İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

14 Ocak 2016 Perşembe

Açılın Ben Danışmanım!


Merhaba Anadolu'dan Görünüm'ler nasılsınız?

Ah ben çok iyiyim, geçen hafta otelde fit olacağım diye sağ dizimi yine hallettim, onun dışında bir sorun yok. Sızlıyor, içinde ısı bombası var gibi, crossfit hatırası hatırlarsınız. 
Bugün siz sevgili izleklere consultant humoru, klişeleri ile seslenmek isterim, bu janradan olanlar bilir, olmayanlar izler. 

Suits olayı
Ekran dalgalanmaya başlasın ve zamanda geriye gidelim mi?? 3 yıl önce yer Ankara, bireysel çalıştığım ama karma bir ekibin parçası olduğum Çankaya ve Bestekar Sokak'ta fink attığım dönem, yine şoför alıyor. Hatta o yıl hava durumuna bakıp İstanbul'dan topuklu ayakkabı ile geliyor, kar nedeni ile sokağın başında araçtan iniyor, Bölge Müdürü koluma girmişlerken beni fotoğraflıyordu, acımasız Ankaralılar. İsyanbul çocuğu olarak isyan ettim tabi, sonra gerçi holdingin o şirketi kapandı ve o müdürü dehleme şansına eriştim. Şoför gönderdiği için sızlanan bi' tipti, karma is a bitch, bitch. 

Şimdi Up in the Air modu siz sevgili izleklere çok sempatik gelmiyor tabii, işe alırken iyiydi de işten çıkarırken kötü oluyor. Dostum, bizden isteneni yapıyoruz. HQ pazardan çekilme kararı aldıysa, norm kadro çalışması, reorganizasyon vs. yapıldıysa bunu da profesyoneller yapmak zorunda. Hatırlar mısın şirketin birinde bu işi yapmak için tüm bölümü otele götürmüşlerdi eğitime diye de, avukatlar ve ambulanslar eşliğinde iş çıkışları yapılmıştı. Çok acımasızca, biliyorum. Danışmanlığını yaptığımız bankalardan birinde ise çıkış saatine doğru ekran yetkilerinin kaldırılması ve eline bir koli verilmesi şeklinde olmuştu. M level çalışanlara outplacement desteği vermişlerdi, o da herkese değil yani, tazminatlarla gidenler de oldu.  

Takım Elbiseliler Geliyor!!!!(İngilizler Geliyor!!!!!! tonunda okuyacaksınız, İç Savaş okuyanlar bilir şekerim, North America tarihinden bahsediyorum).

Sabah 5-6 arası uyanıp, takım elbise ve busines case bag ile gezen bu tipler, sabahın köründe sizin o popişinizde kelebekler uçuşurken yola koyulur, check in yapar, sabah haberlerinin üzerinden geçer bloomberg'ten ekonomi olmadı CNNi'den dünya gündemi takip eder, yıllık hedeflerini ilk, bilemedin 2. çeyrekte tamamlar, raporlar, görüşmeler, satışlar, arasında mekik dokur. Çok bellidir, hatta neredeyse takım elbiselerine göre şu şirketin danışmanı diyeceğiniz tipler vardır. Geçen sabah otelde kahvaltı yaparken bu oyunu oynadık, bilin bakalım kim kazandı.
Ben istiyorum ki ben sabahın 5'inde o muhteşem yatağımdan kalkıp kuş tüyü yastığımdan ayrılıp, şehir değiştirip müşterinin kapısına geldiğimizde; o kapıdaki güvenlik görevlisi günaydın desin ve sonrasında bizi içeri alsın. “Mesai daha başlamadı.” dediklerinde benim 140'larda gezinen iq'um oluyor size 7.8 point. Bu ülkede ne yetenekler harcanıyor, hatırlatın bir ara size Ankara ve insan kaynağı israfı konusunu aktarayım, çok yazık. 
Habitatın Dışı
Bir kere kapıdan girdiğin andan itibaren başlar bakışlar, göz hapsindesin, kendi ekibinle dışarıda minimum diyalog, çok gülme, çok eğlenme hemen göze batarsın. Kendini kral zanneden makam sahipleri var, koridorda geçiş üstünlükleri olduğuna inanan bu delujınistler küçük dünyalarının tanrıları olduklarını düşünebilirler. Senin görevin eğer sen de kabul edersen eğer, gittiğin o işletme, kurum vs. olabilecek en iyi hale getirmek, norm kadro çalışması, performans görüşmesi, organizasyon optimizasyonu, mükemmellik, strateji falan işte.  Kazara sürece Değerlendirme Merkezi Uygulaması eklenirse ki genelde eklenir, eklemendiği de olur sözleşmenizin full service olup olmamasına ve bütçeye bağlı olarak değişir. Bir de çalıştığınız danışmanın çapraz satış yapma ve projeyi başka bir projeye linkleme kabiliyetine bağlıdır. 
Değerlendirme Merkezi işin en alt tabakası, halka ulaştığın yer olarak karşına çıkar, raporlama, puanlama, renklendirme, geri bildirim, onun öncesinde süreç tasarlama, yetkinlik belirleme, gerekirse yetenek komitesini varlığınla şereflendirme ve sanatını icra etmeye kadar gider. 

"Neden buradayız? Ya tamam da neden buradayız? Bunu telefonda da sorabilirdiniz, değil mi?" sorularına cevap verirsin. İşten çıkarılma doğal sonuçlardan biri, terfi etme, depromote da aynı şekilde, belki sonra rotasyon, doğal seleksiyon yani çalışanın mevcut durumdan sıkılması ve pes etmesi, istifa etmesi. Bunlar oluyor, sen buna emotional numbing de istersen ki muhtemelen demeyeceksin, duygusal tepki vermediğimiz için bizi suçlayamazsın. Yeteneklerine uygun işi yapmaya devam et tatlı şey, çalışacak bir işletme bulmak istiyorsan bazen acı kararlar alınmak zorunda ve bunu da bazıları uygulamak zorunda.
 "Bize verilen bilgiye göre organizasyonunuzun yeniden yapılanması sonrasında çalışanların yeteneklerini keşfetmemiz istendi" gibi bir cevap seni kısa süreli korur. İçinden evet, bazılarınız işten çıkarılacak umarım bu sen değilsindir dersin bazen, bazen de demezsin. 3. haftanın içinde hala oradaysan ve herkesle görüştüysen baskı artar, Koridor FM 7/24 yayında, bir yandan ekiplerle sosyalleşmişsindir, sabahları selam verirler, günaydın demeye başlamışlardır, çay getiren olur, arada boş görürlerse toplantı odasında "ya geçen gün ki görüşmede şunu da söylemeyi unuttum"lar gelir...Senaryolar senaryolar, yemek sırasında arkandan konuşanlar, yemekhanede birbirlerini dürtüp seni ve/veya arkadaşlarını gösteren kaş göz hareketleri. 
Projenin sona erip huzura kavuştuğun o an. İşte o son rapor yazılıp, son mail gönderildiğinde Beyaz Yakalı İstanbul'a dönüp kendini şehrin güvenli kollarına atmanın değerini anlar. Kimi zamanda kalıp işten çıkışlara eşlik etmek durumundadır, sözleşmenin içeriğine bağlı olarak tabiisiiii.  

Böyle durumlarda:

  1. Kapıya yakın otur, 
  2. Şirket yetkilisinin yanında olmasına dikkat et, görüşmeye tek başına girme, 
  3. Kişisel anlaşılacak kelimelerden uzak dur, olay komple kişisel ama sen yuvarlamak zorundasın, işletme yararına yorum diye bir şey var. 












Ve elbette sevgilim bu yazıyı okurken Will Smith fon müziğimiz olacak, Black Suits Comin'


Saçmalamayın elbette çabanızı takdir ediyorum, evet evet. 

Siyah takım elbise altına turuncu ayakkabı giyen kahramanınız,

Coco 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder