İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

24 Kasım 2017 Cuma

People Make the Brand 2017


Mekan seçimleri harika oluyor ekibin, önce onu söyleyeyim mesela doğum günümü Fairmont Quasar'da yapabilirim e inşallah gelirsiniz.
Girişte MJ Heal the World duyuyorsun evet, bu doğru organizasyona geldiğinizi gösteriyor.
A+ bir karşılamaya maruz kaldığınız iki organizasyondan biri, diğerini biliyorsunuz en azından ben öyle karşılanıyorum, katılımcı deneyimi diyorum akıllım. Yani, kapının girişinde başlıyor, programda yaşanan sarkmalar tek derdim oluyor kalanı müthiş.

Bu arada geçenlerde benzer bir toplantı yapılmış, bloggerlar davet edilmemiş, sonra düzenleyen kekolardan biri blogger da olan bir katılımcıyı görmüş ve "senin burada ne işin var?" demiş(yuh), olum 1-davetsiz misafir olduğunu düşündüğün kişi ile ilgili durumu böyle mi çözüyorsunuz 2-bu kadar dandik bir organizasyona öyle bir ego oha diyorum ama bu başka bir hikayenin konusu. Komik olmayın ben elbette gitmedim. Influencerım ama bu her organizasyonu varlığım ile onurlandıracağım anlamına gelmiyor. Aeh evet biliyorum siz de bana bayılmıyorsunuz. 

Ekibin motivasyonu yüksek ve işlerini ciddiye alıyorlar. İlgi çekmeyi hiç sevmeyen kahramanınız is back in town.
Evrim ile şirket olarak çalışmıyorsanız eğer kuşaklar, gençler, Romalılar! Konuşmacı olarak dinlemeyi deneyin, Aaron Sorkin dizilerinin kahramanları gibi seri ve takılmadan konuşuyor. Mmmmh herkesin yeteneği başka, tutkusu başka. Harika bir konuşmaydı, Sisyphoslar mı dersiniz, İKaruslar mı, Minoslar mı, 70 yaşındaki insanların 20 yaşındaki gençlerin hayatları hakkında karar vermesi falan mı? Segmentasyonu anneannesinden öğrenmiş, kendisi sevdiğim bir küratör. Hayatı kolaylaştırın diyor, kolaylaştırmak iddialı bir kavram, o öyle kolay olmuyor Sinyorita.
Ortalama bir işte kalma süresi 2,5 yılın altına inmiş, 2000'lerin ikinci yarısında iş görüşmelerinde  x şirkette 2 yıl çalışmışsınız siz de sıkılgansınız galiba huh? diyen avarel kitlenin ağzının ortasına yapıştırmalık bir süre bence. Yaşasın örgütlenmiş esnek çalışan ya da demirbaşa dönmeyen çalışanlar. Araştırmalar paylaşıldı, dünya genelinde çalışanların %15'i şirketine bağlı imiş. Yamulmuyorsam YETENEK KITLIĞI TÜRKİYE İÇİN %16 so derinlemesine uzmanlaşmanın altı çizildi, her şeyden biraz bil fikri çok işe yaramayabilir mini mini bir kardeşler, zenginleşin ama o manada değil.




Çalışan deneyimi tasarımı tarafında 2 önemli soru sordu Evrim, 1-Dayak nedir? 2- Neden atılır? şaka şaka, Are You Cola? dedi.

1-Adayın/Çalışanın yaşamını zorlaştıran şey ne?
2-Nasıl kolaylaştırılır?

Dünya, insan sermayesinin %62'sini geliştirebilmiş yani insan kaynağının %38'ini harcıyor diye de bakılabilir. Şimdi aranızda insanı kaynak olarak görmek yanlış diyenler var, bak cınımmmm sol üst köşede bir çarpı işareti var, lütfen ona bas ve git bundan sonrasına katırlarla devam edeceksin biz ejderhaya biniyoruz.

İşveren Markası dediğimiz hadise vs Çalışan Memnuniyeti ve marka ajanı olması



Evrim gitti, Garanti sunumu ile devam etti konferans. Süresini doğru kullanamayan insanlar bizi yoruyor kıymetlimiz, banka kullanıcıya ya da adaya sunacağı bir app'i önce çalışanları üzerinde deniyormuş sanırım bunun gibi bir şey.

Valentino candır.


Sonra Valentino ayakkabıları ile Claudia Tatanelli sahnedeydi, bir Valentino'yu 3 km'den tanıyan verdi şukusunu. Yetenek savaşı, yetenek kıtlığı falan dinlemek istiyorsanız onu da izleyin diyorum, sahnede güçlü ama o da uzun konuşuyor önceden söyleyeyim.

Avrupa'da yapılan kariyer hedefleri çalışmasında Türk gençlerin önceliğinin iş-yaşam dengesi değil de;
  • Uluslararası kariyer yapmak
  • Girişimci-Yaratıcı-Yenilikçi falan olmak
  • Lider falan olmak

olduğunu gördük, olm vizyonsuz musunuz ya, iş-yaşam dengesini bulmanız lazım bir an önce. Yessss anketlere bakıldığında tam Avrupalıyım lakin lokal sürünüyorum buralarda.






Evet Sevgili İzlekler bir muhteşem organizasyondan daha bildirdim. Elbette dahası vardı ahtapot falan yedim ama size her şeyi anlatacağımı düşünmüyorsunuz herhalde, genel müdür yardımcılarından biri kalp krizi geçirmiş ve ölmüş sanırım, morga gitmem lazım. Aşırı see you.
Unutmadan güzel de bir defterim oldu, kıskananlar çatlasın.

Employee Voice and Silence Board of Directors'unuz
Coco




7 Kasım 2017 Salı

Paşam Aday Yok! Komple Yok!

Aday NEY?

Öncesinde yazının fon müziği Neneh Cherry-Woman & efsane dededen it's man's world
-devam-
Aday NEY??????
Çarşamba sabahı, en vamp halimle ofisteyim, eşek kadar taşlı yüzüklerimden biri, çamur rengi rujum, fönlü saçlarım ve gotik kostümüm ile ortamlardayım. Kahvaltımı yaptım, Hector'un sabah briefini dinliyorum, adaylar gelmiş adaylar gitmiş derken... Bir cisim yaklaşıyor. Bobi cismi, tıknaz, piknik tüp, pepelek bir çalışan, İK'ya saygı duyuyor mülakat sırasında adayı dinlerken yanağını yumruğuna dayıyor. Mülakatın %70'inde adayın yerine kendisi konuşuyor.
-Coco Hanım, biz dün adayı 1,5 saat beklettik, aday gitmiş diyor. Doğru duydunuz, tüm bitchin modumla ofisteyim, ücreti yanlış hesapladılar diye ekibe kızgınken, Willy ve denyo ekibinin mesai sonrasında görüşecekleri adayı 1,5 saat beklediğini öğreniyorum. Tırnaklarımı birinin gözüne geçirebilecek kadar sakinim. Hayır değilim, mantıklı bir açıklama bekliyorum, Hector göz iletişimi ile 'Coco easy mode on, pls' diyor, Hector'u hatırlarsınız 2 eski şirketten, hani papağan beslediğimiz. Konuşmadan anlaşabiliyoruz.

NŞA'da Willy'nin odasına gidip 'Paşam Aday yok!' falan diyen bir tipim ya da 'doktor ameliyathane hazır.' şakası da yapıyordum lakin bugün ilişkimiz maslahatgüzarlık seviyesine çekilmişti. Ben olayı İK yetkililerine ilettim, gerekli mailleşmeler, kınamalar yapıldı. Olur böyle şeyler dedi direktör. Olur mu? Coco'cum senin de standartların çok yüksek, mükemmeli istiyorsun sonra yüzün asılıyor. Lan tüm İK kariyerim boyunca ücret teklif edilen bir adayın kabul ettiği teklifin aşağı çekildiğini görmedim, acaba ondan olabilir mi yüzümün asılması??
Sorunun üzerinden 1 hafta geçti, ekip yurt dışında, acil bir maile cevap vermem gerekmediği sürece Willy'e dönmüyorum. Direktör, istediğin kadar melet dedi, direktöre hiç güvenmeyin yarın gelip 180 derece dönebilir, ayrıca öküz olan bir yönetici melemeyemez, böğürür.
Koridorda yürürken zebaninin geldiğini söylüyorlar, ilginç, vaktinden önce gelmiş, kesin saçma bir pozisyon için, karşılaşıyoruz, referanslı adaylar var, olumlu değerlendirdiklerinizi görebiliriz diyorum, mesafe uzay. Siz tonunda üst perdeden konuşmak iyidir. Bekletilen adayı ile tanışmak istiyor, hata bizdeydi toplantıdan çıkamadık deyince yapıştırıyorum e beni arasaydınız, ebenizi arasaydınız!... Pazartesi gününe kadar yokum, Hector size eşlik edecek diyorum, her şeye evet diyor, gitti aslan geldi kitty, programımı biliyorsunuz ben size uyarım diyor. Vay anasını bundan sonra bana Aslan Terbiyecisi deyin zira sirkte çalıştığımı biliyorsunuz.

Willy kadın adaylar için işte bayanlar çocuklu olunca çok da işe odaklanamıyor falan dedi. Willy'e göre bayanlar çiçektir, her bayan dediğinde kadın diye düzeltiyorum. 1,5 saat beklettiği aday(kadına bir isim bulamadım) tekrar görüşmeye geldi(oha) 2 çocuğu var ben kongredeyken görüştüler. 

Görüşü: Coco Hanım, teknik olarak iyi işler yapmış, farklı alanlara dokunmuş, iletişimde iyi, potansiyel görüyorum. Evet evet evet bebeğim çok iyi gidiyorsun lütfen bu cümlelerin ardına bir AMA gelmesin.
Geldi.
Ama yani 2 çocuğu var, şirketimizin dinamiği farklı, iş arayışı aktif ama yoğun değil... Eeeee dedim senin de saçlar dökülüyor Sezar gibi öne tarıyorsun ayrıca kepeklerin yeleğinin üzerine dökülüyor biz bir şey diyor muyuz? Zaten toplantı uzadığı için b.k yemiş adayı bekletmişti. Adayı eleme nedenleri arasında gut feelings falan oluyor bazen, hayret gut feelings de yoktu. Bu feelings tanışma toplantısından beri ağzında etkilemek için mi kullanıyor ya da çok fazla mı CSI dizisi izledi bilemiyorum lakin biraz daha zorlarsam kabul edecek ve referansa doğru gidecek gibiydik, evet hala ona kızgındım. Stres testi yaptık fena mı demişti ve pişmiş kelle gibi gülmüştü bir gün. Dostum sen ve ekibindeki kimse stres testi için eğitilmemiş o dediğin asma kabağı o da anca sahada olur bir İK'cı olarak kaygılarımı size sunarım dedim. 

İkna için üzerine ilgili müdürü saldım, Bobi tut!!! Hamlesi denir buna. Bobi gitti, adayın teknik anlamda çok donanımlı olduğunu söyledi... sonuç ücret çalışılıyor. Benim umudum adayın teklifi reddetmesi yönünde. 
Neyse bu sabah geldim, 18 aylık bebeği olan çalışan(evet doğru tahmin hanım birey) bebek hastalandığı için toplantıya katılamamış, müdürü bununla ilgili mail atmış, bu davar Willy de fyi diye maili bana atmış. Neyim ben? Sınıf başkanı? Fak yu Willy. Fyi al da saçına sür. 




  • Bayan çalışan değil, kadın çalışan hatta keşke elinizden gelse de cinsiyet konuşmasanız. 
  • Çocuğun var mı? Çocuk yapmayı düşünüyor musun? Kocanın yatakta performansı nasıl? Değil. Ne zaman işbaşı yapabilirsiniz? Şirketimizde kreş uygulaması bulunuyor, aile içi danışmanlık için de X programını tercih ediyoruz. 
  • Doktora gitmek için izin alıyorsun ama bunun bedeli hafta sonu çalışman ya da akşam mesaiye kalman gerek değil, insani bir ihtiyaç, geçmiş olsun, sana yardım edebileceğimiz bir şey var mı? 


Eyyyyyyyyyy Annesi en mesleği icra eden insan. Lütfen biraz geliş.

Tamam, sinirlenmedim. Sorun yok. Git 2 gün kadın gücü, kadının iş hayatında etkin rol alması, liderlik zart zurt dinle gel bu ayıların arasına bayan değil bayan sensin anlat. Monako herif bana Abi diyor hangi vizyondan bahsediyorum ben size acaba.

Geçen gün İK direktörü adaydan bahsederken 'tombik' dedi, yalnız bu dil kullanılmaya devam edecekseniz ben toplantıdan ayrılacağım dedim. Kadın yönetici!!! Kadınlar da ayıdır arkadaşlar, İK'cılar da, hele bir de Kadın İK'cılar var ki evlere şenlik. 

Size şirketin küçülmeye gittiğinin ipuçlarını gözlemlediğimi anlatmış mıydım? Ama bu başka bir hikayenin konusu. 

Hepinizi Kadın bir çalışan Prenses olarak hafif bir baş selamı ile selamlıyorum. Kölelik kalkmadı mı ya?

Öperler