İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

14 Kasım 2015 Cumartesi

Engelsiz Kariyer

Soğuk. Buz gibi. Yumurtalıklarım kristalize oldu ve her an yeni dönem vampir filmlerindeki tipler gibi tuzla buz olacak gibiyim. 
Üretim tesisi insanı değilim, bunu artık biliyoruz. Karasal iklim de bana göre değil, burnumun için yara oldu ve sık sık kanıyor, başka şehirleri sevmiyorum. 
Bugün 7 görüşmem var, liste hazır, organizasyonla ilgili hiçbir işe karışmamanın verdiği rahatlıkla birlikte yeni bir aksaklık yaşama ihtimalimiz oldukça yüksek ekip olarak. Sizin kendi ekibiniz sıfır hata ile çalışsa bile karşı tarafın ekibi kadar güçlüsünüz, yani müşteri zayıf halka. İyi tasarlanmamış bir mülakat süreci güzel bir şekilde s.çmanıza neden olur. Yanlış formlar, yanlış yetkinlikler, ters basılmış sayfalar, engelliler için hazırlanmamış sorular. 





Bugünkü isyanım işini iyi yapmayanlara gelsin. Projenin bana geldiği kısımda sadece uygulayıcı olacaktım, tasarım bana ait değil, yetkinlik seti üzerinde hiçbir katkım bulunmuyor. Bir telefon geldi, Coco n'aber, yeni görevin eğer sen de kabul edersen... diye başlayıp devam etti. Gayet mümkün görünen bir çalışma olduğu için kabul ettim, seyahat ve konaklama bilgileri, birlikte çalışacağım takım vs. aktı. Yaptığım işin güzel yanlarından biri kimsenin görme şansının olmadığı işletme, kurum, şirket, bölge, lokasyon ıvır zıvır görüp değişik sektörleri tanımak falan. Bir de gittiğiniz şehrin harika coğrafyası, kültürel alanlarını görme, yemeklerinden yeme, sularından ve de ısrarla çaylarından içme. 
Briefi almak için toplandık, cici bir topluluk, detaylar paylaşıldı ve go. Uçakta kitap okudum, sabah şoför aldı, büyük bir tesisin içinde merkezden farklı bir bölüme götürdüler beni. Su yok, tuvalet yok bir süre sonra içine doğru dönüyorsun, minimum tüketim minimum hareket dağcılar nasıl yaşıyor yeaaaa, yemek yemek için 12 dakikalık bir yolu yürüyorsun, shuttle yok, hava soğuk...
İlk gördüklerim bunlardı, sabah herkes birbirine günaydın diyor, çay içmek için heyecan yapıyor, 9'dan önce kesinlikle ve kesinlikle işinin başına geçmiyor. Çok konuşuluyor ancak arasında 3 cümle işinize yarayabilecek nitelikte, sürekli bir bahane sunma hali. Bu şehirde hayat yavaş akıyor, rüyalarınızda deli gibi koşmaya çalışırken slow motion effect halde kalır ve uyuz olursunuz ya işte öyle bir şey. 

Organizasyon şeması paylaşıldı, kademeler, görevler gelmeden incelemiştim. Tek sorun engelli adaylarla görüşüleceğinin paylaşılmamış olması...İşte her şeyin rengi o zaman değişiyor.

Engel senin beyninde diyerek tepkimi göstersem de beyaz yakalı ve mavi yakalı dünyasında işler sandığımız gibi değil. 

Görüşmeye başlıyorum, mini bir giriş sonrasında yetkinlik sorularını sormaya başlıyorum, cevap alamıyorum, mavi yaka da soru formatları daha değişik oluyor, başka bir yetkinliğe geçiyorum, başka bir yetkinliğe... Houston we have a problem. Katılımcı/Aday sorulara cevap vermediğinde, geçiştirdiğinde, salladığında onu konuşturmak için farklı soru tiplerine geçtiğim(iz) oluyor. Müşteri ekibi bana görüşme listesini vermediği için, gelen adayın mavi ya da beyaz yaka ayrımını yapmak amacıyla önden buradaki görevinizden bahseder misiniz gibi basit bir soru ile başlıyordum. Bu örnek zaten unique daha önce bu tip proje bu tip denyo aksaklıkları yaşamadım. Sonrasında adayın algısı ile ilgili bir problem olup olmadığı geçiyor aklınızdan, sonra görevinin detaylarını soruyorsunuz, bazen bir parmak eksikliğini fark edip iş kazası konusuna geçiş yapıyorsunuz ya da kulağında bir kulaklık ve bunu çok pürüssüz bir şekilde yapmalısınız ki karşınızdaki kırılmasın. 

Benim görevim sabahtan akşama kadar yaprakları süpürmek...

Mevsim sonbahar, sonsuz bir döngünün içerisinde bahçedeki yaprakları süpürdüğünüzü ve tekrar yaprak döküldüğünü düşünün. Düşünmeyebilirsiniz de...Verilen diğer görevleri sorguluyorsunuz, acaba formenleri/çavuşu ceza olsun diye mi yaptırdı, böyle şeyler de oluyor. 

Yıllar öncesine gidiyorum, plazadayız, İK'nın ortasında bir masa, diğerlerinden ayrı konumlandırılmış, engelli çalışma masası ama ergonomi falan düşünüldüğünden değil. İzole edilmiş. Aslında O'na göre bir işleri yokmuş, yaratamazlarmış, sonrasında 3 dakikalık bir toplantıda biz seni eve gönderelim ama maaşını yatıralım diyorlar. işe girdiğim ilk hafta, şirket yine tv'de reklamları dönen, jingle'ı sevilen hemen herkesin bildiği bir şirket diyeyim gerisini sormayın. Yıl sonuna doğru işkur yetkilileri sıkıştırıyor, ceza yiyeceksiniz diye hemen engelli ilanı çıkıyoruz, işkur da yönlendirir, en azından görüşme yapıyoruz deriz diye açıklıyor yönetici, yaw he he. Ece engelli sürecini yürütüyor, uygun aday/uygun iş bulmak zorlu olduğu gibi adayların beklentisini karşılamadığı zaman da oluyor. İşitme engelli bir kadın başlıyor, öğlene kadar dayanıp sonrasında herkes bana bakıyor rahatsız oldum deyip ayrılıyor. Hey! Beyaz yakalı, bakışlarını en azından kontrol etsen, durum zaten hassas. Mimari yetersizlikler, kısıtlar, peyzaj sorunları, şehir insanının öküzlüğü başka bir boyutu. 








Neyse geri dönelim, ara verildiğinde ekibi arıyorum, formlar yetersiz, engelli aday geldi bıdı bıdı... İstanbul'a döndüğümde avukat olarak görev yapan sözlükten tanıdığım Ezra'yı arıyorum, neler yapıyor, hayat nasıl diye konuşuyoruz. Ev dağınık, annemler ziyarete gelecek yarın da yardımcı gelecek onu bekliyorum diyor ve ekliyor, gerçi dağınık ev iyidir, içinde hayatın aktığının göstergesi. İstanbul dışında yaşıyor, bir centilmen, harikulade bir sesi var, sosyal hayatı hareketli, görme engelli kendisi. Eski şirketteyken- o zaman işe alım yaptığım zamanlar- aday yönlendirmişti en son geçen yıl konuşmuştuk. Direktör Kay'ı hatırlarsınız(hani kendisinden 3. tekil şahıs olarak bahseder ve Kay bunu sevmiyor falan diye konuşurdu) ona aday göndermek istedi, Kay'ın sektör tecrübesi şartı koşması nedeniyle adayı değerlendirmeye alamamıştık... Bir yazı yazıyorum, bunlar bunlar başıma geldi nelerle karşılaşıyorsun duymak ve bunu seslendirmek isterim derim. Kırmadı, bakın engelli çalışanların başına neler geliyor ve sıkıntıları neler;


  • İşverenin engelli işçiye olan güvensizliği var, performans, üretim düşecek, şirkete artı değer sunamayacak, pozitif bir şey getirmeyecek diye düşünüyor. YANLIŞ, ZİHİNSEL VE SÜREĞEN ENGELLİ OLMAYABİLİR, Kİ BU ENGELLİ TİPLERİNDE BİLE ÜRETMEK MÜMKÜN. Down Sendromlu çalışan arkadaşlarımız var. 
  • Kontenjan nedeni ile engelli istihdam ediyorlar. Kalifiye MY(Mavi Yaka) kaybediyorlar.
  • Ben buraya başladığımda %60'larda olan dava başarı oranını %85'e çıkarttım(1 yıl içerisinde alo, takip ediyorsunuz değil mi?).
  • Çeşitli araç, gereç, ekipmanın temin edilmesinde sıkıntı var, tarayıcı olmadığı için, evden tarayıcımı getirdim(  evrakları ekran üzerinden bir okuma programı ile inceleyebiliyormuş...). Sesli program kurum tarafından alınmalıyken onu da evden getirdim dedi. 
  • İşitme engelli personeline işitme cihazı yardımı yapılabilir(mantıklı). 
  • Engelli personelin yanındaki görevli sıklıkla değişmemeli, çalıştığın davada senin minimum 2 hafta geriye attığı olabiliyor, adaptasyon süresi uzuyor(Buddy önemli dostlar).
  • Astımı olan çalışana kravat takma zorunluluğu için esnek davranılması, ortopedik sorunu olana serbest işe giriş-çıkış saati uygulanması, kronik hastalığı olanlar için yıllık kontrol izinleri için bıdı bıdı yapılmaması mesela. 
  • Özelde de kamuda da bu böyle. İşe alındığında arka planda çalıştırmasınlar ki özgüvenleri artsın diyor. Dışlanmaları, komün halinde gezmeye itilmeleri ayrı bir sorun bittabi kültürle de ilgili. 
  • KPSS sonucu memur olarak atanıp yöneticisi sen kalifiyesin, kuruma katkı sağlayabilirsin deyip sorumluluğunun arttırıldığı örnekleri de paylaştı. 


Engelli personeli posterlerde göremezsin sevgili okuyucu, zordur yani çünkü sistem seni estetiğe, pürüssüzlüğe, sorunsuzluğa iter ve kalbim seni ignore etti şarkısı kahramanı olursun. Bilmek istemezsin, görmek istemezsin, ekibinde bir engelli ile çalışmak istemezsin. Onu vitrin pozisyonlar yerine yer altında çalışan ÇM pozisyonlarına doğru gönderirsin bir garip underground freak show algısı yaratırsın, sen insan değilsin. 

Acıma, önemse, önyargıdan kurtul. Sanırım bu işe yarayabilir. Yaw he he fark yarat.







Hazırlıksız yakalanınca adayı korumaya alanların, ekibe alarm üretenlerin, hatayı kabullenenlerin Azizi,

Coco


4 yorum:

  1. Şimdiye kadar okuduğum ne naif COCO yazısı. Eleştiriler/öz eleştiriler var. Gözlem/araştırma var. İç hesaplaşma var.

    Evet Coco, her konuda olduğu gibi bu konuda da "ikiyüzlü"yüz. Sosyal çevrelerde "aman engelli istihdamı çok önemli, eşit şartlar yaratılmalı" derken, kendi ekiplerimizi kurarken bile ekibin büyüklüğüne göre bir ya da birden fazla engelli işe alımı neden yapmıyoruz? Ya da zam/terfi zamanlarında neden diğer çalışanlara gösterdiğimiz ilgiyi onlara göstermiyoruz?

    Senin örneğinde de olduğu gibi benim de tanıdığım bir çok firma var engellileri izole etmeye çalışan. Bu firmalar sırf engelli istihdamını yasal zorunluluk olduğu için yapıyor ve hatta istihdamdan anladığı sadece sigorta yapmak ve maaş yatırmak, kapıdan içeri dahi sokmuyorlar. Hele biri var ki sorduğumda "onları böyle görmeye gönlüm razı olmuyor" diyor.

    E bi zahmet senin gönlün batsın!

    YanıtlaSil
  2. Düzelmesi gerek Burçin, düzelmek zorunda, iyilik falan yapmıyoruz, olmadı gereken olmalı. Yorumunuz beni çok mutlu etti 👑 umarım bu tip insanları yasal zorunluluk teper.

    YanıtlaSil
  3. Peki Coco'cum senin yazılarını LinkedIn'den ekleme şansımız olsa, pek de güzel çok da güzel olmaz mı? Teknik olarak mümkün mü bilemem ama daha çok iş insanı okur, bilir, bilinçlenir. Bilhassa bu konuda. Şimdilik link paylaşımı ile halledeceğim. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) çok teşekkür ediyorum. Belki bir hesap açarak ilerleyebilirim. Ama şimdilik HR Kronikleri facebook sayfasıyla idare edilebilir.

      Sil