İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

28 Nisan 2014 Pazartesi

Pazartesi, Sektörel Bazda Tiksiniyorlar Senden

Hello weirdos, hafta tatiliniz nasıl geçti? 

Cuma'dan itibaren kendimi içkiye ve kumara verdim, şaka şaka sadece içtim 3 gün boyunca so ergen haller bence haftanın 3 günü tatil olmalı. Cuma iş çıkışı halkın arasına karışıp Gayrettepe'de metro durağından kaç km bilmiyorum ama Zincirlikuyu metrobüs çıkışına yürüdüm ne güzel egzersiz oldu bir bilseniz. Şehirli züppelerin trafikle imtihanı. 
6'da mekandaydım, arkadaşlarımla buluştum 12'ye kadar içtik, ve kalamar yedik, küçük şeylerle mutlu olmak negzel. Hesabı ödedik, çıkışta konuşarak aşağı inerken daha fazla yürümek istemedim bazen inatçı olabiliyorum köşedeki taksiye bindim, oww yea küçük aptal, edge vaziyette saçmalamadım neden duraktan binmedin, öyle denyosun böyle denyosun, sanırım şu vampirlerin emoluğu çöktü(i mean tırstım ve de korktum) olm bu taksici beni keserse ardımda iz kalsın diye başladım yazmaya, kapıda optimum yazıyor, adamın kulakları kepçe bizim kadar küçük değil, fıstık yeşili tshirt, kot, siyah Adidas kolları 3 çizgili haşortmen giymiş, elinde tespih, yüzünde faça, evet ölürsem beni bu ipuçları sayesinde kimin öldürdüğünü bulabilecekler. Owww yeaaaa.

Eve geldim, uyudum, uyandım devam ettim, uuuuuu çoğoş keşke haftasonu hiş bitmese. Bir ara durmak durumunda kaldım, mide ilacı almak zorundayım öyle karıştırınca iyi olmuyor.

AA bu arada şampiyon olduk, yolculuk var mental olarak hazırlanmak gerek derken bayılmışım koltukta, ay nasıl üşümüşsüm. Valizi hazırladım sonra uykum kaçtı 2:30 a kadar döndüm durdum, en iyi uyku getirme aracı kitaptır diye bir şeyler okudum ama yok, gözlerim acıyor, esniyorum, fakin' insomnia gibi.

Yağmur yağmış, aslına bakarsan önümüzdeki 3 gün boyunca yağmur var, proteinsizlikten yamulmadığımız gün ve geceler geçirmek üzere yine seyahate çıkıyorum.

Pazartesi: 06:26/ alarm acı acı çalıyor, yatağın ters tarafından düşerek kalkıyorum, yanlarım ağrıyor dolayısıyla, hava soğuk, valizdekileri çıkarıyorum acele başka şeyler atıyorum sanki aklımda bir şeyleri unuttum gibi geliyor, kimliğimi kontrol ediyorum, çantamı alıyorum fırlıyorum, geç kalacağım, boğazım zımpara gibi, gözlerim şiş ve kanlı yine çok çarpıcı bir görüntüm var, araba çarpmış gibi Çek pampa.

Ofise geliyorum, cam siliciler var, kahvaltı yapmam lazım önce check-in yapıyorum, 1-2 telefon görüşmesi, kahvaltı, günlük fırçamı yiyorum Küçük Bey'den, Bursa'da ki 5 aday onaylanmış sevinemeden kursağımda kalıyor.
Sinir hücrelerime kolonya döksek ya.


Öğle yemeğinde press edilmiş sünger döner yiyorum, sakız alıyorum malum uçakta cakcak çiğnemek lazım.

Eşyaları topladım, şöför geldi, gitmem lazım şekerim...









Bell Boy hadisesi

En sıkıcı olanı da bu, giriyorum merhaba Coco hn. diye karşılanıyorum, zırt pırt kaldığım için kimlik doğrulama istemiyorlar, Bell Boy alıyor eşyalarımı, nasılsınız, yolculuk nasıldı, daha düşük yıldız bir oteldeysem ben uçağa hiç binmedim ki diyenler... Asansördeki sessizliği özlüyorum ben hani kımıl kımıl rahatsızlık olur ya bazılarında bende olmuyor o. Eğer mülakatta sessizlik olursa der öğretide içinizden 9'a kadar sayın, sonrasında adayın ismini fısıldayarak uyandırın :) şaka şaka ne fısıldayacağım hötö bey hete hanım dilerseniz farklı bir  soru ile devam ederim diyebilirsiniz, adını söyleyince aday odaya geri döner siz de terapist kimliğinizden kurtulursunuz.
Neyse odaya geçiyoruz, içeri kadar giriyor, klasik tanıtım cümleleri her seferinde, bir şeye ihtiyacınız var mı sorusu hayır cevabı ve kapanış. Yo bir dakika şimdi en zor kısma geldik, otelde yaşamanın en gıcık olan kısmı, bahşiş, hayır ya tek başıma otelde kalmamalıyım artık, yanımdaki centilmen uğraşmalı bu sorunla. Paraya ellemekten hoşlanmıyorum, adamın eline mi vereceğim, komedinin üzerine bıraksam rezillik, pıhıfffffff, fak U mennnnnn.

Üniversitedeki eski sevgilim turizm otelcilik okuyordu ay ne zor bir bölümdü bilseniz, 2 dönemde talep ve arz dengesini alıyorlardı bir derste, bizim iktisada giriş'in 10 sayfalık 1.bölümü ve ısrarla kalıyorlardı bölümündeki insanlar. O mu? Bittabi o da alttan aldı hem dersleri hem bazı şeyleri...

Sonraki yıl ona ders anlatmak durumunda kaldım arkadaşları yardım istedi karşılığında çikolata ve Cips getirdiler eve, hizmet sektörü bir çeşit trampa ile işliyordu demek ki... Neyse bunlardan Emre olanı geçen aylarda fb'da "Coco ben sana hayrandım okulda, çok akıllı, Zeki, çevik ve ahlaksızdın" tarzında bişi söyledi, aslında efsaneydin falan dedi hatta hala öylesin...ben de anlam veremedim. Ok biraz değişik ve şeqil olduğumu kabul ediyorum ama ben bu herife iktisat anlatırken sevgilimde yanımdaydı herif bana mı yürümüş, olm pistlerden uzak kalmak kötü bi' bok anlamıyorsun...

Neyse işte yazları daha doğrusu Mayıs itibariyle bu kabile insanları turizmoslar çalışmaya başlarlardı, benim mantinoto(owwww yeaaaa iyice leş bir karaktere büründüm) da giderdi o gümbet senin bu Fethiye benim çalışırdı, yazık. Yazın para biriktiriyordu, bir de staj zorunluluğu vardı, hatta bir ara work&travel e başvurdu, Alaska'ya balık temizlemeye gidecekti, almadılar bunu ülkeye, aman da ne üzülmüştüm. 
Otel hayatı zor, hele bir de hizmet veren o personel tarafı( bak bak empatiden öleceğiz yine aşkım) aman tanrım, ne iğrenç hikayeler var, yemekler ile ilgili, yerli turistlerle ilgili ama kabul edilmesi gereken bir gerçek var; personel yabancı turisti affetmiyor ve skor yapıyor. Bu konu üzerinde fazla durmayalım daha önce de söyledim boynuzlarım yüzünden cennetin kapılarından giremeyeceğimi düşünüyorum, herkes aldatır mı diye sorma.
Çalıştıklarının daha fazlasını bahşişlerle kazanır bu insanlar, yıllardır aklıma gelmeyen bu konu geçtiğimiz günlerde otelin birinde aklıma geliyor Bell boy gitmeden cüzdanımı çıkarıyorum, lanet olsun sanki bunu çıkış yaparken kredi kartı ile ödesem ölürler mi? Niye ben elden vermek zorundayım, masanın üzerine bırakıyorum, teşekkürler diyorum, kendimi çok Salak hissediyorum. Bu durum için kesinlikle bir küçük bey lazım yanıma bu Belgin Doruk halim bazı şeyleri inkar ediyor hatta isyan ediyor. Teşekkür ediyor ve çıkıyor.

Evet bundan sonra diyorum kendime yeni bir sektör bulmalıyım. Ve bu otelcilik olmamalı, turnoverın yüksek olduğu, dönemselliğin fazla olduğu bu alan bana fazla, tabi evlerine ateşler salsın diye beddua aldığından bu super kahramanınız yakındır bir hastanede de ik yapmak zorunda kalabilir, tanrı beni hiç sevmiyor çocuklar, sevseydi bu kadar mutsuz olmama izin vermezdi. Niye ben bahşiş veriyorum ya, tamam kapımı şöför falan açıyor o da güzel ama, where is my kapaq? Where is my tencere?





Hö? Alakasız bkz verdim, sıkıntı yok.

O bir uçak, o bir süper Kahraman o bir kuş,

Coco




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder