İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

17 Eylül 2017 Pazar

Acıların İK'cısı

Oldukça zor. 



Günaydın Bayan Pazartesi
Guyz, unutmayın, fox Management seven foxtur. 
Bugün aday motosiklet otoparkı olup olmadığını sordu, ağlayarak yolcu ettim, ne güzel insanlar var. 
Varaklı ve normal iş insanlarının kullanamadığı asansörün önünde bekliyordum, sarsıntılı bir sabah yolculuğu sonunda midem burnuma kadar gelmiş, açlıktan varakları kemirecektim. Günlerden Pazartesi, en sevdiğim gün. 
-6'ya inip mutfakta tost yaptırdım, tost aşırı sağlıklı bir şey çünkü içinde soğan yok. Ve benim acilen Mail'lerimi görmem gerek, saha mühendislerinden biri cuma günü çemkirmiş ben de öyle çemkirilmez al sana ayar diye sanatsal bir cevap dönmüştüm, cc'de direktörleri falan you know zorda kalmadıkça bcc queen olmuyorum. 55 dakika önce varıyoruz A noktasından B'ye, bir yerden başlamalıyım. Asansör sırasındayız, yaşlı kategorisi, saçları boya, dişler Mustafa Sarıgül bir amca zor bir gün diyerek sessizliği bozuyor, neden? Çünkü sessizlik insanları rahatsız eder, hep konuşmak isterler... Amcaya dönelim, Pazartesi, sendrom falan... Yooo diyorum, benim en sevdiğim gün, yeni başlangıçlar right? diyor, alakası yok, bence en müthiş gün diyorum, öğleden sonra yine karşılaşıyoruz. Ekibim şaşkın, fortress of solitude makamım olduğu için, 16.kattaki bu amcayı nereden tanıyormuşum, Ada'm niye benimle bu kadar hararetli asansör konuşması yapıyormuş ve Feza'ya doğru yükselmeye devam. Bir sonraki kat cennet, o varaklarla başka bir şey olması imkansız. 
Bünyenizin kabul ettiği işler yapın, iyi düşünüp iş tekliflerini kabul edin. Bana göre hava hoş, benim işlerimi arkadaşlarımın bulduğunu size söylemiştim. 

Toleransınız nereye kadar?

Bir defasında o kadar uzak bir işi kabul ettim ki, yani ne ürününü kullanırım, ne şirketin önünden geçerim o kadar bana uzak bir marka... Haliyle bir şeylere katlanma, bazı şeyleri görmezden gelmeyi beraberinde getirdi bu karar. Alternatif maliyet de cabası, her seçiş bir vazgeçişti, ekonomi derslerini hatırlayınız.
Peder Bey "Madem o kadar süpersin, neden sürekli çalışmıyorsun?" diye sordu. Sürekli aynı insanlarla çalışmak mı, aman Tanrı'm bu olsa olsa Antik Yunan'da verilen bir ceza olurdu. 
Tabii Peder Bey bana bu soruyu sorduktan 3 gün sonra çok sevdiğiniz şirketlerden birinden iş teklifi aldım asdafagahaja ama bu başka bir hikayenin konusu. 

KİMSE YOĞURDUM EKŞİ DEMEZ PRENSİBİ

İç mekan, gündüz, yer toplantı salonu 3 İK'cı, biri direktör, 1 müdür, uzman ve ben. Klasik iş görüşmelerinden farklı, sonuca dönük konuşuyoruz, kendini biraz daha tutamasa ofise geçelim ve sen hemen başla diyecek. Ben de ajandamdaki boşluklara bakıp 2 hafta sonra olabilir, onun öncesinde takvimim dolu diyeceğim, sadece doktor kontrolleri var düzenli yapılması gereken. Konunun bu kadar acil ve vahim olması nedeniyle beni buldular, b.k püsür işleri temizleyip, çukur seviyesi İK imajını hızlı bir şekilde toplayacağım. Müdürünün 2 katı maaş alacağım, ağlamak yok.
Vaat yok, durum değerlendirmesi yapıyoruz, sosyal medyadaki şirket algısı ve 1 numarayı halkımızın sevmemesinden bahsediyorum, dersimi çalıştım. Ben de ilk geldiğimde öyle düşünüyordum ama burada çok özgürüz diye sallıyor. Hep aynı terane, bizim şirketimiz başka, bizdeki problem çok başka. Yahu nasıl başka olabilir, senden önceki ekibi komple kovmuşlar, şanınız almış yürümüş, işe alım süreçleriniz lağım çukuru... Sonra Coco bir ayda 100 kişi işe alabilir misin? (Hold for applause, hold for applause and fade out)

•Çok iyi düşünün, bireysel imajınıza katkıda bulunmayacak şirkette çalışmayın, motivasyonunuz para ise bunun açıklamasını da iyi yapmanızı öneririm, elbette benim anlattıklarım ne iş olsa yaparımcıları kapsamıyor. Farklı dünyaların Prensesleriyiz, demiştim size.
•Yakın bir arkadaşımın çalıştığı şirketten haber geliyor. O kadar hükümet yanlısı bir şirketti ki liderlik sunumunda dombra çalmışlar. Bu haberi aldığımda karnıma ağrılar girdi, kendinizle başbaşa kaldığınızda sorgulamayacağınız işler bulun lütfen.
•Veya yıllar sonra başka bir şirkette CEO'nun bardağıyla su içmeyin sizin yeriniz ayrı onunki ayrı, yönetim katında işler karışık. 
•Bir bankada danışmanlık yapan arkadaşım bir gün GM ile toplantıya giriyor, kahve istiyorlar GM'ye Attila'nın zırhı gibi, Memlük askeri başlıklı gibi bir fincan geliyor, kalan sıradan konuklara Kütahya porselen fincanla servis ediyorlar. Daha sonra bu öküz GM'ye kurumsal kültür, imaj, kıçı başı toparlama eğitimi aldırıyorlar.
Yemekhaneye gidiyorsun, yöneticiler için ayrı bir bölüm, kalan beyaz ve mavi yaka için tabldot fabrika düzeni sonra vay efendim arkadaşlar bizler bir aileyiz ama siz beslemesiniz hatırlatmak isterim.

Elbette bunları hiç sorun etmeyen insanlar var(♠️) onlar en asil duygunun insanları. 

İşe başlıyorum, "Bizden ne bekliyorsun?" dediğinde bir bilgisayar, bir masa ve bir de telefon, bunları veremeyecekseniz evden çalışabilirim ama raporlama beklemeyin ben mac kullanıcısıyım uğraşmam diyordum. 
-Evden çalış diyor, mis,  sonra telefonda CEO'nun beni şirkette görmek istediğini söylüyor, okeay, adamla hiç tanışmıyorum ama bardağı bu kadar önemli olan bir adam Allah gibi bir şey olmalı. 

Görüşmenin ortasında direktörün odaya dalıp "CEO rapor istiyor." demesini mi anlatayım, direktörlerden birinin adaya ayrımcılık körükleyen sorularını mı, kendisini Allah'ın aslanı sanan kılıçlı manyak direktörü mü anlatayım bilmiyorum.
-Görüşmedeyim, gelemem diyorum, aday bakakalıyor, devam edelim lütfen, bu sahne için de sizden kişisel olarak özür diliyorum diyorum. Normal hayatımda özür dilemeyen ben kalp atışı hızımı yavaşlatmaya çalışırken, başkalarının yerine özür diliyordum, vallahi müthiş. 
Bu kadar saçma olay yaşadıktan sonra efsane bir iş teklifi alacak ve musmutlu şeker topağı hayatıma kaldığım yerden devam edecektim, evrenin çalışma şekli buydu süper kahraman olunca her şey lineer ilerlemiyordu. Pişman değilim, işin güzel eğlenceli tarafına bakıp gizlilik sözleşmesi ile hayatıma devam ediyordum. 
Neyse sonra anlatmaya devam ederim şimdi evdeyim ve üstü kurumsal altı şort halimle adayla FaceTime görüşme yapacağım. 
Unutmayın; efsaneler ölmez, iş değiştirir.
Kariyer Şansölyeniz ve acıların İK'cısı,
Coco


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder