İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

30 Ocak 2016 Cumartesi

Kendime notlar

Koltuk sevdası, B planı, sevilen şirkette yönetici olmak üzerine...



Yanlış İşe Yerleştirilen Yanlış İnsanlar







İşte buradayım, resepsiyon görevlisi bankonun arkasında, görüşme saatinden 10 dk. önce geldim, koltuklardan birinde oturuyorum, mesai bitimine 10 dakika var. Mesai sonrası görüşme talep etmediğim ve boş vaktim olduğunu söylememe rağmen benimle daha geniş vakitte görüşmek istediklerini söylüyorlar. 
Linkedin üzerinden ulaşmışlardı, anahtar sözcükler ile arama yapmış, ilanlarındaki özelliklere uygun profillerden biri ben olmuştum, önce ne alaka diye düşündüm ama benimki gibi bir cv fena sayılmaz, görev tanımlarına bakmaları gerekmez, şirket logolarını takip etsinler yeterli. 
İletişim biçimleri çalışılan şirketlere göre değişiklik gösterir, bunu zaten anlamışsınızdır diye düşünüyorum, her plazanın ayrı dokusu var, kenarda köşede kalmış neredeyse asgari ücrete çalıştırılacak köle arayan danışman şirket recruiterı bu noktada hayal kırıklığı yaşatır. Headhunt yapıyorum diye size facebook mesajı gönderdiğinde kendinizi kirletilmiş hissedersiniz, ıyyyyy bu ne biçim bir tarz, bu ne samimiyet, sen kimsin, siz kimsiniz kuzum? Evet sevgili dostum, yıllar geçtikçe o snob hava daha da oturur, demlenir bünyende, kendi dengin birinin ya da Maçka-Nişantaşı hattında çalışan danışmanın zarafetini beklersin, olmadı Levent-Maslak hattı. Yani diyorum ki Ashes to Ashes, dust to dust, Seniors to Seniors, Managers to Managers.

Önce mail gönderirler, 
Size bıdı bıdı üzerinden ulaştık, telefonda da konuştuğumuz üzere ilgili pozisyonun bilgilerini içeren ilanımızı paylaşmak isterim. Bir sorunuz olursa benimle iletişime geçebilirsiniz. Sizin de ilgilenmeniz durumunda önümüzdeki hafta bir görüşme organize etmek isteriz. Mutlu yıllar, sevgiler, bıdı bıdı(Bu arada aday size bugün doğum günüm görüşme yapamayız demiş de olabilir, oluyor öyle şeyler)…
Cevaben,
İlanınızı inceleme fırsatı buldum, büyük ölçüde benim kariyer beklentilerimle uyuşuyor tarzı denyo bir cevap yazılabilir ya da ben çok merci, sürecinizi bölmeyeyim denir, bu noktada süreç sonlanır, anlatacak hikaye kalmaz, olumlu senaryo ile devam ediyorum. 
Rubab’ın Cevabı;
İlgilenmenize sevindik. Çarşamba günü bizim için daha uygun gibi gözüküyor. Yanlış anlamadıysam 17:30 sizin için de uygun. Onayınızdan sonra size görüşme detaylarını içeren bir mail gönderiyor olacağım. Sevgiler…


Hava koşulları, görüşmeyi yapacak kişinin programının değişmesi, uçak düşmesi, müşterinin toplantı talep etmesi gibi nedenle telefon trafiği veya mail trafiğinde yoğunluk yaşanabilir. Bazı pozisyonlarda size vaka, araştırma, analiz, anket sonucu falan gönderilip bunun sunumunu yapmanız istenebilir, 3 yönetici 1 İK profesyoneline -dır, -dir, -dur, -dör’lü ifadeli sunumlar yerine x saptandı, y gözlemlendi, çözüm yolu olarak z önerilmektedir cümleli sunumlar yapılabilir. Sayısal veriler, uzun dönem stratejiler, işkembeden sallama taktik planlar, araştırmalar kullanılabilir so hazır olun. 
İşe alımı departman müdürlerinin, ekibin en kıdemlisinin yaptığı zamanları falan gördüğünden bu bünye ve arkadaşları İŞİ PROFESYONELLERİN ELİNE BIRAKIN tavrı ile devam eder. Evet bazılarımıza göre işe alım bir sanattır, işe yerleştirme, elde tutma falan herkes yetenekle çalışmak ister, bu arada hep ODTÜ-BOĞAZİÇİ isteyen de vardır, maaş neredeyse asgari ücret / görev dünyayı kurtarmak. 







Benzer şuursuzluklardan kurtulmak, süreçlerin daha etkin ve verimli hale getirilmesi, İK’nın imajının, elinin yüzünün daha düzgün hale getirilmesi sırtında bir kambur gibi takip eder. Her seferinde bir başka yeri tamir etmeye çalışır, bir başka yeri düzeltmeye çabalar, çoğu zaman çok rerörerö bir departman olduğunu dinler, ekseriyetle STRATEJİK ORTAK olur, vallahi bak, hepimiz stratejik ortaklıktan kanser olduk, stage 4, terminal hastasıyız dolayısıyla bize iyi davranın. 
İK’nın daha az dokunduğu işe alım süreci düşünülemez zinhar!!zinharrrrrr!!!

FERMAN PADİŞAHIN DAĞLAR BİZİMDİR

Herkes yeteneklerinin daha güçlü olduğu alanları kullansın, breh breh breh. Yine de iç müşteriye seve seve yardımcı olur, daha az kullanılan danışmanlık süreçlerini öne çıkarır, birtakım testler kullanarak bi’şey bi’şeyleri hızlandırır, belirli bölümde çalışanları yeteneklerini daha iyi sergileyecekleri yöne doğru itelemeye ve hatta doğru bölüme işe almaya odaklanabiliriz. 
  • Kullanılan testler horoskop, yıldız okuma, geleceğinden haber verme testleri değil ancak kişinin ileride karşılacağı stres noktaları ve bunları yönetme şekli hakkında bilgi verebilir. 
  • Satış profesyoneli olma düşüncesi varsa elde tutma, satış kapama, satış sonrası davranış şekilleri hakkında bilgi verebilir,
  • Koçluğa ihtiyacı olan alanlar hakkında bilgi verebilir, 
  • Motivasyon, analitik beceriler, ilişki kurma şekli, ekip içerisindeki yabanilikleri, yaptığı hayvanlıklar hakkında bilgi verebilir,
  • Kısıtları, engelleri, farkındalığı olmadığı noktaları, cevaplama şeklini, manipülasyon durumunu, daha dar alanda kalarak kaçındığı noktaları falan verir,
  • MBTI falan varsa mis, bazıları renkli testleri, bazıları hayvanlı testleri kullanır, bazılarının 2-3 yıl geçerlilik durumu vardır, aday küser ben bu değilim yeaaaa falan diye, ah canım. Burada bilimsel gerçekler konuşuyor, butik test yapıyoruz diye 3-4-5 yetkinliği havuzdan çekip kullananları ayrı tutalım. 
  • Davranış bazlı görüşmeler ya da yetkinlik bazlı görüşmeler, amaç o noktada sergilediğiniz davranış neydi onu gözlemlemek ya da şirketin tanımladığı yetkinliği işini yaparken hangi sıklıkla sergilediğini anlamak için kullanılır(umarım anladınız, biraz uzun cümleler kuruyorum, Şebnem Ferah Artık Kısa Cümleler Kuruyorum dinlemeli ve kendime gelmeliyim). 
  • Değerlendirme Merkezi başka, işe alım görüşmesi başka, orada bahar başkadır, yazlar kışlar başkadır, gezsen Anadolu’yu.  Aday sizi yanlış yönlendirebilir, mış gibi gibi yapabilir o noktada ters köşe sorularınızı sormaya başlayın, demek süreç çok pürüssüzdü, her şey şahaneydi, daha iyi anlamak adına biraz daha detaylandıralım isterseniz diyerek girin, kalın bağırsaktan çıkarsınız, sorun bakalım olay esnasında orada ne işi varmış, ne demiş, kime demiş, hangi cevabı almış, sonra ne yapmış? Hangi aksiyon, hangi rapor, hangi yorum, hangi neden-sonuç ilişkisi, pekiyi SONUÇ NE OLDU? Hepinizi seviyorum. 

Evet-Hayır’lı sorulardan, tutarlılık sağlayan çapraz sorulara geçilen dönemlerden bahsediyorum yani, en hatasız yöntem değil, hatayı en aza indirerek pozisyona en yakın olan, özellikleri en uygun, en mutlu olabilecek(teoride) adayla ile buluşturmak. Nice koçyiğitler yanlış okullarda, yanlış bölümlerde okudu ve mezun oldu, yanlış işlere ve yanlış şirketlere girip mutsuz beyaz yakalı haline geldi… Şimdi 5-C sınıfından arkadaşımız Coco’nun şarkısını dinliyoruz;



Adaylar Coco’yu, İK’cılar Coco’yu, İç Müşteri Coco’yu sevmeli yurdumda. Haydi hep beraber söylüyoruz: Yuvadır kuşlara, örtüdür toprağa, can verir doğaya Coco’lar yurdumda.
Merci canım. 

Erbakan Hoca’nın (mezarında tapirler tepişsin diyenler görüyorum aranızda, asdlakjflşs yapmayın ayıp) “Kanlı mı olacak Kansız mı?” monoloğu geliyor aklıma. En acısız olanı yapalım istiyorsunuz, göz açıp kapayıncaya kadar sonuçlansın istiyorsunuz, bunun gerçek olmasını istiyorsunuz, test de olmasın, iş görüşmesi de olmasın, referans görüşmesi de(bunu ben de sevmiyorum ya, jr. bir işe alımcıyken -ben daha o zaman İK TANRIÇASI değilim-kendi işimin en sevmediğim kısmıydı referans sorgulaması o noktada size biraz katılabilirim)… Krem dö la krem ya, ben de isterim hatta işe gitmeyin, evden de çalışmayın ama maaşınız hesabınıza yatsın guyz. 

Uyanın ve salyanızı silin rica ederim, geldik, son durak, yıl 2016. Şimdi biraz daha liderlik yeteneklerinize ve yetenek yönetimine falan odaklanacağız, dizayn edeceğiz, faturalandıracağız. 

Görüşme sonucunun ne olduğunu merak ettiğini görüyorum Sevgili İzlek, karşı taraf 2 kişiydi, 1 kişi daha olacakmış, müşteride olduğu için katılamadı, 15 dakika geç başladık, Sr. Manager seviyesinde olan dallama şirketimi benimle yaptığı görüşmede gömmeye çalıştı(çalıştığım şirketi diyelim zira benim çalıştığım herhangi bir şirketle duygusal bağım olmadı), kendilerinden bahsederken “Biz kim miyiz?” gibi sorular sordu ben ağzımı bile açmamıştım, bunun gibi abidik gubidik birkaç şey daha oldu ama o başka bir hikayenin konusu. Sonra sunuma geçtik, anlattım, anlattım, anlattım… Bitti. 

Status: İş teklifi sunulması sonrasında kabul / red durumuna karar verme
Unutmamak gereken bir durum var, içinize sinmediyse “hayır” diyebilirsiniz, kimseye bir şey borçlu değilsiniz, bu sizin kariyeriniz, sizin hayatınız, sizin seçiminiz, sizin alternatif maliyetiniz, her seçiş bir vazgeçiş, bir alışveriş bir fiş. Aklınıza takılan her konuyu sorun, sorgulayın, cevapları size vermek durumundalar, kaçamak cevaplarla yürümez bu ilişki, belirsizlik durumu zorlayabilir, iyi düşünülmeli. 
Öneri: Red cevabını size en uygun, tarzınızı yansıtacak şekilde verin, karıncanın belini incitmeyin, piyasa küçük, tipler belli. OOOOOOOOoooooooo bireysel imaj görüyorum. 
Yineleyeyim: İşinize aşık olmak zorunda değilsiniz, sürekli sevdiğiniz işi yapmak kariyer yolunuzda tıkanıklık yaşanmasına neden olabilir, sonra koçlara gidiyorsunuz açtırmak için. 
Düşünelim: Yanlış işte çalışırsam yanılır mıyım?







Bitiriyorum, herkes ayağa kalksın, In to the Wood filmini severim, Meryl Streep Witch karakterini oynar, iyi de oynar, çok da güzel bir şarkı söyler, ruh halim bu, buyrunuz;

You're so nice.
You're not good,
You're not bad,
You're just nice.
I'm not good,
I'm not nice,
I'm just right.
I'm the Witch.

You're the world.

28 Ocak 2016 Perşembe

Sosyal İşe Alım

Ah Minel Aşk Minel Sosyal Medya vasıtasıyla işe alım. Old School uygulamalardan siber dünyaya bir sıçrayış, adeta ciğerlerinize fiber döşenmesi. Bizim zamanımızda gazete ilanlarına bakılırdı, post itlere not yazılır, cv fosforlu kalemle çizilirdi Küçük Hanım, telefonları kabloları vardı, kağıt takvim kullanırdık, utanmasak vezne memurlarının kollarına taktığı siyah bantlardan takardık diyeceğim de yuh artık o kadar değil. Sonra işte dijital takvimler, google trendsler, social networking, headhunt, laptoplar girdi hayatımıza, akıllı telefonlar ayyyyyyy negzel 700K uyarıcıya maruz kalmaya bayılıyorum.







N'aber Blög? Ben her zaman olduğu gibi şahane, muhteşem, olağanüstüyüm. Sosyal Medya parmağım uyuşuyor arada onun dışında öksürükten kurtuldum, negatif düşüncelerden arındım, burun tıkanıklığım gitti, iq 12,3'ten 152'ye çıktı, her yerim yerinde.
Geçen gün ismi lazım değil bir araştırma okudum, ne yani sonuç bu mu dedim, sanırım hayal kırıklığı ve muz kabuğu oldu o araştırma benim için.
Dijital hayatta varlık gösterme, sosyal medyayla işe alım, oyunlaştırılmış işe alım ve eğitim süreçleri animasyonlu videolar mmmmh son dönemin başlıkları arasında.  Turkcell'in bunun ile ilgili çalışmasını HR Dergi Zirvesi'nde izledim nays.
Sosyal Medya ile barışan departmanlarımız düşe kalka yollarında devam ediyor gibi, halen İK, Kurumsal İletişim / İç İletişim, ajanslar(3. parti), danışmanlık şirketleri sosyal medya hesaplarını olarak ağırlıklı kullananlar. Hatta bunu işveren markası için de yapıyorlar. Saf işe alım kısmında ise sıralamada üst sırada İK ile ne danışmanlık şirketi, ne yöneticiler, ne de kurumsal iletişim kapışamaz diye düşünüyorum.
Mevcut çalışanına ek görev vererek sosyal medya hesabı paylaşımı yaptırmak köylülük tabi, iş özelinde / proje özelinde bir outsource personel mi çalıştırırsın, dışarıdan destek mi alırsın bilmiyorum, sosyal medya uzmanlık ister gibi. Merhaba merhaba, bütçe odağında yaşayan köleler.

Adayla iletişime geçilen mecralarda değişiklik yok gibi, ben hala çılgınım hala belalı;

  1. Linkedin
  2. kariyer portalları
  3. facebook,
  4. twitter
  5. youtube
  6. pinterest
  7. vine
  8. periscope --> bunların hepsine sosyal medya platformu diyebiliriz belki de, sıralanışını çoktan hiçe doğru yaptım.

kariyer.net'in Pericsope kullandığını biliyorum, MCT'nin zirvelerinde Periscope kullandığını biliyorum da işe alım örneği var mı? Bak bunu bir araştıralım bebeksiler.

İşkur falan var mesela bir de meslek birlikleri sayfaları,  mezun sayfaları, kurumun kendi web sitesi
Merhaba dijital ayak izlerine baktığımızda karşımızda bir Yeti gibi duranlar.

Yönetici ve üzeri pozisyonlar için halen danışmanlık şirketlerinden faydalanıyor olmak mantıklı, siz kendi işinize yüklenin danışmanlar da havuzlarına...

Diğer konularda olduğu gibi linkedin kullanımında da ücretsiz olsun, suyundan da olsun kafası hakim, hal böyle olunca linkedin'in diğer nimetlerinde faydalanamıyorlar. Olm, linkedin'i işveren markası enstrümanı olarak kullanabileceğinizin farkındasınızdır inşalla. Ya morukcum, diğer departmanların bütçeleri için pazarlık yapıp kendinize ek bütçe yaratsanıza onu da mı ben öğreteceğim.

Siz hiç kendi çalışanınızı marka elçisi gibi konumlandırdınız mı? Hah işte ondan bahsediyorum, back off village people. Biraz merak uyandıran işler yapın, biraz kitleyi sosyal mesajların içine dahil edin, soru sorun, cevap isteyin, ortak yaratım süreci ekseninde salının diyorum. Ekibinizde yaratıcı insanların olması kötü bir şey değil. Ya işte çalışanın, doğal olarak sürecin içinde gizli müşteri gibi böyle viral yapar gibi ama sırıtmıyor durumun içinde. Kime diyorum acaba, benim pazarlama kanadımını kırmış olabilirler mi? Kanadımı kırdılar uçamadım anne, savaşa soktular koşturdum aha aha ow yea.

Tamam tamam tamam dostum, sinirlenme ha??(Burada avuç içini açtım size doğru klasik bir Amerikalı beyaz duruşum var) işte bildiğimiz bir gerçek daha facebook daha çok hikayeyi anlatmak için kullanılan bir kanal, şöyle iyiyiz, böyle iyiyiz, bizim firmamızda çalışsana hacı, hadi be diyebileceğiniz sıcaklığa sahip ama yorgun, çalışanlarla yapılan, işe yeni başlayanlarla yapılan videolar, genel müdürün doğum gününü kutladığın börpli sunumları hep orada. Linkedin'e gelince firmanızın daha ciddi yüzü. Yani Necmiye biraz kaçıktır Nazmiye'ninse gönlü açıktır. Kala kala elimizde bu ikisi kalıyor gibi, youtube'dan işe alım sürecini izlediğimiz Heineken örneğinin üzerine çıkan hala olmadı benim için. Efsane iş görüşmesi, stadyumda işe alındın bilgisi eki eki:






Staj programları için test sürüşü, aranıyor gibi formatlarla ilerleyenler oldu, bunlar güzel örnekler, Loreal'in etkili videoları var, zaten onlar işveren markası için de gayet janjanlı çalışmalar yapıyor, hatırlayın Employer Brand Summit mmmh.

İşe alımda sadeleşen süreçler, katmanlı işe alım görüşmeleri, test kullanımı, değişik mülakat yöntemi kullanımı dışında bir şey yok. Kaynağı yukarıdaki mecralardan birinden alıyorsun, değerlendirmeye sokuyorsun(sorry), aday kusana kadar seninle mülakata geliyor 4-5-6-7 kez, referans sorgusu falan yapıyorsun, hala ölmediyse iş teklifini kabul ediyor, mutlu son. Ya manyak mısın tabiisi mobil süreçler İK'da vazgeçilmez biz hep ipad kullanıyoruz.


Hatırlatın da bir ara İşe Alım Maliyeti'ni anlattığım yazıyı taslaktan çıkarıp canlıya alayım da eğlenelim. Başarı Hikayesi yazalım, hayata geçirelim, herkes bizimle çalışmak istesin, turnover arada yükselsin, zirvede, kongrede işlerimizi anlatalım. Göktanrı çarşınıza pazar versin, iyi bir şey söyledim bence.

Demek şunun(personel) şu kadarını(headcount) şuradan(portal, linkedin, şirket web sitesi) alıyorlar gibi bir istatistik paylaşmamı istiyorsun, çok tatlısın, şimdi vaktim yok. Google'ı aç, X trendi 2015 ya da X araştırması 2015 yaz, oradan yürü, haydi canım. Evet teknoloji yatırımları yapılıyor İK'da da bundan normal ne olabilir.


Yazının fon müziği: Harun Kolçak-Gir Kanıma benimle Harun dansı yapmayanın beli tutulsun.

Sosyal Medya Gurunuz,

Coco



14 Ocak 2016 Perşembe

Açılın Ben Danışmanım!


Merhaba Anadolu'dan Görünüm'ler nasılsınız?

Ah ben çok iyiyim, geçen hafta otelde fit olacağım diye sağ dizimi yine hallettim, onun dışında bir sorun yok. Sızlıyor, içinde ısı bombası var gibi, crossfit hatırası hatırlarsınız. 
Bugün siz sevgili izleklere consultant humoru, klişeleri ile seslenmek isterim, bu janradan olanlar bilir, olmayanlar izler. 

Suits olayı
Ekran dalgalanmaya başlasın ve zamanda geriye gidelim mi?? 3 yıl önce yer Ankara, bireysel çalıştığım ama karma bir ekibin parçası olduğum Çankaya ve Bestekar Sokak'ta fink attığım dönem, yine şoför alıyor. Hatta o yıl hava durumuna bakıp İstanbul'dan topuklu ayakkabı ile geliyor, kar nedeni ile sokağın başında araçtan iniyor, Bölge Müdürü koluma girmişlerken beni fotoğraflıyordu, acımasız Ankaralılar. İsyanbul çocuğu olarak isyan ettim tabi, sonra gerçi holdingin o şirketi kapandı ve o müdürü dehleme şansına eriştim. Şoför gönderdiği için sızlanan bi' tipti, karma is a bitch, bitch. 

Şimdi Up in the Air modu siz sevgili izleklere çok sempatik gelmiyor tabii, işe alırken iyiydi de işten çıkarırken kötü oluyor. Dostum, bizden isteneni yapıyoruz. HQ pazardan çekilme kararı aldıysa, norm kadro çalışması, reorganizasyon vs. yapıldıysa bunu da profesyoneller yapmak zorunda. Hatırlar mısın şirketin birinde bu işi yapmak için tüm bölümü otele götürmüşlerdi eğitime diye de, avukatlar ve ambulanslar eşliğinde iş çıkışları yapılmıştı. Çok acımasızca, biliyorum. Danışmanlığını yaptığımız bankalardan birinde ise çıkış saatine doğru ekran yetkilerinin kaldırılması ve eline bir koli verilmesi şeklinde olmuştu. M level çalışanlara outplacement desteği vermişlerdi, o da herkese değil yani, tazminatlarla gidenler de oldu.  

Takım Elbiseliler Geliyor!!!!(İngilizler Geliyor!!!!!! tonunda okuyacaksınız, İç Savaş okuyanlar bilir şekerim, North America tarihinden bahsediyorum).

Sabah 5-6 arası uyanıp, takım elbise ve busines case bag ile gezen bu tipler, sabahın köründe sizin o popişinizde kelebekler uçuşurken yola koyulur, check in yapar, sabah haberlerinin üzerinden geçer bloomberg'ten ekonomi olmadı CNNi'den dünya gündemi takip eder, yıllık hedeflerini ilk, bilemedin 2. çeyrekte tamamlar, raporlar, görüşmeler, satışlar, arasında mekik dokur. Çok bellidir, hatta neredeyse takım elbiselerine göre şu şirketin danışmanı diyeceğiniz tipler vardır. Geçen sabah otelde kahvaltı yaparken bu oyunu oynadık, bilin bakalım kim kazandı.
Ben istiyorum ki ben sabahın 5'inde o muhteşem yatağımdan kalkıp kuş tüyü yastığımdan ayrılıp, şehir değiştirip müşterinin kapısına geldiğimizde; o kapıdaki güvenlik görevlisi günaydın desin ve sonrasında bizi içeri alsın. “Mesai daha başlamadı.” dediklerinde benim 140'larda gezinen iq'um oluyor size 7.8 point. Bu ülkede ne yetenekler harcanıyor, hatırlatın bir ara size Ankara ve insan kaynağı israfı konusunu aktarayım, çok yazık. 
Habitatın Dışı
Bir kere kapıdan girdiğin andan itibaren başlar bakışlar, göz hapsindesin, kendi ekibinle dışarıda minimum diyalog, çok gülme, çok eğlenme hemen göze batarsın. Kendini kral zanneden makam sahipleri var, koridorda geçiş üstünlükleri olduğuna inanan bu delujınistler küçük dünyalarının tanrıları olduklarını düşünebilirler. Senin görevin eğer sen de kabul edersen eğer, gittiğin o işletme, kurum vs. olabilecek en iyi hale getirmek, norm kadro çalışması, performans görüşmesi, organizasyon optimizasyonu, mükemmellik, strateji falan işte.  Kazara sürece Değerlendirme Merkezi Uygulaması eklenirse ki genelde eklenir, eklemendiği de olur sözleşmenizin full service olup olmamasına ve bütçeye bağlı olarak değişir. Bir de çalıştığınız danışmanın çapraz satış yapma ve projeyi başka bir projeye linkleme kabiliyetine bağlıdır. 
Değerlendirme Merkezi işin en alt tabakası, halka ulaştığın yer olarak karşına çıkar, raporlama, puanlama, renklendirme, geri bildirim, onun öncesinde süreç tasarlama, yetkinlik belirleme, gerekirse yetenek komitesini varlığınla şereflendirme ve sanatını icra etmeye kadar gider. 

"Neden buradayız? Ya tamam da neden buradayız? Bunu telefonda da sorabilirdiniz, değil mi?" sorularına cevap verirsin. İşten çıkarılma doğal sonuçlardan biri, terfi etme, depromote da aynı şekilde, belki sonra rotasyon, doğal seleksiyon yani çalışanın mevcut durumdan sıkılması ve pes etmesi, istifa etmesi. Bunlar oluyor, sen buna emotional numbing de istersen ki muhtemelen demeyeceksin, duygusal tepki vermediğimiz için bizi suçlayamazsın. Yeteneklerine uygun işi yapmaya devam et tatlı şey, çalışacak bir işletme bulmak istiyorsan bazen acı kararlar alınmak zorunda ve bunu da bazıları uygulamak zorunda.
 "Bize verilen bilgiye göre organizasyonunuzun yeniden yapılanması sonrasında çalışanların yeteneklerini keşfetmemiz istendi" gibi bir cevap seni kısa süreli korur. İçinden evet, bazılarınız işten çıkarılacak umarım bu sen değilsindir dersin bazen, bazen de demezsin. 3. haftanın içinde hala oradaysan ve herkesle görüştüysen baskı artar, Koridor FM 7/24 yayında, bir yandan ekiplerle sosyalleşmişsindir, sabahları selam verirler, günaydın demeye başlamışlardır, çay getiren olur, arada boş görürlerse toplantı odasında "ya geçen gün ki görüşmede şunu da söylemeyi unuttum"lar gelir...Senaryolar senaryolar, yemek sırasında arkandan konuşanlar, yemekhanede birbirlerini dürtüp seni ve/veya arkadaşlarını gösteren kaş göz hareketleri. 
Projenin sona erip huzura kavuştuğun o an. İşte o son rapor yazılıp, son mail gönderildiğinde Beyaz Yakalı İstanbul'a dönüp kendini şehrin güvenli kollarına atmanın değerini anlar. Kimi zamanda kalıp işten çıkışlara eşlik etmek durumundadır, sözleşmenin içeriğine bağlı olarak tabiisiiii.  

Böyle durumlarda:

  1. Kapıya yakın otur, 
  2. Şirket yetkilisinin yanında olmasına dikkat et, görüşmeye tek başına girme, 
  3. Kişisel anlaşılacak kelimelerden uzak dur, olay komple kişisel ama sen yuvarlamak zorundasın, işletme yararına yorum diye bir şey var. 












Ve elbette sevgilim bu yazıyı okurken Will Smith fon müziğimiz olacak, Black Suits Comin'


Saçmalamayın elbette çabanızı takdir ediyorum, evet evet. 

Siyah takım elbise altına turuncu ayakkabı giyen kahramanınız,

Coco 





Yetkinlik falan

Sevgili günlük,

Ölüyorum.
Asşlkaşldkfşdslkfiaşhdahdaksdlalsfj dur dur, heyecan yapma net bilgi değilse de hayatımın geri kalanına bir gün daha yaklaştım. Gerçi doktor stage 2 hastalığınız falan var dese tedaviyi reddediyor olacağım. O ünlü "Hasta tedaviyi reddediyor." repliğindeki cins olmayı isteyebilirim.
Yoğun bir haftaydı, zaten hangi hafta yoğun değil ki?
Sonuç olarak ben bir super hero'yum, İK'yı kurtarıp duruyorum, her gece kafamı yastığa koyduğumda kendime "Söyle bakalım Alican bugün İK için ne yaptın?" diye sormuyor muyum? Hayır, sormuyorum.
Ek görüşmeler geldi, acil, hemen yapılması gerek, müşterimiz nedense rutinin dışında zaruri ihtiyaç olarak bu görüşmelerin yine bu hafta tamamlanmasını talep etti hem de benim tarafımdan hem deeeeeee raporları falan bitirmeli hem deeeee bir sürü aksaklığa falan rağmen.
Kar yağışı acaba uçuş iptali getirir mi diye akşamdan asistanla teyidleşip(bu da doğru kelime oldu bilemiyorum) maalesef adayın İstanbul'a doğru yola çıktığını ve sabahın köründe o görüşmeyi yapacağımızın garantisini aldım. Sabah uyanmak zor değildi de o sıcak yatağımdan kalkıp ayacıklarım tarafında banyoya götürülmek, makyaj falan yapmaktı derdim. Bu aralar spor falan yapıyorum, yorgunum yahu, ilgi falan bekliyorum biraz. Yani ölüyorum dediğim o, yoksa ben ölsem çok üzülürsünüz, öyle gibi geliyor yoksa hortlar rüyanıza falan girerim.
Sevgili kuzenim boşandı, kafasını dinlemek için tatile gönderdik onu, oğlunu da bana bıraktı hafta sonu için. Senin görevin, eğer sen de kabul edersen *gülücükburada hafta sonunda 6 yaşında bir veletle zaman geçirmek olacak. Raporları bitirdim, gönderdim, 6 ay sonra gelen geri bildirim isteğine ok dedim, görüşmecilere gelişim alanlarını anlattım, yine kişilik envanteri sonucuna itiraz eden oldu. Şaşırtıcı biliyor musunuz, adam ekranın başında o formu dolduruyor, manipülasyon yapan da oluyor, test bunun olduğunu da size gösteriyor, açık açık yüzeyselsiniz farkındalığınız biraz şey diyor. Ama benim sevgili görüştüğüm adayların özgüveni ve şuursuzluğu Allahuekber Dağları'nda, tatlıııııııııım bu testi kim doldurdu?
-Ben.
İşte orada gülümsüyorum ve beni başka bir odaya alıyorlar.





Haydi gelin sizlerle zamanda yolculuk yapalım, bir yetkinlik seçelim, onun üzerinden bir hikaye anlatayım size, pazara gidelim, bir yetkinlik alalım, pazara gidip, yetkinlik alıp n'apalım?

Sektör: FMCG, Banka, Otomotiv,  Enerji, Üretim'den biri olsun
Pozisyon: Şimdi o çakal sırıtışı bir kenara bırak, o pozisyon değil. Grup Müdürü olsun
Tecrübe: 10+ olsun

1 iç aday, 1 danışman olsun, 1 masa, iyi tasarlanmış süreç, tarafsız bölge olsun otel ya da danışmanlık şirketinin kendi ofisi olsun da görüştüğümüz aday biraz stres yapsın, ne dersiniz Sevgili İzlekler?
İstediğimiz kadar ara verebiliyoruz, görüşme süresi uzun, bu demek oluyor ki NŞA'da yapacağımız gibi her 2 saatte bir ara vermek sünnet, belki adayın mesanesi küçüktür, belki böbrek rahatsızlığı vardır, bak bunlar hep bilimsel. ---> Görüşme
Yetkinlik seti var, içinden o pozisyona özel seçilmiş bir grup yetkinlik var, göstergeleri var, genelde C-level buna karar verir(genellemelerden hoşlanmıyorum) davranışı sergileme sıklığına bakacağız, okeay Sınıf, anlamayan var mı? Varsa dışarı çıkıp bir hava alsın ve gelmesin, doğal seleksiyon.

Size göre acımasız bir İK profesyoneli olabilirim ama cellatlar olmasa giyotin'i kim kullanacaktı? Şaka şaka The Hatefull 8 izledim de etkiledi biraz, iş çıkışı terapiye gidiyoruz bütün İK'cılar olarak ama size söylemiyoruz.
Şimdi; görüşme yapılacak her seviye için yetkinlik seti belirlenir, bunu danışman şirket ve ilgili şirketin İK'cıları birlikte yapar. Ciddili bir çalışmadır, öyle excel listemizi açalım, içinden şunları şunları seçelim demek merdiven altı firma stayla, çöplük. Ancak size gelir, bir süre birlikte toplantılar yapar, sizi inceler, iş tanımlarınızı mıncıklar, kademelerinizi hallaç pamuğu gibi atar, üzerine organizasyon kutucuklarını yeniden dizersek o başka. Sonra yine yetkinlik havuzundan istediğimiz yetkinlikleri seçeriz, şaka şaka yetkinlik havuzu yok, kimse işemedi ona.
Uzman ve üstü pozisyonlar; Müdür, Ekip Lideri, Senior bi'şey bi'şeyler, Grup Müdürü için gereken yetkinlikleri çıkarır, gerekirse ve talep edilirse vaka çalışmalı 4(dört) başı mamur bir değerlendirme süreci tasarlarız(lar). Elbette bunu 5 haneli sembolik ücretler karşılığı yaparız, hooooop geldik mi bizim saatimiz 4 haneli faturalanır, aynı İK'yı yapmıyoruz geyiğine? Geldik sanırım.
Bazen şirketin İK'cıları duygusal davranır diye, bazen bu işi tarafsız biri yapsın diye, bazen siz kendi öz yetkinliklerinize odaklanın biz kendi yeteneklerimizi sergileyelim diye bu işi dışarıdan birilerine yaptırırlar. Olm, zaman yönetimi önemli, hem her şeyi siz yapacaksanız danışmanlık şirketleri ot mu yesin?

Mesela;

Analitik Düşünme diye bir yetkinlik olsun, soruyu "Analitik düşünür müsünüz?"gibi sormuyoruz, Analizle ciddi düşündüğünüzü biliyoruz, seviyeli bir beraberliğiniz var. İşte Analiz yaptığınız bir durumu paylaşır mısınız, son 3 yıl içinde falan diye zaman kısıtı da koyabilirsiniz, strateji, fayda gibi sözcükleri de soru cümlesinde kullanabilirsiniz, yüce Odin yine süper girişler yaptım. Soruyu hazırladınız ve sordunuz, bakın sonra neler oldu:

-Yeni nesil bir ürün ile ilgili 1,5 milyon cihazda güncelleme yapılacaktı, planlı yapılmadığından dolayı rakipler gafil avlandı. Daha önceki şirketimde bu konu ile ilgili kafa yormuştum, görüşme yapmış ve de ilerlemiştim(hikayeye giriş kısmı, hala elle tutulur bir şey yok, genel geçer geçer ifadeler işinize yaramaz, somut örnek isteyin).
200 milyon liralık bir pazar söz konusu idi(Mmmhhh now we are getting somewhere).
Bir strateji oluşturulmamıştı, üzerinde 1,5 ay çalıştım, konu ile ilgili süreçlerde farklı birimler çalışıyordu. Şirkete geldiğim ilk dönemlere rastladığı için çok dolaştım(ÇOK DOLAŞMAK BİR ŞEY İFADE ETMEDİ, SORALIM, ÇOKTAN KASIT NE? 2 KİLO MU DOLAŞTINIZ? NERELERİ DOLAŞTINIZ? ASTRAL SEYAHAT GİBİ BİR ŞEYDEN Mİ BAHSEDİYORSUNUZ?).
Ön araştırma yapılıp bırakılmış, 2009'da grup mantığı yoktu, her şirket kendi farklı telden çalıyordu, çıkarılan ürünler satış şirketinin gelirinden çalıyordu, yanlış ürün çalışıyordu(Detay isteyelim,  hangi ürünü gördünüz, kayıp ne, büyüklüğü vb.). Grup şapkamız yoktu(Ah canım demek siz de grup şirket hunisi kullanıyorsunuz, maşallah maşallah).
Stratejiyi çalıştım, GMY'ye sundum(GMY Genel Müdür Yardımcısı, biliyorsunuzdur diye bu güne kadar hiç açıklama gereği duymamıştım), iç ve dış tehditleri high lihgt ettim(Plaza dili ve edebiyatı). Road Map çizdim.
Durumun fotoğrafını çektim(uçan tekme atacağınız kısım geldi, tabii hayalinizde yapıyorsunuz bunu).
Üretici, banka, rakip verilerini ekledim, pazarlama ile tahmin rakamlarını çalıştım(ow yea, Pazarlama uzmanlığından yararlanılmış, destek istenmiş, fikir sorulmuş, sanırım doğru yoldayız). Doğru tahmin etmişiz 6 ay sonunda test etmiş olduk. Mevcut pazar verilerini ekledim(NASIL??).
Eski şirketimdeki arkadaşlarımdan veri elde ettim(bununla ilgili periyodik yayınlanan bir rapor yokmuş mesela kadın gitmiş sosyal network kullanmış, eski şirketi şimdiki rakibinin rakamlarını almış, makul).
Daha önce M2M'de çalışmıştım--> Eski tecrübelerden faydalanma, geleceğe ışık tutma, eski hatalardan ders alma kısmı geldi, detail pls diyerek olayın derinine inin, en derine, say that aloud!

Grup şirketlerinden ZÖTÖ'ye ışık tutmuş oldum, son anda uyarabildim, pratikte kullanılmaması için çok uğraştım, tasarım ve geliştirme aşamasında sorun yaşanacaktı. Pazarı, rakibi ve olası hareketleri analiz edip stratejiyi oluşturdum, iş ortakları gibi hareket ettim. 3 yıllık projeksiyon yaptım...

Eveeeeeeet Sevgili İzlek, öyle işkembeden sallamasyon örnek olay dinlemiyoruz, napıyormuşuz? Kendi kendine soru sorup cevap veren insanlardan hoşlanmam lakin yazının formatı bu seferlik böyle olsun, ben şu anda son yazdıklarımdan ötürü kusuyorum. Yapacağınız şey gözlemlemek, sorgulamak, kanıt aramak. Yakındır Kanıta Dayalı İK uygulamaları falan çıkar piyasaya sertifika bilmem ne falan.
Bu tespiti kime dayanarak yaptınız diye sormayın, anında;
-SANA DAYANARAK diyerek bel atı vurur ve seviyeyi Lut Gölü seviyesinin altına çekerim. Olm ÖYS'de falan coğrafya full yaptım ben, Guam Çukuru falan diyerek beni etkileyemezsiniz ancak hafif bir tebessüm oluşabilir.


Gelelim şeffaf olma konusuna, çok uğraşma, yapamazsın, sakil durur. Komando, olamazsın, zoru başaramazsın, imkansız zaman alır, limit 0'dan sonsuza. Anlıyorum, şirket kültürünü değiştirmek istiyorsun, işveren markası falan, yetenek yöneteceksin, en komik sensin, en iyi İK'cılar sende, tabii turnoverın arzulanan düzeyde %98 zaten sizin hedef bu şekildi. Yine de bir gün bir çılgınlık edip, yetkinlik, değerlendirme, profiler olayına girmek istersen black suits'ten destek almanı salık veriririm, yaparım bunu, acımam bir dakika bile. Ben Yaşar Usta Dondurmacısı.

Yazının fon müziği bittabi Norah Jones-I've got to see you again çünkü yetkinliğe bakan geri bildirimini yapar, ısısısısısısıısısıs.

Öperler,

Milyonların sevgilisi, en tatlısı, en minnoşu, gözleri aşka gülen taze söğüt dalınız,

Coco Maya de Medina

3 Ocak 2016 Pazar

Okunacaklar

Hafif bir başlangıç yapmaya karar verdim bu yıl. Olanları eritmek, başlananları bitirmek falan, yarım kalanlar var, blogdu, sosyal medya okur yazarlığı derken kitapları boş bıraktım, yetmedi gidip yeni kitaplar aldım ve bir de hediye gelenler oldu. Şanslıyım bu yönden. Yeni tüketim hedefim de 10'dan fazla kitap almamak olacak, ya en büyük derdimi görüyorsunuz ya Gök Tengri uçak kazası vermesin bir de tırnağım kırılmasın. Çok gezen mi çok okuyan mı demeyeceğim, gezmeye devam, okumaya devam, eşekliğe devam. Buyrunuz, sağdakiler 3 Ocak itibariyle bitenler;


İyi okumalar bebeksiler, banklara kitap bırakmaya devam ediyorum, 3 yaşından beri okuyorum, 5 yaşından beri rockçıyım herkes bilsin.

Book Nerd'ünüz,

Coco the Librarian

Yazının fon müziği: İstanbul Kanatlarımın Altında olsun mu tatlı çocuq

1 Ocak 2016 Cuma

2016

Hepinize az hasarlı bir yıl dilerim



Sevgili Sen,

Öncelikle doğum günüm civarı olan günlerde blogda gezindiğin için teşekkürler. Hoş geldin bebek. Eski yıl sona erdi, yepyeni bir yıl gedi, yiniyıl yiniyıl yiniyıl bizlere kutlu olsun...

Yesyeni bir yıl, yeni tanışıklıklar, yeni amaçlar, planlar, güzel gelişmeler derken mutluluk sarhoşu bir haldeyim. Geçtiğimiz yılın son haftası fırtına(rüzgar gibi falan değil olsa olsa tornado) gibi geçti, bütün yapılacakları tek haftaya sıkıştırmış haldeydim, tapınak gezeceğim diye dijital detoks denedim. Ne olur bu yıl biraz daha geç bitsin, zaman daha yavaş aksın diye biraz da umutlanarak geçirdim. 
En güzel 2015 benimdi, benim olacaktı, istedim ve oldu, yıllarla, aylarla henüz sorunum yok ama hala perşembeleri sevmiyorum biraz da pazarları.

Hayatımın en zor yılını 24 yaşındayken yaşamış, elim bir trafik kazasında kaşlarımı ve sevdiklerimi kaybetmiştim zaten. Zaman o noktada benim için durmuş, sanki her yılı 24 yaşındaymışım gibi yaşamaya devam etmiştim. Görenler 26 gösteriyorsun dediğinde 30’larını süren bu bedenin içinde aslında o kadar da genç gösteriyor olamam, karşımdaki insanlar çok zarif düşünüyor diyordum.



  • Daha fazla şapka alma hedefimi gerçekleştirdim hatırlayalım Sezai’den bu yüzden fırça yemiştim. 
  • İspanya’ya gidemedim çünkü Maynard zaten oraya taşınacak ben de onları ziyarete gidebilirim haydi burada esneyelim, o 5 kiloyu almam ise bir başarı olarak tarihte yerini almamalı. 
  • Tüm yıl süresince 2 iş görüşmesine gittim, Zirve’den sonraydı, kar yağıyor, görüşmeler erteleniyor ajandalar yeniden belirleniyordu. Çok iyi 2 mülakat deneyimi geçirdim, hatırlatın da bir ara anlatayım, üzgünüm kim olduklarını söyleyemem, üzgünüm sonuçları hakkında da bilgi paylaşamam. Yine de kişisel kariyer yoluma bakıldında K2 noktasına yakışan şeyler bunlar, Maslow’un İhtiyaç Piramidi'ni gözünüzün önüne getirin ve Kendini Gerçekleştirme basamağında olduğumu düşünün lütfen. Kendimi kutsanmış hissettim, o nedenle bu yıl harikaydı. 
  • Yaptığım işlere gelince long term career olarak zaten blog yazıyordum, çok tatlı 2 iş daha yaptım bağlantılı, yıl sonunda ise Pazarlama Zirvesi’nde değerlendirici olarak davetliydim, buyrun size çok tatlı bir an daha. 
  • Çok severek takip edilen bir şirketin prosedürlerini eğlenceli bir şekilde yeniden yazmam istendi, yabdım. 
  • TED sahnesine çıkıp peygamberlik ilan etmek gibi bir hedefim henüz yok, güzel bir detay paylaşayım blogda yazdığım şeyler bazen gerçekleşiyor, gülücük, gülücük, alkışlar. 
  • İkinci kez kitap teklifi aldım, insanların size güvenmesi tuhaf hissettiriyor bazen yine de çok mutluyum. 
  • Pazarlama Gurusu’nun birisi tebrik mesajı attı, hem de ik bloggerı olduğum ve farklı olduğum, yeni bir soluk getirdiğim için, sözde hr bloggerları diye devam ediyordu aman tanrım ben bir değerli taştım!!! Yine bir pazarlamacı beni tavsiye etmişti ve bu büyük bir olaydı, sevincimi paylaşmanızı istiyorum, Midyat-Seyfo sevinin.
  • Arkadaşlarıma headhunt yaptım, cennetliğimi yaptım hacı, kutlama yemekleri mi dersin hediyeler mi, ow yea. 
  • Katılmak istediğim birçok zirveye, okazyona katıldım birkaçını da kaçırdım ne yazık ki. 
  • Seyahat ettim, çok seyahat ettim, hafta içi İstanbul’da gezdim, havaalanında sabahladım. 
  • Direktörlü toplantılar, müdürlü görüşmeler yaptım, 2 hafta Ankara’da mavi yakalı şirinler ile görüştüm dahası da var onu geçelim, Ankara memur kenti, saray falan var işte, gizlilik mizlilik karşim. 
  • Rapor yazdım, çok yazdım o kısmı biraz yorucu oldu. 
  • Biraz kitap okudum, birkaç tiyatro oyununa gittim, sergi gezdim, film izledim, konser dinledim, biraz pilates yaptım, koruda yürüdüm, bol bol vine çekip, periscope yayını yaptım, ben eğlendim. 
  • Köpeğim öldü, çiftliğe gidip cenaze töreni düzenledim, küçükken de ikizimle bahçeyi hayvan mezarlığına çevirmiştik zaten. 
  • İK’nın en etkili 25 ismi arasına Prenses olarak girdim. 
  • Güzel hediyeler aldım, çok güzellerdi sevilmek nayz, hoş hediyeler alıp sahiplerine ulaştırdım paylaşmazsanız merdivenden düşün hayat paylaştıkça anlamlı. Hobbitlik bunu gerektirir. 
  • Yetenekli insanlarla vakit geçirdim, özel insan yavrularıyla, benzerlerimle ve benzer olmayanlarla, yelpazeyi geniş tutmakta fayda var.
  • Alakasız ortamlarda eski ekip arkadaşlarımın benden bahsederken harika yorumlar yaptığını duydum, sağolsunlar var olsunlar. 
  • Teyzem tarafından konuklarımı çok iyi ağırladığım, bunun yanında insanların kendini bana çok yakın hissetmesini sağladığım ve yine bunun yanında bir o kadar da uzak hissettirebildiğim geri bildirimini aldım. Çelişkiporn. Benzer bir şeyi Serhat da söyledi, daha da yorum yapmıyorum. Hepinizi seviyorum diyeyim. 
  • Güçlü yönlerimi daha güçlendirip gelişime açık yanlarıma baktım, guyz burada şaka yaptım sizin gelişim alanlarınız var geyiği çevirmek için sabırsızlansam da size öneri gelişim alanlarınızla barışın. Birçoğunuzun o alanları iyileştiremeyeceğini, davranışa çeviremeyeceğini falan biliyoruz, kendinizi kandırmayın. O taraflarınızla barışın bence. Marketing is everything. 
  • Çok şahane blog yazıları yazdım, harika kritikler yaptım, acımasız şakalar var bir de, oh minnie. 
  • Hüzünlü dönemler de oldu, kuzenim aramızdan ayrıldı, bir beyin kanaması yolunu seçti giderken, kalbimizde. Her zaman hatırlayacağız. 




Günün sonunda nasıl bir beyaz yakalı olmayacağımı biliyorum, nasıl bir İK’cı olmayacağımı biliyorum derken insanların potansiyellerini açığa çıkaracak ortamı oluşturmada bir dünya markası olmaya devam yani. Yeteneklerinizi sergileyin. Herkes sizi sevmesin mümkünse. İşinizi iyi yapın, lütfen. Hayallerinizle dalga geçilmesine izin vermeyin, geçen gün bir çocuk okulda İspark Görevlisi(otoparkçı) olmak istediğini anlatan bir sunum yaptı ve sosyal medyada linç edildi. O çöplükteki en iyi çöpçü, en iyi park görevlisi falan olmayın, sanatçı olmayın incitirler, üzerler, savaşçı olun öküz olun, en iyi öküz olun, o caddedeki en iyi İK’cı olun.

Klişe ama sevdiğiniz işi yapın, olmadı mı sevmediğiniz halde yapabileceğiniz işi yapın o zaman, sizi en az üzecek, vicdanınızı en az rahatsız edecek işi yapın. Dünya küçük sonuçta, 8 nota var kaç farklı beste yapılabilir ki?

Mutlu kalın, mutlu olun, farklı düşüneni sevmemek içinizde var, aynılaşmak için yanıp tutuşuyorsunuz, yazık oluyor.
Oysa Endorfin ne güzel yea. Kötü olaylar yaşadık, utanç hissettik, başkası adına üzüldük, empati kurduk, sinirlendik, ünlemli cümleler kurduk. Hepsini geride bırakalım mı tatlı çocuq, en son ODTÜ arazisine göz diktiler mesela...






Yapılacaklar listesini kısa tuttum bu kez, buyrunuz;


  1. O kitabı yaz(muhtemelen yazmayacağım).
  2. Paul Ekman eğitimine katıl(hayatın bir daha eskisi gibi olmasın).
  3. Yoga’da turtle duruşunu bu yıl en azından yapabil. 
  4. Diyete devam et. 
  5. 2016 süresince en fazla 10 adet kitap alabilirsin, 10 kitap okursan 10 kitap daha alma hakkın olur, kapiş!
  6. Find your greatness.
  7. Yüzüğü geri gönder(no Frodo). Guyz anlatmayı unuttum, eve çiçekle birlikte yüzük geldi O_o .
  8. Farklı bir şey yap, saçını maviye boya mesela. 
  9. Darbuka çal. 
  10. Mont Blanc kalem al, sırf itliğine. 
  11. Doğum gününde çok eğlen.
  12. Şapka al x 10.
  13. O tabloyu bitir. 
  14. Gönüllülük işlerine devam et, guyz guyz guyz dişe dokunur işler yapalım. 
  15. Farklı düşün, şu kasları kullanma geyiğine katıl.
  16. Düşene de bir tekme sen vur, gelişine.
  17. twitter'da herkese cevap vermek zorunda değilsin, verme. 10K görüşme yapmayanlar none-EU citizen sırasına geçsin. Aynı İK'yı yapmıyorsunuz. Sonra laf soktun bilmem ne diyor hem soru soruyor hem cevabı beğenmiyorlar, ilginç.
  18. Digital detox olayına gir. Hah bir de İK dışındaki yazılara devam et, malum bu yıl minimalist, sentimental ve pırıltılı temayla devam edeceğiz, ayrıca alexa durumun gayet iyi.
  19. Organ nakli ile ilgili operasyon izle, anatomi falan okumla. 
  20. Evi daha minimal hale getir, giysi odasına odaklan, boş zamanlarında match makerlık yapmaya devam et. 
  21. Yeni anılar biriktir, hikayeler anlat ve sakın ayağını kırma.





En görkemli şekilde azot döngüsüne katıl. 
Son olarak yeni bir şey öğren, seramik, boya, pony binme dışında. Sıfırdan, ilk kez, bebek adımları ile, hızlandırılmamış. 

Narratorunuz, Maça Ası'nız,

Coco

Yazının fon müziği: Bilirsiniz pek severim bu şarkıyı, The Beatles'tan geliyor sabah şekerlerim;