İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

26 Nisan 2015 Pazar

İK sadece İK değildir











Geçen gün biri hobi olarak İK yapmak istiyorum dedi, üstelik bunu ilk kez de duymuyorum, dostum ben hobi olarak makine mühendisliği yapıyor muyum? Gerçi hayat İK'dan falan da ibaret değil önce bu konuyu bir anlayalım.
Fikir enteresan geldi tabii, hobi olarak yapmak, boş zamanlarımda insanların işlerini değiştirmelerine yardımcı oluyorum mesela...
Boş vaktim çoktu prim hesaplaması yaptım, 
Canım sıkılıyordu hafta sonu endüstriyel ilişkileri düzenleyen bir yönetmen taklidi yaptım falan...
bu hafta kendime head hunt hedefi koydum...
Bugün bir değşiklik yaptım ve insanlara eğitim verdim. Böyle bir şey mi?

Gün geçmiyor ki kendinizi birilerine anlatmak zorunda kalmayasınız.

İK sadece İK'cılara bırakılamayacak derecede önemlidir, bu tespiti yapan oldu mu acaba? 

Mihmandar şapkamı takıyorum, benim işim muhteşem insanları alıp onları daha keyifle çalışacakları daha muazzam şirketlerle buluşturmak, yolculuklarında onlara kılavuzluk etmek falan diyordum bir ara, sonra evrildim müdürleri direktör yapmak benim işim dedim, sonra kariyer yolu çizmek, Kariyer Planı falan dedim, sonra...

Kendi yolculuğum devam ederken kendi yolculukları devam eden insanlarla karşılaştım, aynı dili konuşmadığım tipler de olmuyor değil. 140 karakterle belirli bir zümreye hitap ederken bireysel kalkanlara takıldım. Kalkanları indirin o zaman. Teoride bu insanlara ne öğretiliyordu ki pratik hayatta bu kadar saçmalayabiliyorlardı. 

Zaman zaman dostlarımla konuştuğumda genelde yarı eğlence yarı durum tespiti falan oluyor, haliyle geyik, bu insanlar radrasyona mı maruz kalmış diye sorduk. 1000 görüşme yapmayanlar non-eu citizen sırasına lütfen... Bunu anlayabileceklerini de sanmıyorum, ben bir stadyum dolusu adamı(mankind) işe alım sürecine soktum dediğimde neredeydiniz acaba.

Dostum İK sadece İK değildir, okulda İK stratejik ortaktır falan diye öğretiliyor tamam da ÖKÖ SÖTÖRÖTÖJÖK ÖRTÖKTÖR cümlesini papağan gibi tekrarlamanın anlamı yok. İK'da ezber bozan yaklaşımlar zirvelerde izlediğimiz minnoş sunumlar olarak kalıyor bazen, zaten bir zirvede dinlediğiniz kavram mesela örnek vereyim HR Dergi eğitimciler zirvesi, VUCA, bir başka zirvede Peryön karşınıza çıkıyor yaklaşık 6 ay sonra, bir önceki MCT'de gördüğünüzü 1 yıl sonra diğerinde görüyorsunuz. Bu döngü devam ediyor, ediyor, ediyor. Yeteneği al Karakteri eğit, yeteneği alma diğerlerini küstür, işi en çok isteyeni al ama işe uygun alan gelmesin, overqualified'ı al yetenek kaçsın hatta önüne geleni yetenek havuzuna al bir de üzerine sor senin gen havuzuna kim işedi. 






Konu dönüp dolaşıp fark yaratmaya geliyor, bugün bir Coco nasıl yetişiyor biliyor musunuz? Bilmiyorsun ben sana dönüp 5000 üzeri mülakat yaptım(5K-10K neyse ne) şöyle süreç yönettim 2K insanın işe alımını gerçekleştirdim diyorsam o gagayı biraz kapatıp ne söylediğimi anlamanı beklerim. Ama işte ne söylediğimiz karşıdaki kişinin durumu ile ilgili oluyor bazen, ne anladığı ile.

Zamanın birinde bir arkadaşım iş aradığını mevcut durumu değiştirmek istediğini söyledi, fikrimi aldı, bir kaç iyileştirme talebim oldu,  cv'sini güncelleyerek işe başladı, fotoğraf ekledi profesyonel çekim, linkedin profilini güncelledi, ilanlara baktı, sonra benimle mülakat soruları üzerinde çalışmak istedi. Yani tamam, ok, yardım edeyim de her pozisyon için farklı yetkinlik bekler ve farklı soru sorarken bu standart tavır da ne, 2 sayfa soru paylaşmıştım kendisi ile bak işte buna benzer şeyler sorular sorabilirler diye. Bu kez tek tek hepsinin cevabını istedi, oha çüş artık. Sanırım ortak çılgınlık soruya uygun cevabı vermek, role girmek.
Olay öyle değil, senden müşteri odaklılık ile ilgili bir cevap istiyorsa ve senin müşteri ile ilgilendiğin bir örneğin yoksa, müşterimle iletişim kurarım, isteklerine cevap veririm cevabın doğru olmayacak, ideali anlatma. örneklendir, sayılarla ifade edebileceğin bir işin varsa onunla ilgili konuş. Sokak ağzı kullanayım rol yapmayın, sanki daha önce söylemişim gibi hatırlıyorum, kullandığımız kişilik envanterleri kabak gibi neyi nasıl yaptığınızı gösteriyor hatta manipüle ettiğinizi de.
Tek bir formül yok, bir hap yok yutasınız, lütfen kendinizi geliştirin belki bir kitap, belki bir eğitim, belki şirkette örnek aldığınız bir yöneticiden mentorluk ya da koçluk falan alma. 

Yine biri hobi olarak iş görüşmesine gidiyorum dedi, hobi olarak iş başvurusu yapıyorum diyen oldu. Kariyer portalları mass başvurulurda işimiz kolaylaşsın diye filtre seçeneği sunuyor, vakit nakit, çok değerli, sen benim dakikamın rakamsal değerinin xx dolar olduğunu bilmiyorsun tabii. 
Bir yandan işini yaparken bir yandan şirketi temsil ediyorsun, marka ajanı oluyorsun, bir yandan aday algısını yönetiyorsun çünkü yaptığın işi bilmeden sallayabiliyor ya da duygusal ya da beklemekten ve iş aramaktan sıkılmış, bir yandan iç müşterilerin var onlara verdiğin hizmet kalitesinin yüksek olması için çalışıyorsun lakin algı ofisinde elinde törpü tırnaklarını törpülediğin şeklinde. 
Markadan anlamaz, iletişim bilmez, daha kurumsal yazı karakterleri ile ilan verilmesi gerektiğini bilmez, executive summary olayından haberi yoktur, pazarlama araştırmalarını görmez, şirketin bulunduğu sektörün haberlerini adaydan öğrenir, araştırma okumaz, ücret takip etmez mülakatta adaydan aldığı ücret ile excel oluşturu yaptığı en büyük analiz o olur, benchmark yapmaz rakip analizi falan hak getire, projeksiyon yapmaz 3 yıllık 5 yıllık, turnover hesaplamaz, aday önyazısı ile ilgilenir, adayın boyuna posuna laf eder, okuduğu okulun dedikodusunu yapar, facebook profilini inceler, kariyer günlerinde stant açmak yılın olayı haline gelir, bütçe hesaplamaz, yetkinlik seti yoktur, okumaz, araştırmaz ama bilir, her şeyi bilir, İK stratejik ortaktır çünkü.

İK neydi, İK emekti, insanın kaynadığı bir yerdi...

İK anandır yavrum. Sonra ortamlarda konuşulur kendisi hakkında ama o bilmez, kim kime tavsiye edilir, kim ne kadar parlaktır, zehir gibidir, hızlıdır ya da kim işini çok kötü yapar, başarıları vardır, efsanedir, farkındadır, agresiftir, yaratıcı değildir, yaptığı işi planlar, derin bir analiz yeteneği vardır, büyük resime odaklanır, işkembeden sallar, toplantılarda yöneticisi tarafından övülür ya da sektörde adı bilinir. Tarihe nasıl geçeceğiniz size bağlı, imza mı atmak istiyorsunuz, buyrun.

Alkışlıyoruz.

Coco, terfi ettirilmemiş ve şutlanmışların Azizi





23 Nisan 2015 Perşembe

Linkedin profiliniz için harikulade tavsiyeler

Good morning class, oturabilirsiniz.

Nasıl bir baş ağrısı anlatamam, bahar geldi geçiyor, ne de güzel serin serin diye sevinirken henüz sosyal medya hesapları temizliğine girişmediğim gibi evde de derin bir temizlik olayına girilmedi. 

Eskimiş çoraplarınızı atın!!!! Eskimiş kıyafetleri toz bezi yapın. Kullanmadığınız eşyalarınızı insanlıkla paylaşın, ölmezsiniz, istifçi misiniz kuzum? Evren boşlukları doldurmaya meyillidir, bırakın başkaları kullansın hem bakarsınız mutlu olurlar. 

Henüz bu temizliği tamamlamamış olmak kafamın bir yerini kemirmekle birlikte, bu hesapların çöplüğe dönüyor olması da rahatsız ediyor. Arkadaşlar, Romalılar, canlarım. Ben buraya Sezar'ı övmeye gelmedim, her ne kadar her şey toz pembe gibi yansıtmak popüler olsa da. Reel hayat vs. kafanın içi, hayaller vs. hayatlar.

Kimse sizin bir matematik problemini linkedin üzerinden çözdüğünüzle ilgilenmiyor.
Ya da kandil kutlamanızı, geçen gün aile bireylerinin atletli fotoğrafını paylaşan oldu, daha önceki yıllardan hatırlarsınız, pavyon, tekne, düğün fotoğraflarını da paylaşmıştı bu kitle. 

Burada konuşulanlar burada kalır, hayat tarzınızı sosyal medya hesaplarından paylaştığınızda insanların minik de olsa algılarını gıdıklıyorsunuz. Standart bir profil üzerinden profesyonellere dokunmanız beklenirken size freak Show olarak dönüyor. 







Linkedin'de pasifteki adayı cezbetmek için türlü hamleler kullanıldığını söylemek mümkün, bir şirket sayfanız olur, ortalama zekaya hitap eden paylaşımlar yapılır, genelde bunu ajans görselleri üzerinden yaparsınız, ya biz şöyle bir konsept belirledik uygun bir görsel hazırlanması konusunda destekleriniz, acil, çok önemli bak, hayatım buna bağlı şeklindeki uyarılarla gönderirsiniz. Ajans da firma renklerinize uygun stock fotoğraflar üzerine en sevdiğiniz kitap nedir yazar gönderir, işte o zaman en asil duygunun insanı olursunuz. Tabii bu şahane çalışma, ortalama zekayı çok etkilediğinden zincirleme reaksiyon başlar.

1 kere 1, 1
2 kere 2, 4
3 kere 3, 6 ise(hııııı evet)

9 kere dokuz kaçtır, çözdüyseniz siz bir dahisiniz ile biten gaz cümlesi ile boş vakti çok olan yurdum insanı kendini bir şekilde tatmin eder. Tıpkı niş bir alanda yazılan yazıların çok iyi olduğu algısını yaratıp bunun etrafında mutlulukla dans eden kabile üyeleri gibi. Computer Satisfaction nedir?

Bir de Linkedin'de profesyonelleri ekleme eşiği var, arama yaparken toplu bir liste gelir başlarlar tiplerine göre insanları eklemeye, aptal bir emlakçı hamlesi de olabilir, bireysel sigorta danışmanı soğuk referans çalışması da. Hasbelkader kabul etti diyelim:

Şu ürünle ilgili size bilgi vermek isterim ya da doğum gününüzü ekibimle kutlar ve size muhteşem bir paketten bahsetmek için ofisinize Perşembe günü 11:00'de geleceğimi belirtmek isterim falan olmaz, yahu siz nerede yaşıyorsunuz kuzum.

Tanımadığınız, iş yapmadığınız, bir projede gönüllü olarak görev almadığınız insanlardan recommend istemeyiniz, ne yazacak sizinle ilgili, hayallerini mi?

Profil fotonuz güncel ve iş hayatına uygun oldun, arkanızda yastıklarla çekilmiş selfie olmasına gerek yok, profilinizi güncellerken notificationı kapatın, her madde için yaşadığınız kararsızlığı herkes görmesin, istediğiniz gibi düzeltin. 
İşinizle ilgili güncel bilgiler, makaleler falan paylaşın çünkü profesyonellik bunu gerektirir, danışmanlık şirketindeyseniz milletin terfisini falan kutlayın, şu şirkette bu oldu, ayaklar baş oldu postları ile hit sayısınız yükselir, ona küçük çakallıklar yapın.
Neden bağlantı kurmak istediğinizi mesajın içine yedirebilirsiniz, şık hareketler bunlar.
Katıldığınız gruplarda saçma sapan içerik paylaşmayın ya da paylaşın gülelim ama sonra neden güldün demek yok. Bir de kişisel imaj açısından negatif yorumlar yapıp insanlarla polemiğe girmeyin village people. Aristokrasi sınıfının olmayışı çok şeyi değiştiriyor...
Don't over post yani diyor ki insanları paylaşım manyağı yapma bebek, günlük 1 herkese yeter.
Insanlardan Facebook hayran sayfanı beğenmelerini isteme.
Tanımadığın insanlardan seni endorse etmelerini istemek kebapçılardan oy istemeye benzer, sektör dışı saçmalama, duruş önemli. Ya bak insanlık senin arkandan konuşacak. 
İnsanlara profilimi incelemişsin, sen hayırdır deme, belki public bir gönderini görmüştür taymlaynda düşen belki biri seni tavsiye etmiştir, emin ol herkes sana aşık değil.
Aynı anda birçok insana mesaj gönderme, çüş artık.
Okumak iyidir, popüler konulara tartışmalara dahil olabilir bireyler, ben mesela yapamıyorum vaktim yok, cidden yok bu ara yoğunluktan kusacağım, analizler, raporlar, toplantılar falan, bazen uygun pozisyonlara bakıyorum terfi alan arkadaşlarımı layklıyorum umarım ben de bir gün linkedin'de at koştururum. Zaten işe alım yapmadığım için uzağım bu konulardan. Ama siz yapın. 
Resmi tatil kutlamaları, kurtuluş ve zaferler, doğum günü kutlamaları ve makaleler popüler paylaşımlar.

Evet, güldük eğlendik. Kapatırken; linkedin habitatındaki pasif adaylar şirket kültürü kendi kişiliklerine uygunsa size evet diyebilir, ben mesela geçenlerde bir kereste şirketi aradı çok tenk yu ama sizinle olmaz dedim, yaratıcılığımın öleceği işlere imza atmak istemem. Belki challenging iş arıyordur, kariyerinin bu döneminde her şeyin oturduğu bir yapıda değilde gelişim ve değişim yaratıp sonuçlarını somut olarak gördüğü ve takdir edildiği bir iş istediği için ok diyebilir, ya bak bunlar hep Maslow. Skill geliştirmek için değişikliğe ihtiyaç vardır, bunu sunabiliyorsunuzdur, "Tamam yea" derler. Bir de tanınmak istiyordur, Entourage'a katılır. Etki yaratmak istiyordur falan. Benim kariyer yolumu eve yakın şirkette çalışarak oluşturduğumu zaten biliyorsunuz. 

En güzel gün ve gecelerde buluşalım.



Oğuz'ların playboy'undan olan kahramanınız,

Coco

Yazının fon müziği: Byrn Christopher_The Quest

17 Nisan 2015 Cuma

Neden Başarısız Oluyorsunuz?

Ne kadar saçma bir başlık oldu bu, sorunun cevabını vermeyeceğim, reddediyorum.

 



Hello izlekler, weirdos, Romalılar, çok değerli vaktimden zaman ayırdığım kitle,  sen n’aber? Havalar nasıl, hayat? 

Başarı ve başarısızlık tanımı ile başlayalım, önce kendini ne yaptığında başarılı hissediyorsun onu bul, yapmayınca başarısız mı oluyorsun yoksa sen uslanmaz bir erteleyici misin yoksa sen tembel misin, bu iç çatışmalarınla oynarken, koçların kullandığı abidik gubidik bir çember var ondan faydalanabilirsin. Sen nerenin koçusun sorusuna Irene Adler koçu cevabı vererek göğe yükselen biri canlanıyor gözümde, Sherlock göndermesi yaptım ya, uf yanımda olsanız da bunları açıklamak zorunda kalmasam. Sherlock beklerken ciğerimiz soldu da yaşlandık. 

Evet kafanız ve ilginiz dağılmadan devam ediyorum. Koçların tekerleği, iş bu tekerleğin bölümleri var, hayatınızda kritik önem taşıyan başlıkları ekliyorsunuz; sosyal çevre, statü, kariyer, ruh-ruhani şeyler, sağlık, ilişki, finansal refah falan(birebir böyle değil aslında). Yani ne istiyorsun sen Hacı? Dünya barışı ise unut, güzellik yarışmalarında kaldı o doksanların en popüler soru-cevap seçeneği idi. Bunları bir belirle, sonra bak hangisinde neredesin, başarı dediğin şey bu unsurların neresinden geçiyor, içi, dışı, kenarı. Daha sonra Rodin heykeli gibi otur ve düşün, anda kal, namaste,  bak bakalım asıl istediğin şey bu mu, araştır, kıçını kaldır, oku, sor, sosyalleş…Daha sonra o tekerleğin içinde grafik oluşturuyorsun örümcek ağına dönüyor, aslında büzüşen/içe çöken karadeliğe maruz kalmış bir yıldız gibi göründüğü de olmuş, oluyor… Bunun seni götürdüğü nokta, nerede tatmin oldun nerede olmadın onu görmek, farkında ol, sen ne yapıyorsun kendine? Wtf!

Kendine bir rol belirliyor olman onu harikulade bir şekilde sergileyeceğin anlamına gelmiyor, bazen oynadığın rol üzerine birkaç beden bol biliyor bu noktada kendi benliğinle çatışmaya giriyorsun, ardından saçma sızıntılar ve çiğ hareketler geliyor. İsim vermeyeceğim bu hikayede. 

Eğitimlere katılıyorsun, hani anlatmıştım ya, 30 yaş üzeri plaza insanlarının bilimsel metodların dışına çıkıp eğlence maskesi altında falcı teyze aradıkları bir dönem vardır. Onları deneyimlersin, yea ben inanmıyorum’lar, yerini numeroloji ve pin kodu’na bırakır, doğu mistisizminde boğulur huzuru turuncu esvaplı rahiplerde ararsın, kalp ritmine göre zikir yapan şalvarlı tiplerden iğrenirken doğunun mistisizmi ve güneşi selamlama duruşu kalbini çalar. Hayatın boyunca ararsın benim bu dünyaya geliş nedenim ne? Ay ben öğrenmek, öğretmek ve dönüştürmek için geldim… Harika bir ruhum var, iç organlarımın güzelliği de sivilcelerime yansımış, şuradan kötü reikiler alıyorum. Bazen kendini bulanlar olmuyor değil oluyor, o nedenle otur, ara, bul, senin bu yolculuğun seni nereye götürüyor, önemli olan durak değil yolculuk diyorsan buyur, ilk adımı atabilirsin. 

Buraya kadar başarı/başarısızlık tanımını yaptığını ve ne yapmak istediğini bulduğunu düşünüyorum, good job Daver. #alkışlıyoruz

 

Bazı gerçekler var, limit gökyüzü ve evet sen uçamayan bir memelisin, ayrıca atmosferde yukarı çıktıkça oksijen seviyesi seni zorlayacaktır, optimum denge denilen kavramı hayatına oturt bir zahmet, her zorluğu aşamazsın, her istediğini yapamazsın, 1000 yılın geyiği, akıllı finansal seçimler, toz pembe kalpsel seçimler yapman beklenir, çok çalışmak ile verimli çalışmak arasında Büyük Kanyon kadar fark vardır.





İnanmak önemli tabii, inanç, gaz, dinginlik falan istiyorsan Yoda alıntıları sana yardımcı olabilir, hava soğuk sen giyinmelisin gocuk benzeri bilge sözlerde elbette inanlar için türlü dersler vardır.

Hedeflerin olmalı, olsun, büyük hedef demiyorum, 500K tl gelir-ciro-zart-zurt artışı değil belki de kendine minik hedefler koyarak başlayabilirsin.

Zamanını iyi yönet, boş geçirmek istiyorsan boş geçir, mal gibi yatmak istiyorsan yat, futbol izle, maça git, neyse ne, çalışırken çalış, boş zamanını boş geçir lakin planla. Gece 4’te rapor yazıp uyuyunca sabah biraz morona bağlıyorsun, ayrıca çirkin de gözüküyorsun bebek.

Tembellik. Çalışmak ibadettir, zibilyon kez söyledim babandan miras kalmadıysa seve seve çalışacaksın, ya girişimci ol ya da işçi, seçim senin.

Korku. Aptal gözükmekten korkarsın, korkma, aptalsın, herkes aptal. Soru sor, kendine güven, bilmiyorum de.

Negatifsin. Senin kıçında pireler uçuşurken yöneticilerin, iç müşterilerin, dış müşterilerin, sosyal çevren, iş çevren senin hakkında konuşur. Hatta beyin avcıları bile senin hakkında bir şeyler biliyordur, repütasyon bebeğim, şanın yürüyor, sonra ben neden terfi alamadım, neden bölümüm değişti, neden 360 skorum düşük, bıdı bıdı deme. Kullanılan kişilik envanterinde kabak gibi gözükür, tolere edilirse işe alınırsın, edilemezse sana maille ya da telefonla yollarına başka adayla devam ettiklerini söylerler ve bunu kibarca yaparlar. Politik olarak doğru kavramı bu yüzden kullanılır. Adayın güveni çok yüksek demeyiz, adayın yüksek seviyede özgüveni olduğu gözlemlenmiştir deriz, merhaba narkisos ben Coco benim de özgüvenim yerlerde.

Onlar şöyle, onlar böyle… bu kafa ile olmaz, onları bırak, kritik noktalarda yaşadığın zorlukları anlat, alarm üret(mmmmhhhh bunu eski direktörüm kullanırdı, canım benim, lepoar deseni kendisine ne de yakışmazdı). Mızmızlananları sevmezler, senden belirli seviyedeki zorlukların üstesinden gelmen ve minimum eskalasyon yapman beklenir. Eskalasyon için bkz: plaza dili ve edebiyatı bölümü, anlattım bunları daha önce.

Sen Bihter Ziyagil’sin büyük düşün, Sen Hilmi Önal’sın kim olduğunu görsünler. Bir adım geriye gidiyorum büyük resmi görüyorum, anın fotoğrafını çekiyorum geyiklerini yavaşça yere bırak, aferin, good boy. İleriye bak, hayal et, tasarla, bundan bir yıl sonra hala bu dandik iş tanımı ile mi çalışıyorsun, o zaman sızlanmayı bırak, işinde bir şeyler geliştirmek istiyorsan buyur adım at, bireysel olarak harekete geçme konusunda motivasyonu yüksek tespiti yaparlar o zaman.

Sosyal medya bağımlısı olabilirsin, insanlar fırsat bekliyor dostum, açık verme, bu bir bağımlılık. Ben mi? Olm şaşkın mısınız, benim işim gücüm yok ki, ben bir hayali kahramanım, istediğim gibi sosyal medyada zaman geçirebilirim. 127 kişiyi işe yerleştirirken neredeydiniz geçen yıl, huh?

Yere yapışmaktan hoşlanmaz insan, değişen bir şey yok yerçekimi ivmesini 9.8 alabilirsiniz, biraz kabuk bağlıyor o kadar.

Sıkıldım, çok da şey yapmamak lazım, dünyanın sonu ya da ölüm değil, kendinizi bir şey ispatlamak, olduğunuzdan farklı göstermek zorunda değilsiniz, sizi bu halinizle bile sevenler olabilir. Ama en çok beni sevin tamam mı?

Başarısızlık dediğimiz şey kendi kodlamalarımız dışında çevresel faktörlerin devreye girmesi ve diğer insanların seni parmakla göstermesi sonucu ego’nun uf olmasıdır. Ego uf olunca yanakların kızarır. Ego iyidir, 3 harflidir, 3 harfliler iyidir. Korku sonradan öğreniliyor falan.

 

Öperler,

Coco

 

P.S. Bir sonraki yazının konusu belli;

İK’ya giden yollar iyi niyet taşları ile döşelidir, hea döşeli taşları kime döşedikleri hakkında brief vereceğim size.

Yazının fon müziği: Blue-Curtain Falls


12 Nisan 2015 Pazar

Denge

Çalij çalij çalij, seyahat et, dostlarla buluş, kilo ver, insanları dinle, kitap oku, hedef koy, hedef gerçekleştir, uyu uyu yat uyu, bahar, kronik yorgunluk, manikür, pilates falan...

Şimdi size kıymetlilerimden bahsedeceğim. 2 aydır yemek yiyeceğiz diye program oluşturmaya uğraşıyoruz, hepimizin yolu ayrı düştü. Ece çocuk bakıyor evde ilgileniyor, Muhteşem benim eski çalıştığım sektörde birim yöneticisi oluyor, Liz eski şirkette Müdür olmayı bekliyor vekaleten takılıyor şu anda, asaleten olduğunda ortalığı karıştıracak. Ve ben Suphi... Şaka şaka Coco ben(sevgili Gülsün'ün Coco benim videosundaki tonla okuyunuz). Ben de boş durmadım tabi, şirket değişti, çok gizli bir görev için Oradayım, Yasemin'in otelinde kalıyorum,( nea sizin arkadaşlarınızın oteli yok mu? Hem iş hem ticaret herkes kazanıyor yani Win-Win, Kutlu Ada'da otel aldı belki bu yaz oradayız, who knows), arada toplantılara giriyorum, sonra sabaha kadar rapor yazıyorum sonra uyuyorum. Günler çok çabuk geçiyor sayılır. Uyanıyorum, kişilik envanteri bakıyorum, gazete okuyorum, aptal bir kitap var matematik soruları olan arada ona bakıyorum. Arada uyuyorum falan. Diyetisyen kontrolü için İstanbul'dayım, 2 kez ertelediğimiz yemek organizasyonunu bu hafta yapalım diye kararlaştırdık. Geçen hafta Muhteşem'in 3 büyükten geçen CEO'su için iptal ettik, confidential süreçler, yani şu demek, süreç headhunt firma ile yürüdü, adamın şöförü, evi, arabasının rengi ve cep telefonunun modeli konusunda İK yöneticisi 1'1 görev aldı. Yerim ya, nerede Amelasyon işler var bizim minnoşlarda. Liz, Korn Ferry ile bir süreç yürütüyor, hangi pozisyon diyorum confidential diyor, it means bizim leopar ayrılıyor hanımlar beyler, artık başka bir yerden ayak fotosu paylaşacak. 
-Sen? Valla bir değişiklik yok, AC/DC dedim, forever rock forever metal, rnb dinliyorum herkes bilsin yani. 
En son buluştuğumuzda +2miz de vardı, bugün ki buluşma ayrı. Çalıştığım organizasyonlardaki arkadaşlarımla görüşmeyi severim, bu bahsettiklerim hani önceden anlatmıştım mahşerin 5 atlısı, bir cehennem varsa bu beşli kesin gidecek, mesela o organizasyon sonrasında çalıştığım hiçbir yerde insanlara nick takıldığını hatırlamıyorum, o kadar malzeme çıkan başka yer yok, eskileri yad ettik. 
Fransız yemekleri yapan CFO'nun ev terlikleri giymesi, domestic hallerinden tut, Köpekleri ile koşarak ofise gelen Satın Almacı, yetenek olup kasılarak yürüyen Batur'un yumuşak doku kanserine yakalanması hem de bu genç yaşta, Sezer'in yeni buluştuğu çocuktan bisiklet yaka Nike T-shirt giymesi nedeni ile ayrılması, manik-depresif ekip arkadaşımızın yeni şirketinde her şeyin über harika gitmesi, performans görüşmesinde pasif agresif kıdemli uzmana 2 verilen performans notu ve hatunun kendi toz pembe dünyasında yaşaması ve tüm maddelerde kendine 5 vermesi, ikiz çocuk doğuran ekip arkadaşının işe dönüş sonrası meme kanseri olduğunu öğrenmesi, balayına giden Müdür'e görevden alındığı bilgisini Maldivler'de yayılırken vermek ve otele faks gönderip imzalayarak geri göndermesini istemek...
Kamooonnnn geçen gün biri bana hobi olarak İK yapmak istiyorum dedi, hobi olarak, bir diğeri İK çalışmıyor yatıyor diye çemkirdi, insanlar ilginç, olm optimum kuralı diye bir şey var, aynı işi daha az enerji sarf ederek yapma. Mmmmmh süreç yönetimi. No mesai No nothing yaklaşımı, sanırım bunları duymadınız, normal, olur öyle. 
Hah ne diyordum, eski ekip arkadaşları, eskiyi anmanın dışında fonksiyonları da vardır, yıllar içindeki değişimi görmenize yardımcı olur, farklı sektörden bilgi paylaşırsınız, farklı bakış açısı, yeni bir fikir, bazen yek yeaaaaa tepkisi. Bu grup için düzenli yemeklerimiz var bizim, önce hafif sosyal hayat, sonra mini bir sektör dedikodusu, ağır geçirme, tadım ve kahve ile sonlanan bir gece, bazen Asmalı bazen Shire takılıyoruz. Böyle dostlarınız olsun, bir klişe vardır insan biriktirmek, koleksiyoner olmasak da biz de sevdik karşim, yok yahu, dokunduğum insanların hayatında fark yaratıyorum diye gir konuya, biraz kendine iyi davran, haksızlık etme, sen bile bazı konularda iyisin. Liz kal biraz daha burada dedi, bakalım dedim, havalar ısınıyor, İstanbul'u da özlüyorum, o zaman git dedi, sosyal medya ile uğraşacağın bir işin olsun demişti 4 yıl önce, öngörüsüne sağlık, şimdi de evropa'ya git diyor, Liz'in dedikleri oluyor a dostlar, sanırım expat olarak gideceğim. Onunla çalışırken yaptıklarım geldi aklıma, beni rahat bırakırdı, herhangi bir şey ister x isterdi ama ben ona x+2 hazırlardım. Alan yaratırdı bana, özgürdüm, AT gibi hahahahah, aslına bakarsanız yoneticiniz operasyonel işlere takılıp saçmalamaz ve yönetirse hayat aslında zor değil. Bakın bir arkadaş kaldık, odama girdiğinde IQ'mü düşürmediği için onu severim. 

Kimse bu yazının kişisel gelişim ile ilgili olmadığını iddia edemez. Fikir katili olmayın, enerji suikastçileri olmayın, yeterince olmasa da farklı yöneticilerle çalıştım, hepinizden çok aslına bakarsanız, kim olmayacağımı ve ne olmayacağımı biliyorum. Yapmayın bak sonra diyorsunuz Y jenerasyonu rerörerö, tamam biraz reröreröyüm ama siz de mükemmel değilsiniz. 
Öldüğümde mezar taşıma çok şey gördüm beni yüzüstü gömün yazmayacağım. Trajan Font ile "Yek Yeaa" yazacak. 

Sürekli gelişsenize, hadi N'olur, lütfen ama.






Coco of Sherwood
Cco of Loxley 

Yazının fon müziği: The Gorillaz-Feel Good

1 Nisan 2015 Çarşamba