İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

15 Temmuz 2014 Salı

Peki ya nonnikleri ne yapacağız?


Neredesin aşkım? Buradayım aşkım! Ay çok tatlıyım insanlarına...


Doğru okudun, nonnik, bu yazı Tarçın yüzünden yazılıyor, nonnik arkadaşın varsa benimle tanıştır çünkü benim de bir nonnik arkadaşım var ve çok yalnız dedi.

Daha önce de söyledim, ekipten biriyle olmaz, şirketten biriyle ı-ıh cıx, iç müşteri ile, yönetici ile, yapma bunu Hayrettin, hiç gerek yok. Ne olacak aynı hedefe mi koşacaksınız, rapor mu yazacaksınız, yaz kızım 50 torba çimento?

Gerçi Vektör, maceraya atıl deyip duruyordu o zaman, hatta müdürlerden biri asılınca yetenek havuzunda mı, high potential mı, right-fit mi, super keeper mı sorularını cevaplardı, "bak Coco, yolu açık, bence düşünmelisin" falan, koçing moçing, mentoring değil aynı zamanda monitoring yapıyordu benim eski yöneticim.

Neyse eski çalıştığım şirketlerden birinde 11 bölge müdürü ile aynı anda uğraşıyordum, e aynı anda hepsi ile o şekilde bir organizasyonumuz olmamıştı. Kulaktan dolma bilgiler ile yürüyordum, alana gittiğimde ya bölge müdürü ya da ona bağlı çalışan yöneticilerden biri gelip alırdı. Evli, evsiz, boşanmış, çapkın, madde bağımlısı, nikotin bağımlısı/bunu anlamak en kolay olanı, seks bağımlısı, karbonhidrat bağımlısı mı 1 bakışta değil( ya işte ben öyle diyeyim sen öyle anlama/ bir keresinde elemanın birine pembe T-shirt giyer misin dedim herif homofobik çıktı neyse bu başka bir hikayenin konusu) ama konuştukça anlayabiliyordum. Günlerden bir gün, ismini vermek istemediğim bir yönetici beni hava alanına karşılamaya geldi. Çıkışta bir isim kartı elinde bekliyor, aahhh ne hoş, yanına gittim "merhaba, Coco ben" neyse tanışıyoruz, araca geçiyoruz, valizi alıyor, kapıyı açıyor( yok bu Ankara hikayesi değil, birlikte yüksek lisans yapmıyoruz) klasik şirketi soruyor, yeni haberler, efendim bu ziyaretimde neler yapacağız, ne yiyeceğiz, nerede kalacağım... Bu yazıda yer almasının nedeni yukarıda bahsettiğim neden ile, dönüşte Vektör kendisi hakkında bilgi talep edince anlattım, Vektör çapkın bir kadındı, hayallerini yıkmak istemedim(hayır istedim, primitive de olsa bir ahlak anlayışı olmalı- ailenizin namus bekçisi Coco) 

Bizim takım ya da karşı takımın oyuncularının klişe davranış kalıpları vardır, her iki takımı sevenlerin ayrı, kullanılan kodlar, bakışmalar, jargon, şakalar, gidilen partiler, mekanlar, uuuu beybe.aslında normali bu olabilir, belki de bizler klişeleştiriyoruz, huh?





Bir organizasyonda karşılaşacağınız, ekip ile illgili en kritik noktalardan biri de lgtb iş arkadaşının kendini ya da seçimini gizlemek zorunda hissetmesi, hissettiği baskı, ailede yaşadığı sorunlar, hayat bazıları için çok daha zor farkında mısınız?

Vektör'ün ekibinde ışıldayan bir değil 2 nonnik arkadaşımız vardı, biri ekran arkaplanını Brad Pitt yapmıştı, her sabah iç çekiyordu, cuma günleri parmak arası terlik giyiyordu. Diğeri ise çok klasik bir Türk ailesi çocuğu babası eski emniyet müdürü, bütün televizyon dizilerini takip eden, hareketleri daha şiir gibi(ya böyle işte konuşurken Emel Sayın elleri gibi yapıyordu ellerini), hafta sonlarında Taksim'de alternatif partilere katılan ama her seferinde sorduğumuz soruları geliştiren ve çantasını çapraz takan şirin mi şirin bir kişilikti. "Şekerim, haftasonu ne yaptın?" Sorusuna "arkadaşlarla taksimdeydik" cevabını verir hiçbir şekilde detay paylaşmazdı, e bizde oradaydık nereye gittiniz? "Ya götürdüler bir yere bakmadım mekanın ismine elimde LCW poşeti girdik bara..."İşe ilk başladığınız dönem salağa yatıp herkesi gözlemliyorsunuz ya, işte onu gözlemlemeye hiç gerek yoktu, lakin biraz mutsuzdu, annesi ona kız arıyordu, o spor salonunda bir kızdan bahsediyordu ama aynı zamanda benim accounttaki Süslü'den hoşlanıyordu, kravatlarının hastasıydı ve departmana geldiğinde ağzının kenarlarını siliyordu. So. Bazı geceler o kadar hard geçiyordu ki sıklıkla izin alır gelmezdi işe, bu noktada Muhteşem ve onun şahane soruları gelirdi, "şekerim nerede, yine mi midesi bozulmuş??" Ve daha niceleri.

Karikatürize edilir nonniklik, hep bir drama queen'e bağlama, bok atma, aktif/pasif geyiği, en nihayetinde bu hanımlar ve bu beyler birer bireyler, onların seçimi. Kendi kararları, neden insanları bu kadar mutsuz etmek için elbirliği ile çalışıyoruz ki?

Kübik arkadaşım Eddy izmirliydi, İpo isimli mühendis bir kız ile yaşıyordu(ev arkadaşı) 2 yılın sonunda İpo bir gece Eddy'e açılmış, öyle böyle değil yalnız bayağı bir açılmış, bizimki şoka girmiş bir şekilde bana geldi. "Beni öptü ya, beni öptü!" Diyerek kapıdan daldı, ok, insanlar bazen sinyalleri yanlış okuyabilir... Gerçi benim başıma gelse ne olurdu demiyorum çünküüüüüü benim de bir nonnik yöneticim oldu ve beni önce yemeğe davet etti, sonra sinemaya. Noluyo lan bana mı yürüyor bu teyze demedim, sağolsun ekip arkadaşlarım yeterince şaka yaptı bu konuda "Yıldız sana mı kayacak?" diye... Sadece iyi bir dinleyici olduğum için eski sevgilisini dinledim bütün gece, maceraya acıktım ama ben genelde bıyıkları/sakalları çıkan karşı cinsten hoşlanıyorum.

Izy'nin en yakın arkadaşlarından Göktuğ'da İstanbul'da yaşayan göreceli olarak daha kolay kendini ifade eden, tercihlerini gizlemek zorunda olmayan bir minnoş, harika kahve falı bakar ve süper doğum günü organizasyonları yapar, Roma Tanrısı gibi bir vücudu ve delici bakışları vardır ama o bizim takımdan, sevgilisini terlikle sokakta kovalamışlığı olan renkli biri. 
Yani dostlar son dönemde a lot of testosteron maruz kaldığımdan, bizim baltalarla, nonnik bir aday görünce karşımda baltaları uyarma ihtiyacı hissettim. Bazen yöneticiler bazen adaylar mülakat sırasında flört edebiliyor. Kapıyı kapattım, "beyler hareketlerimize dikkat ediyoruz, unutmayın burası oyun parkı değil.. Sizler hem biriminizi, hem kurumu temsil ediyorsunuz, sizin yüzünüzden ekşi'de yer almak istemiyorum..." Tiradımı attım. 
Bir keresinde/yıllar önceydi aday müdürün sorusuna cevap verirken direktör kulağıma doğru eğilip "bu herif Zafer'e atlamasın??" demişti, adayın tam karşısında oturuyorduk, faciaya 1 metre kalmıştı... Kendi departmanın için konuşmak gerekirse ik tarafında nonnik tercihi olan arkadaşlarım hep Personel-Ücret tarafında olmuştur bu da gereksiz bir bilgi olarak tarihe geçilsin, bittabi hiçbir bilimsel yanı yok.
So, ne olursa olsun, benim kendi hemcinsini seven, sakallı bıyıklı/bıyıksız öpüşen, sevişen, seven aşkını istediği gibi yaşayan ve yaşamamayan dostlarım var. Ve onlar birer birey, kişi, varlar yani, görmezden gelmek falan gerzekçe şeyler bunlar, aşalım bunları.





Yüzleşsek diyorum artık. Bittabi global şirketlerde durumla ilgili olarak şükürler olsun daha openmindedız, mahalle baskısına ve mobbinge de ayrıca kafam girsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder