ilk adımı atıyorlar ise predator gibi davranıyorlar, çok basit siz onun işi için yeni bir kurbansınız. Size ürün ya da hizmet satacak, küçük küçük iyilikler yapacak sonra one for me one for you mantığı ile kendisi için bir feyvır yapmanızı isteyecek. Gerekirse bekleyecek, 1 ay, 2 ay, 4, 9, 1 yıl bekleyecek. Sonuç Odaklılık denen bir yetkinlik var haliyle. İçinden aman avcı vurma beni'yi söylemeye başla lütfen.
Hikaye genelde başına kötü şeyler gelmesi ile devam edecek, tarihin en bilindik dolandırcılarına baktığında bu klişe davranışı göreceksin, Sülün Osman'lar, Yalçın Doğan'lar böyle böyle zengin oldu.
İlgi çekmek, ihtiyaç oluşturmak için hikayeler uyduracaklar, yaşadıkları olayların farklı versiyonlarını çalışıp gelecekler, genel eğilimi yalan söyleme üzerine. Tamam hikaye olmadığında bağlantı kopuyor da tüm hayatını baştan yazmak da diğerlerine haksızlık.
Kart alıp kart verirler, bir şeyler içelimcileri de vardır, ne flörtler dönüyor, happy hour, mutlaka bir yemek yiyelim, konserde buluşalım mı, yaz partisi var gelsene, sosyal medyadan ya da sektör gruplarından biliyordur seni ve sinsice yaklaşır. Olan introvertlere oluyor, ayıp, yazık.

5 ay önce, İstanbul

Yakın bir arkadaşımla bilindik bir cafede geyik yapıyoruz, hararetli bir şekilde yaptığımız bu geyik münasebetsizin biri tarafından bölünüyor. Mindfulness ilgili çalıştığını söylüyor, aah bir dakika önce arkadaşımı hatırlıyormuş gibi yapıyor, böyle sanki birazdan dilinin ucuna adı gelecekmiş gibi, adını söylüyor ya siz şey değil misiniz? Şeyyyyyy veeeee bingo soyadını da söyledi ama oyunculuk berbat. Merhaba benim kendi şirketim vardı, kurumsal hayattan sıkıldım, sonra dedim ki kendi kendime ben artık Mindfulness ile uğraşmalıyım. E ok tamam da bundan bize ne? 22 dakika boyunca geriye dönük sonradan hazırlanmış başarı hikayesini, ups & downslarını dinledik(buraya kadar plaza çöplük Türkçesi kullandığımı anlamış olmanız gerek). Yine de mindfulness ne demek anlatmadı(hayır bu konuda Ece'yi biliyoruz zaten sen ne zırvalıyorsun ibiş), şu kadar takipçim var, bu kadar salon dolduruyorum, ben de keynote speakerım, ben de İstanbul çocuğuyum. Kartını verdi, ve yeni saçmalıklar anlatmaya devam etti, sabrımın sonuna gelmiştim, hikayenizi 2 cümlede toparlarsanız sevinirim çünkü uzay zaman büküldü ve ben şu anda 1500 yaşına geldim dedim. Bu arada adamın takipçilerine bakmış, gerçek bir kaybeden olduğu halde kendine bir phoenix senaryosu yazdığını çözmüştüm. Ya siz ne biçim yaratıklarsınız, insanların gözünün içine baka baka yalan söylüyorsunuz. E kendisi elbette kurum eğitimlerine davet edilmeyecekler defterine kaydedildi. Siz sanıyor musunuz ki özel hayatınızda yediğiniz herzelerin bir şekilde o çok önemsediğiniz bireysel markanıza etki etmeyeceğini ya da personanızın sizi ele vermeyeceğini? Her şeyin bedeli var Weirdos. Ve inanın bana en iyi ikinci olduğunuzu iddia etseniz, fiyat düşürseniz, insanlara yakın davransanız da bir noktada kaybedeceksiniz. Kaldı ki bu tip takipçinizim diyordu ama konuşma sonrasında sosyal medya hesabından ekliyordu avını. So naive.


Dün gece, 02:24 suları, Kuşadası

İçiyoruz, 4 İK'cı gecesi yaptık yine, kilit pozisyonda çalışan bu tipler işler güçler konusunda birbirini güncelliyor, gerekirse mentorluk gerekirse koçluk, yönetim kurulunda aşçı, sokakta şuursuz... Şununla çalıştım, sunumu şöyle berbat, eğitimde büyük pot kırdı bakının kızı bizde çalışıyor bakanın fotoğrafı üzerinden giydirdi, bir dediği diğerini tutmaz patolojik yalancıdır tedavi görüyor, hımm o mu sektörün yıldızı ama tam bir paçoz,  o iyi mi bence o biraz ruh hastası, o kadın çok zeki çok hızlı yükselecek, yerinde olsam onunla tek başıma kalmazdım, sizin yeni ceo nasıl, savcılıkta nasıl ifade verdin gibi gayet minnoş şeylerden bahsettik. E haliyle güvenlik hattı gibi düşünün kim kime önerilecek, hangi riskler var değerlendiriliyor. Ya biz onunla çalışmayalım, bu kadar ilkesizlik kurum kültürümüze aykırı... Kara kutu gibiyiz.

Aslında al gülüm-ver gülüm ilişkisi de olabilir tabii. Eğer İK'cı isen insanlar seni 'sana bir işim düştü.' diye rahatlıkla arayabilir, aslında bunu oldukça etkili bulmuyor değiliz, gereksiz girizgah yok, sunum istiyor, rapor istiyor, yeni bir proje için taslak istiyor, bir adayı var önermek istiyor ya da sürecini sormak istiyor... Sorun istemesinde değil, inisiyatif sende yapabileceğin bir şey varsa ve yapmak istiyorsan devam ediyorsun. Yapmak istemiyorsan ahhhhh çok isterim ama yapamıyorum diyorsun. Sorun şu, karşılığında bu arkadaş sana ne fayda sağlayacak. Bak gördün mü, istersek biz de FIRSATÇI bir pislik olabiliyoruz. Zaman dediğimiz şey çok değerli o yüzden saçma sapan şeylerle harcamamalıyız. Ben bugün size bir iyilik yapıyorsam sizin de bana zamanı gelince iyilik yapacağınızı elbette biliyorum. Yoksa benim beddualar tutuyor biliyorsunuz, hatta bedduaları 2 yapalım ve bu hafta içinde korkunç bir şey yaşa mesela evine hırsız girsin.

So sosyal ağınızı genişletirken düşünün, bu insanı hayatıma sokmak istiyor muyum, bir şeyler vermeye hazır mıyım, paylaşmak istiyor muyum, esneyebilir miyim, güvenebilir miyim, iş yaptırabilir miyim, referans olabilir miyim, gerekirse kendisini harcar mıyım? Bunların cevabını verdikten sonra hayatına rahatlıkla devam edebilirsin. Sonuçta mezarlıklar vazgeçilmez insanlar ve olağanüstü kariyer hikayelerine sahip kafatasları ile dolu. Yakın bir zamanda-geçen hafta-eski ekipten Mia bir facebook güncellemesinde 10 yıl önceki ekipten birinin beğenisini görmüş.
-Coco senin ilişki ağının genişliği ve İK dünyasının küçüklüğü inanamıyorooooomm...
diye mesaj attı. E o şirket nasıl, bu direktör psikopat mı diye sorduğunuzda sizi aydınlatırken sorun yok tabii, aklı olan bu olaylardan ibret alır kime diyorum.

Anormal durumlar, krizler, zorluklar beraberinde anormal liderleri getirir. Solo başarı elde edenlerin dışında, bir ekiple çalışan ama başarıyı solo sunan tiplerle de karşılaşacaksınız. İstediğini aldıktan sonra 3'lere 5'lere 7'lere karışanlar göreceksiniz, sonra ağlamayın. Benim kartvizitim herkeste bulunmuyor mesela, ben hep evdeyim çocuklar.

Karaktersiz eğitimcilerin düşmanı, kandırılan ve duyguları ile oynananların Azizi,
Medeniyet Yoksunu İnsan Eğitiminden Sorumlu Başkan Yardımcısı,
Coco Athena Andre Lourdes Lisa Leyla Fatoş Maya de Medina

P.S: Beni kızdırmak istemezsiniz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder