İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

9 Mart 2016 Çarşamba

ZARA bir mağaza olarak değil Sivas'ın bir ilçesi veyahut şarkıcı olarak kalmalıydı belki de

yaptım yaptım yine aynısını yaptım, Zara'dan aldığım ayakkabıların biri 38 diğeri 39 numara gelince 1 hafta sonra zaman bulup değiştirmeye, olmadı iade etmeye karar verdim. Aslında iade etmek falan da istemiyorum. Neyse sabah Eliot ile buluştum, okul arkadaşım, lisanstan arkadaşım, İstanbul'da yeni açılan bir otel, gayet bildiğimiz, GM pozisyonu için iş teklif etmiş, bizimki pas vermiyor. Kariyerine farklı bir alanda devam edecekmiş: DANIŞMANLIK
Geçen ay geldiğinde eğitimcinin eğitimi ile ilgili programları sordu, ben de twitter'da izleklere sordum, kimse sallamadı ya beni...
Yeni web sitesi hazırlamış, eğitim programları, sertifikalar, reçeteler... Yalıda şahane bir kahvaltı yaptık, öğlene doğru işimiz bitti, ben doğru Buyaka'ya yollandım beyaz yakalıların yemek arasında kasalar feci durumda. Gittim ve bu ayakkabı numaraları farklı dedim. 3 tane dongoz sırayla "Bu mağazadan mı alınmış" dedi, yok başka mağazadan aldım ama denyoluk olsun diye size getirdim dedim, sakin kal Coco, iyi davran bu insanlara, onlar aslında moron değil diye iç sesimle telkinde bulundum kendime ÇÜNKÜ BUNU İKİNCİ KEZ YAPAN ONLAR DEĞİLDİ!!!!!!!(onlardı)
Palladium mağazasına giderseniz göreceksiniz ki kasaya geldiğinizde ayakkabı tekleri kontrol edilir, aldığınız ürünün bedenini sizinle eşleştiremediyse göz kararı "hediye miydi?" kalıbıyla kibarlaştırıp, bu beden sana olmaz gibi şüşko demez algıya oynarlar. Yine de depodan gelen ayakkabıyı, önce depodaki çalışma arkadaşları, sonra sizinle ilgilenen satış danışmanı daha sonra da kasadaki çalışan kontrol eder ve ekstra kontrolünüz gerekmez. Bu konuyu neden mi uzatıyorum? Sence?????????

İş süreçlerinin iyileştirilmesi

İşim gereği dokümantasyon, kontrol listeleri, iyileştirme geliştirme, iş akışları, müşteri deneyimi iyileştirme gibi konuların üzerinden haftada 3 kez geçildiği içindir belki. Bu tip hikayeleri anlatan adaylar yüzünden ya da işimi iyi yapmaya çalıştığım için de olabilir. Tek istediğim o şapşal ayakkabılara sahip olmak olduğu için de olabilir. Getirdiği ayakkabı tekinin üzerinde çizik olduğu için zaten depodan yenisine bakılmıştı, aynı çizik ayakkabıyı getirdiler, iade istedim. Mağazada kuzenim Miro ile karşılaştım, hafta sonu yapılacak okazyon için hediye bakıyordu, beni de sürükledi, sonra bir pantolon 3 bluz aldım, renkleri farklı modelleri aynı 3 bluz. Sonra aklıma başarılı insanların hep aynı kıyafetleri giydiği geyik blog yazısı geldi, gülümsedim. Hayır dostum sadeleşmeye çalışan bendim, tüketim toplumunun en motive bireyi, renkler cümbüşünde kaybolmuş bir bahar tanrıçası olmadı polka desenlerle süslü kıyafetleri ile adeta dönem filminden çıkmış bir süper kahramandım. Lakin bir şey satın almazsa ölecek hastalığım devam ediyordu. Şu anda tek eksiğim kayak takımı, o da bu mevsimde alsam mı bilemiyorum, kararsızım yani. Başarılı sayılırım, aynı tişörtten bir dolap dolusu da alıyorum. Gök Tanrı çarşınıza pazar versin sevgili paçozlar. İstesem de tapınak hayatı yaşayamayacağım çok belli.






Kapsül Gardrop olayı bende de var, tek sorun ise kapsülün dışında bir gardrobumun daha olması, sadeleşmek bu deyil -_-
An'da kalamıyorum, gelecekte falan kalıyorum ben ya. Mesela 3 saat sonra gideceğim mağazada yarın yağacağım toplantıda, haftaya gideceğim filmde. Karar alma süreci, her gün yeni kıyafet kombini kararına düşmemek, kafayı daha iyi kullanmak için kapsül dolap diyorlar da o iş hiç öyle olmuyor. Amelasyondan kurtulup fütürist falan mı olsam, bizim gibi insanlar geçmişte saplanıp kalmaz Coco. 

Yeni kitabım: Tapınakta İK ile tüm havaalanı kahvecilerindeyim.

Yazının fon müziği: Kamuran Akkor-Falcı



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder