İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

9 Kasım 2014 Pazar

Zaman Yönetimi

SABAHLARINIZ DAHA PARLAK OLSUN, DALLARINIZA KIRAZ BASSIN, CAN özünüz bahar gelsin, hadi Allah versin, başka kapıya. Zamanım yok.






Naber??

Valla ben iyi, ıvır zıvır şeylerle uğraşmaya, detaylara takılmamaya devam, bol seyahat, burun tıkanıklığı, hava değişimi, performans görüşmeleri falan.
Tempo iyidir, tempo candır, yeni beslenme düzenine geçtim, kış geliyor, kontroller yapıldı falan filan.
Kış geliyor diye bahar temizliği yaptım,
Daha fazla yürüdüm, 
Daha fazla yüzdüm, 
Atölyeyi temizledim, arkadaşıma bir tablo verdim, 
Diyetisyene gittim,
4 kilo verdim, 
Bir tablo hediye ettim,
Lokasyon gezisi yaptık, İtalyanlarla takıldım, 
Eve döndüm, uçakta yanımdaki adam kustu, sakin kaldım,
Ofise gittim, yazı yazdım, tablo verdim,
Doktora gittim, kan verdim,
Salacak'tan gittim, Deniz'i seyrettim, sormuştu bir insan Salacak'tan niye tek başına oturur, düşünmedim, hatırlamadım, küçüklüğümden beri yaptığım gibi izledim, gemileri, martıları, karşı yakayı,
Mail attım, yazı yazdım, 
Tablo verdim,
Kitaplarımı ayıkladım,
Danışmanlık toplantısına girdim, 
Tablo verdim,
Eğitime gittim,
Yazı yazdım,
Duvarı boyadım sıkıntıdan, koridorun rengini beğenmedim, 
Tablo verdim,
Zirveye gittim,
Metroda giderken yürüyen bantta karşıdan gelen kadın kendini yere attı, yan tarafta başka bir kadın ona yardım edenlerin fotoğrafını çekti, yanlarından geçtim, bant yürüyordu, ben dikildim, sanatsal bir çalışmaydı belli burası İstanbul,
Kan verdim, 
Metroda sinyal gitti, mahsur kaldım, karanlıktı,
Doktora gittim, 
Adecco aradı, bir pozisyon için telefonda sınırlı bilgi paylaşıp görüşmek istedi ama önce ücret beklentisi sordu, söyledim, esnemek istedi, bir es verdim,
Yazı yazdım,
Kitap okudum,
Tablo verdim,
Konsere gittim,
Tiyatro'ya gittim,
Tablo verdim,
Yemeğe çıktım, 
Kongreye gittim,
Koçumu gördüm, sergiye gittim,
Yemeğe çıktım,
Arkadaşıma gittim,
Sevgilime gittim,
Bölgeye gittim, lansmana gittim,
Yazı yazdım,
Tablo verdim.






Kitap okudum, bir şeyler yazdım, dinlendim, zaman yetti, zaman benim hayatımda nadir yavaş akar, kaos besliyor söyledim.
Geçtiğimiz günlerde arkadaşlarımla buluştum, konu saat takmaya geldi, son 1 yıldır saat takmadım dedim. Evet bir sürü saatim vardı ama takmıyorum, 2,5 kiloluk saat, ince saat, metal saat, deri kordon, plastik... 
-Nasıl olur?
-Beyle -_-
-E iş görüşmesi?? Profesyonellik göstergesidir, zamanını iyi yönettiğini gösterir, dedi biri.





Gülümsedim, var mıydı böyle bir şey? Böyle düşünen? 

Zamanınızı iyi yönetin canlarıms, bunun için minik detaylar paylaşıyorum tabii arada, saat takın tabiisi, saat güzel bir aksesuar ama biyolojik saatinden zamanı ölçen biri için elzem değil, bir profesyonel iş görüşmesini tasarladığında, ne zaman bitireceğini bilir. En kötü adayın kolundaki saatten kontrol edersiniz, telefonunuzu masanın üzerine koymuyorsanız, duvarda saat yok ise Turkcell mülakat odalarındaki gibi(en azından ben adayken öyle bir oda kullandılar) ya da bizim gibi tablet ile görüşmeye girmiyorsanız.

Saat ince bir zevkin ürünüdür, kör bir saatçi düşleyin, görmeyerek zamanı yönettiğini...






Hah bu da yeni bir saat, şafakmatik diyorlar adına, çok sıkılan askerler için geri saysın diye yapılmış sanırım.

Büyüyünce kafama duvar saati takacağım.

Dönem ödevi Salvador Dali olan, yımşak saatlerin reprödüksiyonunu yapan kahramanınız,

Coco

Ruh hali: tüm saatleri çekiç vasıtası ile kırın, durdurun zamanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder