İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

19 Nisan 2014 Cumartesi

Hafta Sonu Çalışmak

More than this müziği eşliğinde...


Çok uykum var, aslında pamuk şekeri ya da bulutlar kadar yumuşak bir yatağı var kaldığım otelin yine de huzursuz uyudum ve bir çok kez uyandım. Adana ilindeyim, hava sıcak nemli ayrıca yağmur da yağmakta hatta yasal mermisiyle bir komiser yaklaşmakta. Saat 9:00'a kadar uyumak, yatağa çivilenmek ve hatta gömülmek istiyorum, Hamburger metodu ile yorganla aramdaki bağ bitmesin istiyorum. Uyanmak istemiyorum, uyumak ve unutmak istiyorum. Çok şey mi istiyorum.
Nehir kenarında sabah yürüyüşü yapıyorum antik Yunan ve yürüme fikir açma hede hödösünü savunuyordum işte ona kafam girsin, zombi gibi bakıyorum ırmağa nehre neyse artık bu ikisi arasındaki fark nedir, fak. 
Aynı ırmakta iki kez yıkanılmıyordu sanırım. Bugün ülkenin 4 bir yanında çalışan insanlara istihdam olsun diye görüşme yapıyoruz. 
Yeni alınan ybmt(Yetkinlik Bazlı Mülakat Teknikleri) eğitiminde öğrendiği teknikleri uygulayan uzun saç ve yanlış bir şey söylersem masanın altından beni tekmeleyin Coco Hanım diyen astı ile hazırız. Otelin toplantı salonlarını kullanıyoruz, yağmur başlıyor, klimasal sorunlar..


Hafta sonu çalışınca hafta içi izin kullanıyorum, yoksa cumartesi günleri çalışmam, prensip meselesi. Bu noktada Selin Yetimoğlu/yanak çocuk'un "sen olmasan nasıl çıkar bu karanlıklar aydınlığa? Huh?" Sorusu geliyor aklıma. Tercih meselesi ben hafta sonunu sevdiklerimle geçirmek istiyorum, bi' dakka ya, benim sevdiğim yok ki, ben hafta sonu çalışayım o zaman, Uzun Saç'a kalsa pazar, akşam, sabah, gece 10'da aday görebilirmişiz... Şuursuz

Tanrım beni hiç mühendis insanı ile karşılaşmayacağım bir yere gönderdi, nasıl bir beddua yediysem hem ODTÜ'lü hem mühendis hem işkolik, havaalanında sızmak istiyorum, dürtüyor, grafikler gösteriyor Almanca, biliyorsunuz Almanca benim hiçinci dilim çünkü bilmiyorum, yaw he he diyip anlattıklarını dinliyormuş gibi yapıyorum. Tüm hafta sonu onun egosu ile uğraşmak beni yordu, bildiğin butik ik olayının adeta abidesi haline gelmiş vaziyetteyim. Of çok assolist, canımı sıkınca altındaki yöneticinin masanın altından bana tekme atın dediğini söylüyorum, eğitime gönderseniz şahane olur monşer ve bu kadar çok mühendise maruz kalmak beni yoruyor yakın zamanda elim bir olay yaşadım zaten deyince susturmayı başarıyorum. Şahane, kapadı çenesini.

Mühendislerle ilgili bir kelam edeyim, bir mühendisi yönetici yaparken iyi düşünmek gerekir zira çok iyi bir mühendisi kaybetme ihtimalimiz vardır, bu mühendis eğer yönetici olarak çalışırken mühendis olduğu zamanki performansının altında kalırsa ne yazık ki büyük kayıp, such a waste durumu yaşarız. Yönetim tarafında başarılı olursa ne ala. Etrafınızı idiottalar ile kaplamayın.

4 olumlu aday, şahane, 4 atom parçacığı, öğlen kebap söylüyorlar uuu beybe, şimdi kahve içiyorum eve gitmek istiyorum, dün Testere Necmi yemeği(az pişmiş) sonrası halim kalmadı otele attım kendimi çok zor haller. Otel odasında müzik dinlemek ve 2 metrelik yatağımda bir o yana bir bu yana devrilmekten daha önemli bir işim yok, sosyalleşmek istemiyorum akşam organizasyon var beni azad edin hiç halim yok dedim, ısrar etmediler bu kez, her akşam her akşam rakı içen ölmüş şarap içen de ölmüş.

Değişik bir şey oluyor o gece, Lucas ile konuşuyoruz...konuşamıyoruz...

Ve gördüğünden daha fazlasıyım ve düşündüğümden daha fazlasısın demek geliyor içimden. Sanırım düşünceleriniz serbest kalınca ruhunuz da kuş kadar hafifliyor. Sanmaktan öteye geçmeli bazı şeyler. 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder