İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Bir Cümle ile Kitap Özetleme Sanatı

 Dostlarım! Romalılar!!! şu görmüş olduğunuz ajandalar dolusu çalıştım. Önce HR KRO yazdım, sonra kıkırdadım, imzayı da öyle atayım da kendime ilk kro diyen ben olayım, prenses dediğim gibi... Kitabın imzalarını da bu şekilde atayım. Malumunuz 5 günlük bir tatilim vardı, bir yerlerden başlamam gerekiyordu. Neredeyse yaz sona erdi sonbahara geçiyor gibiyiz ama benim evde hala bahar temizliği sona ermedi. Nihayet hn. operasyon geçirdikten sonra 2 yardımcı ile çalıştık çok memnun kaldığımı söyleyemeyeceğim, yollarımız ayrıldı. Yoğun bir dönem geçirdiğimden bu iş için farklı birini aramaya vakit ayırmadım, o kadar işe alım yapıp sonra eve yardımcı seçmek de güzel bir kafa inanın. Haftanın 3 günü zaten evde yoktum, ev-otel-ev üçgeninde zamanınım büyük çoğunluğu yolda geçiyordu. Dağınık biri sayılmam, aslında ne nerede çok iyi hatırlarım, eve biri girip tabloyu duvardan alınca, şemsiyenin yerini değiştirince, temizlik yapınca falan anlıyorum. *swh ne dağınığı be, süper bir düzenim var, öyle kaosun içinde düzen diye zırvalamayacağım, hatta daha ileri gideyim arada tipler görüyorum arkadaşlarım da kendilerini bu şekilde tanımlamayı seviyor. 

Dağınık insan zekidir, ne güzel bir züğürt tesellisidir. 

Masam falan minimalistti, laptopu yanıma aldığımda masamda biri gelip yeni işine başlayabilir durumdaydı. Hatta bununla ilgili olarak bir anektod aktarayım, mühendis yoğun bir organizasyondayım yan masada Gür var, Kalite ıvır zıvır İş Muhteşemliği gibi bir görev tanımına sahip. Gür, adeta o işi yapmak için yaratılmış,  hafif nevrorik bir pinçik obsesyon falan detaylarda kendini bulan, ufak hatalardan beslenen bir kişilik, o masaya taşındığı gün benim için değişik bir dönem başlamıştı. Ön panele fotoğraflar, takım mottoları, fantastik karakterler yapıştırarak başladı, sonra fosforlu post-itler, sonra peluş oyuncaklar, tanrım, 2 saat sonra taşınmayı bitirdiğinde sol tarafımda gürültülü bir şekilde geliyordu bir enerji. Hani Stephen King romanlarında kötücül bir güç gelir ya üzerine doğru kahramanın öyle bir şey, hani Frodo'yu bir örümcek ısırıp felç indirmişti ya, hah işte o haldeydim.
Televizyon izlemiyorum ama bu ara evde ses olsun istediğimde fonda hep ses açık, şu anda Melody Gardot çalışıyor so yazının fon müziği belli. 
Daha sonra ortak kullanılan rafın /iki masanın ve flu pleksi panellerin arasında yani/ içine kitapları koymaya çalıştı ama 2 raf var benim kitaplarım var, "Canım sen şuradaki dolaba koyarsın bunları." gibi abidik bir cümle kurdu. Canım mı? Bana? Bihter'e?? Yooo koymam, eğer istiyorsan kendi dolabını kullanabilirsin Gür dedim kulaklıklarımı taktım, lanet olsun ya açık ofisten, ofiste sıkılan parfümlerden, yüksek sesle dinlenen müziklerden bıkmıştım. Artık beni kendi ofisim, mini barım, arada tekme atmak için armut koltuğum olmalıydı. Bir sonraki işimde armut koltuğa kavuşacaktım ama bu başka bir hikayenin konusu. 

Kitaplar konusuna gelince ona bir rafı verdim haliyle, tamamıyla onun olması söz konusu değildi, komik olmayın. Kitaplarım karşımdaki ile beni ayıran yegane şeylerden biri, hah, baksana sen bana, biz seninle aynı şeyleri okumuyoruz tamam mı, benim kitaplığımda beyin ile ilgili cool şeyler var, senin gibi prosedür okumuyorum, yok gemba, yok yalın bilmem ne onların hepsini okulda okudum zaten.

Gür ile sorun yaşamadım, benim kadar sadeleşmeye çalışan bir insanın yan masa arkadaşı gürültücü ve dağınık ve görsel kirlilik konusunda motivasyonu yüksek biri olunca ilk etapta rahatsız olmuştum. Bir de emrivaki olayından hoşlanmazdım onunla ilgili olabilir. Daha sonraları çalışırken oyunlar oynamaya başladık,  ekrana bakarken vay efendim en zayıf yönü X olan süper kahramanlar yok efendim kitap özetleme ama bir cümleyle falan derken bir gün, twitter'da bloggerlar ile bu tip bir oyun oynadık. Ya yıllar önce diyorum alo, 3 kelime ile kitap özetleme sanatı;

Kutsal Çemberler: Yolun ruhu vardır
Fight Club: Adamlar sürekli dövüşüyor
Twilight: Parıldayan vampir yapmışlar
Milyon Dolarlık Dersler: Kötü yönetim batırır
Tam Benim Tipim: Kaligrafi öğrenin, öğretin

Oyunun hızı Çiçek Abbas'ın meşhur atışma sahnesi gibi, tereddüt eden ve 3 kelimeye ulaşamayan yanar. 
Haliyle taşıdım kitapları, bir kısmı

O ofisten de taşındım akıllım

Elbette bu kitapları seviyorum ve bağışlanmayacak

Favori kitaplarım burada değil, hepsini paylaşamaya kalksam gigabaytlarınız biter. Haydi öperler, yıl sonuna kadar bunların hepsini okuyun, yazılı yapacağım.

Bir özet geç lan p.ç bölümünün daha sonuna geldik.
Esen kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder