Merhaba Paçozlar, bugün size patlıcan yatağında füme somon ve
ışıltılar ve altın tozları ile süslenmiş tütsülenmiş Consultant Humor
yapacağım.
Niyle beslenir memeliler, niyle beslenir İK Danışmanı?
Okeay öyle danışmanım, böyle danışmanım, şöyle geziyorum, böyle
proje bitirdim, şurada sunum yaptım falan diyorum da cidden benim çok minnoş
danışman arkadaşlarım da var.
Şanslı olanlarımız insan taklidi yapabilen şube yöneticileri,
bölge müdürleri ile çalıştı, geri kalan çoğunluk ise neredeyse sırtlarında
kırbaçları ile deli gibi çalıştılar.
Kanyon'dayım, Esther ile buluştuk eğitim sonrası, eski ekip
arkadaşlarımdan biri, teknoloji ve banka tarafında bol deneyimi olan,
şimdilerde yeni bir projeye başlayacak, uzun süredir evde pilates yapıp dizi
izliyordu, birkaç görüşmeye gitti, terelelli vaziyette. Gittiği danışmanlık
şirketindeki danışman ayağında Converse üzerinde t-shirt ve kot ile karşılamış
kendisini, bizimki kurum kültürü görmüş geçirmiş olduğundan böyle şeylere hiç
tahammülü yok. "Yani en azından telefonda serbest kıyafet deselerdi" diyecek
oldum, bakışlarının keskinliği söylediklerimi yutmama yetti, sadece onu
sakinleştirmeye çalışıyordum. Esther enerjisi çok yüksek, çok canlı, işine çok
önem veren, titiz çalışan bir İK'cı, bir yönetici onun yanında İK'cılık
oynadığında duygularını kontrol etmez ve yapıştırır sonuçta mülakatta ücret
pazarlığı yapmak köylülüktür ve ücret konusu İK'dan Ücret Bölümü'nün
sorumluluğundadır. En son kim kimden haber aldı, son durumlar neydi
konuştuktan sonra peki "bizim bu mesleğimizin en zorlu olayı nedir" dedim.
Blog'da okuyacaksın diye de ekledim, hello Esther hello Africa.
Ve tabii ki bu yazı İK alanında Danışmanlık yapan sevgili dostalarıma adanmıştır, hello Aslı, hello Fatoş(yok benim göbek adım Fatoş ama bu başka), hello Stu, ve şimdilik bu kadar. Bu yazıyı benim sevgili dostlarımın mesaj olarak gönderdikleri haliyle sizlerle paylaşıyorum. Aşağıda yaşanan olaylar anladığım kadarı ile danışmanları motive ediyor, yoksa bu deliliğin başka bir anlamı olamaz!
Yönetici ile yaşanan fikir uyuşmazlığı, yöneticinin kendi kurumunu
temsil ettiğini unutması ve sonrasında yaşanan mülakat faciaları,
Adayı £ olarak görme,
Kurum kimliği ve iş odaklılık nedeni ile süreçten ve yolculuktan
keyif almayan çalışanlar,
Onsite(müşterinin mekanında) projede çalışan danışmanın orada
unutulması, plazanın üzerine kilitlenmesi,
Hedefler ve fatura baskısı nedeni ile insani/beşeriyet boyutunun
göz ardı edilmesi,
Adayı sadece maliyet olarak görme, işe alımın hafife alınması ve
kimlik, prezantasyon, diksiyon ıdık bıdık gözüken minik detayların sonradan
büyük sorunlara dönüşmesi,
Turnover,
Firma çalışanlarına sağlanan yan
hakların gerektıği gibi danışmana/outsource personele
sağlanmaması(bak hala onsite olayındayız),
Yöneticilerin zaman zaman
mobbinge yansıyan tavırları ve bu tavırların kişisel
zorlukları(çocuklar bunlar mail yolu ile paylaşıldı, ik'da pis işler dönüyor),
Çalışma planları dahilinde üvey
evlat formatında çalıştırıldıkları için zor ve
yapılabilitesi zor işlere yönlendirilmesi, iş kitleme,
Fazla mesai,
Bak burada da çılgınlar gibi iş görüşmesi yapan minnoş bir
arkadaşımız ağlıyor, Aida o bir danışmanlık çalışanı, arkadaşları ona sen süpersin diyor;
Adaylar lütfen planlanan mülakata
katılsın, katılmıyorlarsa haber versin, özellikle İK adayları bu kazığı
atmasın, Allah aşkına firmaya mülakat gittiklerinde doğru düzgün katılsın,
vaktinde katılsın, gidip oradaki mülakatta saçmalamasın.
Adaylar biraz kibar olsun, işe
yerleştirdikten sonra süreçte onların her türlü kahrını çeken kahramanlarını
unutmasın.
Linkedin, abicim, lütfen şu linkedin'i
lütfen edebiyle kullanılsın yoksa harbiden Terked-in yani! linkedinden bizlere
iltifat dolu mjslar atmasınlar, bu şekilde kimseyi işe yerleştirmek için
etkilemiş olmuyorlar.
Bir de son günlerde çok üst üste isyan ettiğim
konu!!!: Mesai sonrası mesai talepleri!! Mesaiden sona mülakat yapalım, tamam
eyvallah yapalım alıştık ama herkes buna döndü, akşam arayın 6 dan sona 7 den
sona 8 den sona yok 12 den sona!! Gece aramayın evdeyiz ailemizle ev
hayatındayız, sen gün içinde konuşamıyorsan bende akşam konuşamıyorum abi'cim
yoruldum yaa 7/24 ulaşılabilir olmaktan! Günün her saati beni
arayamazsınız, ben kimsenin kariyer koçu, yaşam koçu değilim,
psikolog hiç değilim! Off be valla içimi döktüm.
Müşteriyi yönetmek daha kolay! Onlar
deneyimin arttıkça ve birlikte çalıştıkça güveniyor ve sorgulamıyorlar, o zaman
çok tıkırında(tabii burada yeni müşteriden bahsetmiyoruz, yeni müşteri yeni
macera, bazen eksik bilgi-bu en sıkıcısı)
Bir de şunu yaz nolur, cv'si güncel olan
adayı aradığımızda, “ben çalışıyorum yannısss şuandaaaaaağğğ” gibi triplere
girmesinler! Onu ben de biliyorum.
Ben sana diyor muyum o zaman ne işi var bu
cv nin burada diye!
Özsel, hem danışmanlık şirketinde çalıştı hem onsite çalıştı, şu anda akademik tarafta devam ediyor;
Danışmanken sorunum çalıştığım firmalar
insan üstü bir hız bekliyorlardı yani 1-2 günde uygun aday bulmamı istiyorlardı, ayrıca bunun bir üst sınırı yoktu, hep daha fazla aday...
Outsource iken haftanın 7 günü çalıştığım
oluyordu, bu ücret olarak yansımıyordu.
Aylin, kendisi 2 büyük danışmanlık şirketinde çalıştı, kendisi bu işi çok biliyor ve iyi biliyor, kendisi beni transfer etmek istedi, kendisini severim;
En sık, satış vb. giriş pozisyonlarda, firma yönetici görüşmeleri
sonrası gelen teklif retler... Firma her zaman, "neden böyle oluyor?" diye
danışmanlardan hesap soruyor maalesef *swh
Firma ik'sının yeterli bilgi vermeyip,
iş kolu ile bizi görüştürmeyip sonra da pozisyon ve beklentileri çok iyi
anladık gibi süreci yürütmesi, burada firma ik'larının daha işin pozisyon
ve beklentilere daha fazla hakim olmaları ve danışman firmaları bölümlerle bir
araya getirmeleri gerekiyor. Özellikle IT ve teknik pozisyonlarda oluyor bu
sorun da. Belli bir zaman geçtikten sonra bir araya gelindiğindeyse zaman
kaybı...
Firmalar, bir yandan kendileri pozisyonu çalışıp bir yandan da
danışman firmaya veriyorlar, hatta bir kaç danışman firmaya, aynı adaylara
ulaşıldığında (genelde listeler paylaşılmıyor) adaylardan da doğal olarak "ben geçen hafta
aranmıştım" cevabı paylaşıyor, no comment.
Eeee yavaştan kapatayım bu konuyu, türlü türlü tip cins cins ikacı var sevgili dostlar. Mesela telefonda yaptığı teklif ile sözleşmedeki rakam aynı olmayan durumlar mı dersin, senin ücreti elden verelim sgk primleri ile ilgili sorun yaşıyoruz diyen mi, 1 aylık hazırlanması gereken sözleşmeyi 1 yıllık hazırlayan mı, performans primi ödenmesi yapılacakken hedefler beklenen düzeyde olmadı diyen vampir bölge müdürü mü(ama şekerim biz bütün pozisyonları doldurduk bu söylediğin matematiksel olarak mümkün değil, projesi biten danışmana ibraname imzalatmayı unutan danışmanı ayrı bir köşeye yerleştiriyorum kendisine ödül vereceğiz.
Yalnız burada belirtmeden geçemeyeceğim hayvan gibi çalışıyorum, öküz gibi, eşek hatta köpek gibi çalışıyorum diyenler görüyorum aranızda, arkadaşlar yapmayın, insan gibi çalışmayı deneyin, bak çok güzel olacak.
İnsanların size olan bakışı, verdiği değeri siz belirlersiniz, kurban rolünü kendinize uygun görüyorsanız sosyal çevreniz ve profesyonel çevreniz size seve seve kurban gibi davranacaktır, müsterih olun, bunun garantisini size ben veriyorum.
So, i'm the Princess one, ucuz taklitlerimden kaçının.
Yazının Fon Müziği: Queen-Show Must Go On
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder