İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

7 Ağustos 2016 Pazar

Yönetici Oldum Boyum Uzadı

Hoooooopp! Mecnun!



1-2-3
Önce anlaşalım.

Merhaba Yönetici, Sektör 7'ye hoş geldin. Ağız tadıyla fantastik birim yarattırmıyorsunuz yahu. Çok zeki varlıklarsınız, üst akılsınız diye hemen konuya giriyorum. 

  • Hepinize yetecek kadar yönetici pozisyonu yok.
  • Hepiniz direktör ya da müdür olmak zorunda değilsiniz, tekrar edeyim en iyi ikinci adamlık denen kavram müthiş.
  • Sizden sonra kimleri yetiştirdiğiniz, ekiplerinizden kaç yönetici çıkarttığınız önemli.
  • İnsanların nadiren değil, çoğunlukla, sıklıkla üst düzeyde verimlilik göstermesine neden olursanız ölmezsiniz. Gelişin & Geliştirin--> merhaba bu yeni modülümüz, butik olarak hazırlandı, eğitimin hocası benim şldknfvşladnkvfşldknfvaşldnvkf şaka yaptım.
  • Tiran olmayın, yolu tıkamayın, bilgi akışını kapamayın.
  • Bulunduğunuz ortamda terör estirdiğiniz oluyor mu? Ekibiniz siz nasıl olsa son kararı vereceksiniz diye kapasitelerini kullanmaktan çekiniyor mu? Hiyerarşinin getirdiği çarpık gücünüz, şirket merdivenlerini 3'er 5'er çıkarken diğerlerinin fikirlerini öldürmenize neden oluyor mu? Aç karna kolonya içebilirsiniz. 


Geçen aylardan birinde(kış) bir arkadaşım, çok yakın bir arkadaşım biliyorsunuz yakın arkadaşlarım da var benim(ilk çemberde 762 kişi var, hangisi olduğunu söyleyemem), denetim kökenlidir, rapor mapor, OD, change management, bütçe, ebidta bilir kendisi. İşte o arkadaşım limitli yöneticisinden azar işitti, sektörde 8.yılı falan. Abi azar nedir ya, oha. Konu teknik, onu başka bir zaman anlatmayı planlıyorum, ağırlıklı İK hikayeleri anlatıyorum ki aslında o kadar da toz pembe hayatlar olmadığını görün. Haliyle 360'da döşemiş bizimki, "Karar verici olarak yalnızca kendini odağa koyması nedeni ile işi sonuçlandırmak yerine süreçlerin son halini onunla paylaşıyorum, geri çekiliyorum ve düşünme işini kendisine bırakıyorum"... Tarzında cümleler yazmış, Nuriye Hanım şok! Yapmayın bunu, işi yönetmek ile kişileri yönetmek arasında büyük, bümbüyük farklar var. Detay odaklılığı abartıp mikro management'da boğulan nice koçyiğit tanıyorum, yapma arkadaşım. Neyse arkadaşım çok tatlı bir yere yönetici olarak transfer oldu, hem de İK'cı, sektörü bana çok uzak.





Kendi yönetim ve iş hayatı gerçeklerinizle yüzleşmek bu kadar zor mu?

Rol çatışması yaşamam, çok iyiyim dercesine büyük cümleler mi kuruyorsunuz, ekipten bilgi saklama huyunuz mu var, boyunuz mu kısa, anneniz size küçükken terlik mi fırlattı?
Attan mı düştünüz benim gibi?
Anda kal, burnunun ucunda nefes al, hafta sonu doğayla başbaşa kalıp serpme kahvaltı ye, balık tut, ekonomi haberlerini karıştır, golf oyna, arkadaşlarınla gıybet yap... Dünyayı keşfetmek, her yeni gün yeni bir şeye şaşırmak zor değil, inan bana. Çocuksu merakımızı korumakta zorlanıp, şekillenip, hayallerimizi özgür bırakamıyoruz sonra abidik gubidik haller. 
Yönetici seviyesine geldiysen ya da potansiyel yönetici adayıysan, yetişkin bir birey ve şirket çalışanı olduğun için asgari şartları taşıman bekleniyor. Elbette benim gibi biri senin gibi biri ile görüşürken, sözcükleri ekonomik kullanmaya ve senin aklının bulanmamasına odaklanır. 
Beyin boşlukları tamamlamaya çalışır, ara ara hikayeler uydurur. E benim aklıma gelmiyor, sorular çok zor gibi bir cevap yerine, biraz daha basitleştirir misiniz, örnek verebilir misiniz diye sor, senin şirketin o koltuğa oturan personelinden deneyimlerini paylaşabilecek kadar iletişim yetkinliğine sahip olduğunu düşünüyor.

360 sonuçların iyi de, bana mı iyi? Yöneticinden yıl içerisinde neden geri bildirim talep etmedin? Ne demek bizde yok? E o zaman kendi güçlü yanların veya gelişime açık yanların hakkın bir fikrin yoksa ne yapmalıyız sence zeka küpü? (retorik)
Gelişime çok açığım, eğitimlere ve kitaplara inanmıyorum, y kuşağı falan bunlar yönetim trendleri, pazarlama araçları, iş yoğunluğu nedeni ile yüksek lisansı bıraktım... gibi cümleler duydum. Açık olman iyi, bunu anlatman çok çok iyi, burada beklenen, yapmış olduğun şeylerin farkına varıp, yönetici şapkası takma ihtimalin olan yeni unvanında bahsedilen konuları kariyer planına eklemen.

Çok şey istemiyoruz senden, valla! Biz diye konuşuyorum şirket, company nedeniyle yoksa benim zerre umurumda değil. Senin C-level yöneticilerin benim D-level yöneticilere geliyor, aralarında yetkinlik, liderlik, yetenek, normal, yangında ilk kaçacaklar sınıflandırması yapıyor, oradan konu predatorlara geliyor falan. Sonra biz seninle minnoş minnoş görüşme yapıyoruz, gelişim alanı, güçlü yön, sen gel biraz koçluk al falan noktasında karşılıklı sohbet ediyoruz.

Ne mutlu bana ya. Kaçanın anası(annesi) ağlamazmış, haydi kaçtım ben.
Öptüm bye.

Yazının fon müziği: Grace-U don't own me
Mezar taşıma: Zaman her şeyin ilacıdır fakat ya zamanın kendisi bir hastalıksa? yazsınlar.

Zamanınızın Prensesi,

Coco

1 yorum:

  1. Mikro yöneticiler her yerde. Çok güzel yazı elinize sağlık.

    YanıtlaSil