İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

24 Mart 2013 Pazar

Çağrı merkezi saçmalatmaca



Gardaş gaç gaaaaaaççççç

Bu ara çağrı merkezine taktığım aşikardır,
4 farklı şirkette çağrı merkezi pozisyonu için çalıştım, bir gün fake call dinlemesi yapıyorduk( göster ama elletme) arada simülasyonlara da giriyordum.
Şu cımbızla aradan çekilen çağrılardan birine denk geldik.

Kı zcağız gecenin 11inde kafada kulaklık kılığında bir tasma inbound çağrılara cevap veriyor.
Dıt.
Sadece bu, 3 harfli bir dıt, sonrasında seçil diyelim kıza adını söylüyor ben zlobolden siçil nasıl yardımcı olabilirim? Günde 200 defa belki daha fazla.
- GARDAŞ GAÇ Gaaaaç diyor öküzlemesine bünye karşıdan,
İşte bu çağrı merkezinde çalışmak canı sıkılan gerizekalının, şakacı bir eşeğin, özel ayı yavrusunun, paralı bir denyonun o saatte arayıp gaç gaç diye sormasıdır.
Çelik gibi sinirlere sahip olmak önemli, rahat olmak, kişisel algılamamak, iletişim kurmayı sevmek falan önemli.
GARDAŞ diyor sana, o arada ayman gerek, maç oynanıyor, futbol, canlı maç sitesini açıp skor bilgisini verebilirsen 5 sn içinde ne mutlu sana.
Bir kere çm de çalışıyorsan minimum 2 sene çalışman beklenir, öyle muhasebe, ika, idari işler, halkla ilişkiler gibi bölümlerde çalışmak istiyorsan yavaş gel.
Aklında olsun çm de çalışıyorsan bir nevi akvaryumdaki çöpçü balığı gibisinden ya da mesela sigorta satıcısı isen bu da zor, piramitin en altı, klanın en ezilen, en stresli çalışanları. Paraya ihtiyacı olması önemi, fazla sivrilmesin, öyle genel müdürlük pozisyonlarına geçmek istemesin, deneyimi olmasın gözü açılmasın, bankada ise şubeye falan geçmesin.
neden?
Kullanıcı/müşteri olarak sen arıyorsan buna inbound denir.
Eğer onlar arıyorsa ve satış yapıyor ise outbound'dır.

Agent, mt, yetkili nedersek diyelim. Bu insancıklar seslerini iyi kullanır, sorun çözücüdür, günde 300 çağrı karşılar, takım liderinin onu at gibi görmesine baskısına katlanır, karşıda deli danalar gibi böğüren müşteriye evet efendim sepet efendim der.
Yetişkin içerikli sitelere giremiyordur mesela( bak negzel dedim öyle konulu film falan onlardan bahsediyorum) kızcağız kızarır bozarır:/
O satar, o cevap verir, satranç tahtasındaki piyon, rezillik ayakkabısındaki çakıl, geceleri esen terör, savaşa ilk önce gönderilen bitli piyade falandır. Mucizeler yaratır, teknik sıkıntı giderir, kredi kartın hakkında bilgi verir, atm de soru yaşadığında 25 dakikada ulaşırsın. Mute'a alır, sana ağzına geleni söyler, normale döner hemen yardımcı olacağım der, İdo biletini Karadeniz şivesi ile satar mesela. O gereklidir, o işini iyi yaparsa kolay kolay terfi almaz, almaması için bekletilir, zira belki onu kadar iyisi henüz yetişmedi veya yeni mülakatlarda gelmedi, o burada daha iyi, şubeye gitmesin, burada posasını çıkaralım, öğütelim, vampir gibi sömürelim. Farenjit olsun, doktora gitsin, doktor kazansın, ilaç alsın ilaç endüstrisi kazansın, satış yapsın firma kazansın, 2 konser bileti verelim vardiyada kalsın gece çalışsın. Çok zorlarsak psikologa gitsin sektörü geribeslesin. Bu döngü devam etsin, çok zorlanırsa terfi verelim, ama yine 6 gün çalışsın. Başka bir yere giderse de hay allah aslında kendi iyiydi de çevresi kötü olsun.
Sonra gitsin işte o da müşteri olarak seni arasın, ya kimi kandırıyorsunuz ben de eski çmciyim desin, Türkçe yabancı dilin mi desin, sen benim kim olduğumu biliyor musun desin.

Milletçe çıldıralım lan, ohhhhhhhh.

Bu yazıyı yazarken İlhami GENCER dinliyorum, iyi ki var, iyi ki o şarkıları yapmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder