İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

26 Nisan 2015 Pazar

İK sadece İK değildir











Geçen gün biri hobi olarak İK yapmak istiyorum dedi, üstelik bunu ilk kez de duymuyorum, dostum ben hobi olarak makine mühendisliği yapıyor muyum? Gerçi hayat İK'dan falan da ibaret değil önce bu konuyu bir anlayalım.
Fikir enteresan geldi tabii, hobi olarak yapmak, boş zamanlarımda insanların işlerini değiştirmelerine yardımcı oluyorum mesela...
Boş vaktim çoktu prim hesaplaması yaptım, 
Canım sıkılıyordu hafta sonu endüstriyel ilişkileri düzenleyen bir yönetmen taklidi yaptım falan...
bu hafta kendime head hunt hedefi koydum...
Bugün bir değşiklik yaptım ve insanlara eğitim verdim. Böyle bir şey mi?

Gün geçmiyor ki kendinizi birilerine anlatmak zorunda kalmayasınız.

İK sadece İK'cılara bırakılamayacak derecede önemlidir, bu tespiti yapan oldu mu acaba? 

Mihmandar şapkamı takıyorum, benim işim muhteşem insanları alıp onları daha keyifle çalışacakları daha muazzam şirketlerle buluşturmak, yolculuklarında onlara kılavuzluk etmek falan diyordum bir ara, sonra evrildim müdürleri direktör yapmak benim işim dedim, sonra kariyer yolu çizmek, Kariyer Planı falan dedim, sonra...

Kendi yolculuğum devam ederken kendi yolculukları devam eden insanlarla karşılaştım, aynı dili konuşmadığım tipler de olmuyor değil. 140 karakterle belirli bir zümreye hitap ederken bireysel kalkanlara takıldım. Kalkanları indirin o zaman. Teoride bu insanlara ne öğretiliyordu ki pratik hayatta bu kadar saçmalayabiliyorlardı. 

Zaman zaman dostlarımla konuştuğumda genelde yarı eğlence yarı durum tespiti falan oluyor, haliyle geyik, bu insanlar radrasyona mı maruz kalmış diye sorduk. 1000 görüşme yapmayanlar non-eu citizen sırasına lütfen... Bunu anlayabileceklerini de sanmıyorum, ben bir stadyum dolusu adamı(mankind) işe alım sürecine soktum dediğimde neredeydiniz acaba.

Dostum İK sadece İK değildir, okulda İK stratejik ortaktır falan diye öğretiliyor tamam da ÖKÖ SÖTÖRÖTÖJÖK ÖRTÖKTÖR cümlesini papağan gibi tekrarlamanın anlamı yok. İK'da ezber bozan yaklaşımlar zirvelerde izlediğimiz minnoş sunumlar olarak kalıyor bazen, zaten bir zirvede dinlediğiniz kavram mesela örnek vereyim HR Dergi eğitimciler zirvesi, VUCA, bir başka zirvede Peryön karşınıza çıkıyor yaklaşık 6 ay sonra, bir önceki MCT'de gördüğünüzü 1 yıl sonra diğerinde görüyorsunuz. Bu döngü devam ediyor, ediyor, ediyor. Yeteneği al Karakteri eğit, yeteneği alma diğerlerini küstür, işi en çok isteyeni al ama işe uygun alan gelmesin, overqualified'ı al yetenek kaçsın hatta önüne geleni yetenek havuzuna al bir de üzerine sor senin gen havuzuna kim işedi. 






Konu dönüp dolaşıp fark yaratmaya geliyor, bugün bir Coco nasıl yetişiyor biliyor musunuz? Bilmiyorsun ben sana dönüp 5000 üzeri mülakat yaptım(5K-10K neyse ne) şöyle süreç yönettim 2K insanın işe alımını gerçekleştirdim diyorsam o gagayı biraz kapatıp ne söylediğimi anlamanı beklerim. Ama işte ne söylediğimiz karşıdaki kişinin durumu ile ilgili oluyor bazen, ne anladığı ile.

Zamanın birinde bir arkadaşım iş aradığını mevcut durumu değiştirmek istediğini söyledi, fikrimi aldı, bir kaç iyileştirme talebim oldu,  cv'sini güncelleyerek işe başladı, fotoğraf ekledi profesyonel çekim, linkedin profilini güncelledi, ilanlara baktı, sonra benimle mülakat soruları üzerinde çalışmak istedi. Yani tamam, ok, yardım edeyim de her pozisyon için farklı yetkinlik bekler ve farklı soru sorarken bu standart tavır da ne, 2 sayfa soru paylaşmıştım kendisi ile bak işte buna benzer şeyler sorular sorabilirler diye. Bu kez tek tek hepsinin cevabını istedi, oha çüş artık. Sanırım ortak çılgınlık soruya uygun cevabı vermek, role girmek.
Olay öyle değil, senden müşteri odaklılık ile ilgili bir cevap istiyorsa ve senin müşteri ile ilgilendiğin bir örneğin yoksa, müşterimle iletişim kurarım, isteklerine cevap veririm cevabın doğru olmayacak, ideali anlatma. örneklendir, sayılarla ifade edebileceğin bir işin varsa onunla ilgili konuş. Sokak ağzı kullanayım rol yapmayın, sanki daha önce söylemişim gibi hatırlıyorum, kullandığımız kişilik envanterleri kabak gibi neyi nasıl yaptığınızı gösteriyor hatta manipüle ettiğinizi de.
Tek bir formül yok, bir hap yok yutasınız, lütfen kendinizi geliştirin belki bir kitap, belki bir eğitim, belki şirkette örnek aldığınız bir yöneticiden mentorluk ya da koçluk falan alma. 

Yine biri hobi olarak iş görüşmesine gidiyorum dedi, hobi olarak iş başvurusu yapıyorum diyen oldu. Kariyer portalları mass başvurulurda işimiz kolaylaşsın diye filtre seçeneği sunuyor, vakit nakit, çok değerli, sen benim dakikamın rakamsal değerinin xx dolar olduğunu bilmiyorsun tabii. 
Bir yandan işini yaparken bir yandan şirketi temsil ediyorsun, marka ajanı oluyorsun, bir yandan aday algısını yönetiyorsun çünkü yaptığın işi bilmeden sallayabiliyor ya da duygusal ya da beklemekten ve iş aramaktan sıkılmış, bir yandan iç müşterilerin var onlara verdiğin hizmet kalitesinin yüksek olması için çalışıyorsun lakin algı ofisinde elinde törpü tırnaklarını törpülediğin şeklinde. 
Markadan anlamaz, iletişim bilmez, daha kurumsal yazı karakterleri ile ilan verilmesi gerektiğini bilmez, executive summary olayından haberi yoktur, pazarlama araştırmalarını görmez, şirketin bulunduğu sektörün haberlerini adaydan öğrenir, araştırma okumaz, ücret takip etmez mülakatta adaydan aldığı ücret ile excel oluşturu yaptığı en büyük analiz o olur, benchmark yapmaz rakip analizi falan hak getire, projeksiyon yapmaz 3 yıllık 5 yıllık, turnover hesaplamaz, aday önyazısı ile ilgilenir, adayın boyuna posuna laf eder, okuduğu okulun dedikodusunu yapar, facebook profilini inceler, kariyer günlerinde stant açmak yılın olayı haline gelir, bütçe hesaplamaz, yetkinlik seti yoktur, okumaz, araştırmaz ama bilir, her şeyi bilir, İK stratejik ortaktır çünkü.

İK neydi, İK emekti, insanın kaynadığı bir yerdi...

İK anandır yavrum. Sonra ortamlarda konuşulur kendisi hakkında ama o bilmez, kim kime tavsiye edilir, kim ne kadar parlaktır, zehir gibidir, hızlıdır ya da kim işini çok kötü yapar, başarıları vardır, efsanedir, farkındadır, agresiftir, yaratıcı değildir, yaptığı işi planlar, derin bir analiz yeteneği vardır, büyük resime odaklanır, işkembeden sallar, toplantılarda yöneticisi tarafından övülür ya da sektörde adı bilinir. Tarihe nasıl geçeceğiniz size bağlı, imza mı atmak istiyorsunuz, buyrun.

Alkışlıyoruz.

Coco, terfi ettirilmemiş ve şutlanmışların Azizi





2 yorum:

  1. Yazıyı okurken dört mevsimi bir arada yaşatan bir coco ile karşı karşıyayız. Sağolasın, ellerin ve klavyen dert görmesin. Bizi (ik) bizden iyi bilen iyilerin dostu, kibirlilerin şamarı kızıl atlı piremses

    YanıtlaSil
  2. Sağolunuz, varolunuz ACÜ. İyi ki varsınız. Sizi hafta sonu dükası ilan ettim, hayrını görün.

    YanıtlaSil