İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

5 Kasım 2016 Cumartesi

People Make The Brand

Employer Branding Conference, yani diyor ki BU, İŞİNİ PSİKOPATLIK DÜZEYİNDE SEVENLER için.






Kafam: Güzel
Hava: Ayaz mı ayaz, ellerim ceplerimde
Çanta: Bugüne kadar tasarlananların en sevimlisi
Yaka Kartı: Tam istediğim gibi
Ajanda: Kapağındaki insanların yüzlerine çizim yapmaya müsait bütün keltoşların artık saçı var sayemde
Kitle: Elit, very berry elit, çok gençler ile oldukça yaşlıları da bir araya getirmiş
Mekan: Shangri La, ben çok severim siz de sevin

Yılın en organizasyonu bol dönemine girdik, bütçeler onaylandı, yeni pozisyonlar için go dendi, buna rağmen kasada hala harcanmayan ancak eritilmesi gereken paracıklar olduğundan bazı şirketler çalışanlarını zirvelere göndermeye başladı. Ben mi? Tatlıııııııım, benim yüksek mevkilerde tanıdıklarım var ve kişisel davetli olarak gittim. Dolayısıyla çok mutluydum.
Uyandım, bugün işe gitmeyecektim, ekip zaten her şeyi hallediyor, küçük ik canavarları yetiştiriyorum, bilseniz ne keyifli. Her gün suluyorum onları, davranış değişikliği yapmak istiyoruz Coco diyorlar ay ben şok.
Neyse uyandım işte, haliyle kolumu sola uzatıp telefonu aldım, akışı inceleyeceğim, baktım bağlanmıyor, tekrar denedim, Türk Telekom cortlamış, bunu daha sonra fark edecektim çünkü wi-fi de TT, sonra ipad'i denedim zira nano hat diğer operatörün, oradan da giremiyorum, faturalar otomatik ödemede. Eeeeeeee, VPN açarken ekşiye girmeye çalıştım. Nihayet beklemekten ciğerim solmuşken gece bir sürü olay gördüm. Tv'de haberler de yumuşak bir şekilde gece operasyon yapıldığı falan anlatılıyor. Kafamda bir sürü soru işaretiyle giyinirken "Şimdi ne olacak?" dedim.
Daha ne gelebilir ki başıma dememeyi 22 yaşında öğrenmiştim, sevgilimden ayrılmıştım, en yakın arkadaşlarım yatay geçişle başka okullara transfer olmuştu ve ben 4 odalı bir evde yalnız başına oturuyordum. O gün öğleden sonra evime hırsız girmişti. Ne isyan edeceğim, nasıl olsa daha denyo bir şey çıkacaktı karşımıza.
Güzel bir motor yolculuğu yaptıktan sonra otele giriş yaptım, ne tatlı bir mekan, uzak doğu esintileri, şahane tablolar, harika bir kahvaltı sonrası danışmaya gittim ve "Merhaba, ben Coco" dedim, arkadan biri yaklaştı. Merhaba Coco Hanım sizi beğenerek takip ediyoruz... diyerek bir enerji yüklemesi yaptı, o yüzden Dinamo Ekibi'ne en kalbi duygularımı sunuyorum, güne puanımı 68'e çıkarttılar. Senyörlerle sohbet ettim, konu zaten sevdiğim konu da oraya gelmeden sabahki gelişmeler konusunda genelde benzer düşüncede olan konuklarla konuştum. Bir ara AmcaBey göründü, sektör ile ilgili durum tespiti yaptık çünkü benim bilmediğim birkaç şeyi o biliyor. Uğur Bey ile tanıştım, Ufuk Hanım var sonra, eski ekip arkadaşlarım... Bundan sonrasını biliyorsunuz, bir avuç elittik.

Evrim'e bol şans diledim, zor bir sabahla başlayacaktı. Evrim kendiyle zoru olan, iyi iş çıkarmaya odaklı bir kadın, hisli de, sahneye çıktı ve şunu söyleyebilirim ki; yerçekimine karşı sallanan biri olarak sahne performansı çok iyi. Anlatacak o kadar çok şey var, izlerken bunu düşünüyorum, sunumunu beğendim, umarım yöneticiler feyz alır da artık Y demeyi bırakır. Yetenek kıtlığı, 181 üniversite açılması ve gençlerin gereken kalitede eğitimi alamaması, 2020 beklentilerine bakıldığında ülkemizin korteks göçünü yaşamaya devam edeceği, son 2 yıldır düşüş trendinde olan departmanların satış, satın alma ve tedarik zinciri tarafı olduğu, merak etmeyin içiniz rahat etsin İK'nın hala popüler olduğunu anlattı. Genç profesyonellerin ideal şirketlerini seçerken %67'sinin o şirketin çalışanlardan etkilendiğini, öğrencilerin ise %54'ünün çalışanlardan etkilendiğini de dinledim. Mevcut şirketin arkadaşlara tavsiye edilme oranı ise 5,7.
Elbette yeni sözcük öğrendim, ikigai sabah seni uyandıran şeymiş, biliyorsunuz ben uykum bitince uyanıyorum onun dışında sevdiğim işi yapmak, net hedeflerin olması, İK'da bir süper kahraman olmak, dünyayı ve işsizleri kurtarmak benim ikigailerim arasında lakin en önemlisi bir zeka yükselten olarak anılmak sanırım. Meraki var bir de caciki gibi bir şey, yaptığın işe ruhunu, özünü ve sevgini katmak, çocuklar ben var size çikolatalı kek yapmak.
Tarihin en korkunç, en ruhsuz, en zorunda kalınmış sunumu Garanti'nin sunumu idi, 2 arkadaşım kendini whatsapp mesajlarına gömdü. Şubelere pasta nasıl gönderilir, çerçevelerle fotoğraf nasıl çektirilir falan onu dinledik.

Günün benim için en sabırsızlıkla beklenen diğer bir sunumu da Heineken idi, Kenan Doğulu'nun uzun boylusu(Alfonso Aunon Garcia) ve İspanyol aksanlısı sahnedeydi. Skandal go places denemesinde yaşandı, vpn mipien bir şekilde giriyorduk webe lakin sahnedeki adam yaptıkları harikulade işi bir denekle yapıyordu ki bağlantı yarıda kaldı, 2. deneme de başarılı olamadı dolayısıyla bir kreşendo ile tamamlayacağı şov diğer reklamlarla tarihte yerini aldı ki Jose Mourinho'lu reklamı izlemek ya da ayrımcılıkla ilgili reklamları izlemek de yetti. Pazarlamayı ve İK'yı bu derece ahenkli, yaratıcılığı ve humoru bu kadar şahane kullanıyor olmaları tatlı bir kıskançlık doğuruyor bünyede. So iyi işlere ve yetenekli insanlara aşık olduğumu biliyorsunuz. Anlamak ve İnanmak, yaratıcığın kimyası, ve bunları yeteneği Heineken'e çekmede kullanmak üzerine güzel bir sunum izledim. Evet ben izledim, ben, ben, ben! Önce manifesto filmini hazırlamışlar, daha sonra interaktif The Interview film, efenim takip eden bölüm ise The Go Places website'ı hazırlamak olmuş, The Master Key Visual ve Individual  Brand Key Visuals'ı yapıştırmışlar.

Cem Canikoğlu'nu geçen ay farklı bir zirvede aynı sunumla izlemiştim, tekrar anlatmayacağım lakin şunu söylememe izin verin, 1 sunum 2 farklı zirvede/konferansta farklı tonda icra edilebiliyormuş. Birinde yanlış yaptım'ı dinlerken diğerinde yaptım'ı dinledim.
Richard Mosley, bildiğiniz Richard Mosley işte.

Evet sevgili izlekler, bir organizasyonun kritiğini daha sizlerle paylaşmaktan onör duyuyorum.
Çilemse çekerim, kaderimse gülerim. Hepinize hayırlı uğurlu işveren markaları diliyorum.
İşveren Markası Elçiniz,
Coco

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder