İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

17 Kasım 2012 Cumartesi

merhaba bunu okuyan

en güzeli evinde uyanmak sabah.


bazı geceler çok güzel de sabahları uyanması angarya, hele ki çok seyahat eden bir kişiysen,

sabaha yolculuk varsa uyuyamamak zor, zamanını yönetemiyorsan rapor hazırlamak zor, dış etkenlere bağlı olarak olayları kontrol edememek zor, ağzı kokan yönetici ile çalışmak zor.

gri bir sonbahar sabahı, yağmur yok henüz, sabahın başlangıcı new born- sonrasında feeling good gelecek

gözlerimi ovuştururken pilates dersine gidip gitmeme kararını vermeye çalışıyorum.

zor bir gündü dün, haftayı kapattım,önümüzdeki 2 hafta  kilit, ankara'daydım, hani diyollar ya ankara'nın en güzel yanı istanbul'a dönüşü doğru gerçekten. ankara nedir yahu, değişik bir şehir, soğuk, mesafeli, yoksunluk hissi uyandıran bir yer, behzat ç.'si güzel:)

sabah 6'da çıkım yola, havaalanına geçtim, park olayı ne de kasıyor, gidişte sorun yok ama dönüşlerde rötar olayı çıldırtıyor. esenboğa fena değil, müzik çalıyorlar, ama şu arama olayında mıncık mıncık elleme olayı nedir kardeşim bir de şu sıvı taşıma hadisesi? ne kadar da önemsiyorlar, ankaralılar bir de izmirliler hayatın oralarda olan renksizliğini bu olayla anlamak mümkün.

günaydın ankara insanları, uçaktaki tiplere bakıyorum ankara profili başka azizim, zaten gittiğim insanlarla akşama geri döneceğim, aksan kabalaşıyor ankaraya doğru halbuki izmir ya da antalya öyle mi?

bir toplantım ve öğleden sonra aday görüşmelerim, ankaradaki yönetici profilinden bahsetmek gerek, buradaki yöneticilerin asistanları özel kalem gibi, milletvekili makamından arar gibi, adamlar kendilerini olimpos dağı'nda tanrı zannediyor geri kalanı da yarı tanrı, 5  tanrılı bir evrende yaşıyoruz... bu başka bir hikayenin konusu, nerede kalmıştım, sekreterler yeni hali ile asistanlar, aman tanrım iyiler hoşlar ama ayarları yok, kraldan çok kralcı genel olarak bu evet, kamunun kalbi olan yerde farklı bir yön olabilir mi acaba diye içimden geçiyorum. konuşurken biz dili kullanma, yetki alanının dışında artistik hareketler mi dersin, bir işbitiricilik bir akıl verme halleri, hey sinyorita yllardır bu işi yapıyorum senin gibi saykosunu görmedim, çok çirkinsin hemde aptal keşke ölsen demek ardından yow yow hareketi yapmak istiyorum, peace işareti yapıp kafamı yukarı kaldırıp çenemden ağrı bir hıh ile bitirmek istiyorum ama kurumsal hayat bebeğim. bir profesyonel yeri geldiğinde bir siyasetçi kadar sinsi olmalı, bir çinli gibi gülerken göbeği titrememeli yow

mars yüzeyine sorunsuz indik, sizce de esenboğa da bir değişik koku hissediliyor değil mi? böyle protokol girişinden tezek kokları? geçenlerde bir girişimde bulundular diye hatırlıyorum, sanırım o yörede büyükbaş hayvan yetiştiriliyor. sizi almaya gelen araç yoksa güncel taksi ücreti hakkında bilgilendireyim havaalanı merkez diyelim ki tunalı 70 ytl civarı(bnu googledan da öğrenmek mümkün)

neyse trafiği ankarada da hissetmek mümkün artık, biliyorsunuz trafik sadece istanbul'un kanayan yarasıdır...

10 dakika önce buluşma noktasındayım, hoşbeş, yolculuk nasıldı sorularını savuşturma sonrası asıl meseleye geliyoruz, gündemli toplantı gibisi var mı?

öğle yemeği için yalnız kalmak mümkün değil, sağolsunlar ankaradaki arkadaşlarımı görmem için de fırsat vermezler, misafirperverlik ve konuk ağırlama resepsiyon ankaradakilerin işi, ha bir de yemekte çalışanları kırbaçlamaktan bahsetmek ve maliyet manyağı oldukları için fatura ile ilgili şaka yapmak. soğuk iklim insanları kuraklık bambaşka şeyler yapmış onlara.

öğleden sonra iki görüşmem var değerlendirme merkezi uygulaması olacak, oldu bitti, kazasız atlattım, istanbul'a dönmemek için bir neden göremiyorum, benjamin'i arıyorum, 1 saatlik vaktim var cafe des cafes' ye gidiyorum. daha önce yine bir iş için geldiğimde yöneticilerden biri götürmüştü beni güzelbir mekan olduğunu söyleyebiliyorum. 1 saatlik keyifli bir sohbet sonrasında hüsnü bey'i arıyorum ankaralı şahane bir taksici, şirket sırları ve protokol sırlarını döküyor havaalanı yolunda. yürü be hüsnü kim tutar seni.

mıncıklama kontrolü sonrasında bekleme salonundayım, önce 30 dk. gecikme sonrasında 1 saati buluyor kalkış vs. ve sabah ki yolcuların çoğu yine burada, microsoft'ta çalışan dev kadın, vakıfbank eğitmenleri, 2 gazeteci, bıyıklı adam, şişko kadın yönetici ikili, uçakta ne dedikodu yapıyorlar var ya:)

ama en sevdiğim esenboğaya indiğim bir sabah 3 adam vardı suit up'lı göbekli, kurtlar vadisi'nin önümüzdeki haftaki bölümünde bahsederler artık bizden diyorlardı, ego tavan profil foto patates amcalar belliki kalantor, alengirli işler peşindeler.

derken 1.5 saat rötarla geliyorum istanbul'a şükür. koduğumun cuma trafiğine kalıyorum her ne kadar valiz beklesem de. spor salonuna gidiyorum zumba dersi var, herkes spor yapsın,spor bütün dünyaya hatta evrene yayılsın, okeaayyyy.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder