Ölmüşüm de üzerime toprak atılmış, sonra da solucanlar tarafından yenmiş ve azot döngüsüne girmiş gibi bir yıl.
İnanılmaz saçma bir yoğunlukta geçiyor günlerim.
Uyanış, kedileri selamlama, bahçede ve sokaktakilere mama verme, yaraları var mı kontrol etme, hamile olanları kontrol etme, ilk yürüyüş turu, çiçeklerle ilgilenme, gülleri ilaçlama, Lionel'ın kapıya doğru gitmesi ve eve giriş.
Luna'nın günlük bakımı ve sevilmesi, kahvaltı ve bilgisayar açılışı. 07:03
Gün artık başlayabilir, işten çıkartmaların kısıtlanıp, herkesin ama heeeerkesin evde kalıp çalışmaya çalıştığı, akıl sağlığının yerinde durmadığı, her gün bir ölüm haberi aldığımız saçma sapan bir döngü.
İş arayanlar, stresle başa çıkmaya çalışanlar, hedeflerini gerçekleştiremeyenler, geri bildirim toplantıları yapıp isyan edenler ve ödül alanların benimle buluştuğu, üst yönetimcilerin toplantılarda hala ve hala biz bir aileyiz klişesini kullanıp ekiplerini darmaduman ettiği klişeleri dinliyorum.
Peki ne olacak?
Çok şey. Kendiniz kabul etmeyip direnirseniz çok yorulacaksınız, kabul edip yola devam etmek isterseniz daha zor şeylerle de karşılaşacaksınız, gereken terapiye başlarsanız iyi bir adım olacak, istediğiniz şirkete girmek için üzgünüm iş kovalayacaksınız, fırsat yaratacaksınız, çaba göstereceksiniz. Değişeceksiniz.
Hayatı kucaklamak o kadar da zor değil gibi. Şükür moment egzersizleri kimilerinde işe yarıyor, ben günü doldurmak için ekstra bir şeyler yapıyorum, yetmiyor yeni bir iş fırsatı çıkıyor, 3 pozisyon için hayır diyorum, o arada bir şeyler yazıyorum, çok az makyaj yapıyorum, hiç topuklu ayakkabı giyiyorum, alerjik deterjan kullanıyorum, sabah yürüyüşlerine devam ediyorum, 147 adet sebzeyi suluyorum, pazıların tohuma kalkmasını ve çileklerin kızarmasını izliyorum, günde 11K adım atıyorum. Her gün maske takıp her gün söyleniyorum, huzur evinde yaşıyor gibiyim, sokağa çıkıyorum soldaki yaşlılara selam veriyorum, sağdaki sataşıyor ona da selam veriyorum, karşıdaki pencereden sohbete başlıyor, haydi bu yaşlıyı da üzmeyeyim diyorum. Mezopotamyalı Dede(82 yaşında incir ağacına dalan) her gördüğünde bu kediler evcil mi? diye soruyor/günde yaklaşık 28 kere, kafa gidik önkabulü ile her seferinde başka bir cevap veriyorum.
Okumalar devam, yazmalara da devam ediyorum, online dünya çok yorucu, toplantılardan çıkışta leblebi tozu gibi hissediyorum. The Real Housewives of Beverly Hills izlimliyorum aşırı kafa boşaltıcı, Tony Stark öldüğü için hala yas tutuyorum ve Marvel filmleri için heyecan duymuyorum.
Hapşırıyorum. Evet.
Şimdilik böyle bazı detayları henüz veremiyorum ama haberler iyi, Coconuz Başgan olacak.