İzlekler için Sosyal Medya

ınspector clouseau

2 Aralık 2013 Pazartesi

Konuşamıyorum Konuşamıyorum konu şa mıyorum


Eski yöneticim Vektör( bu ara niye vektör'e taktım bilmiyor ben) mini toplantılarımızı Cafe'de veya değişik yerlerde yapmak için en az bizim kadar can atardı çünkü Plaza'da mobiliteye ihtiyaç duyuyor insan. Her organizasyon ne yazık ki esnek değil, serbest cuma yok, sıkı, sıkıcı, soğuk bir çehreye sahip.
Vektör iletişim becerileri tavan yapmış, ikili ilişkilere ve algı yönetimine oynamayı severdi, ben ondan çok şey öğrendim. Şimdilerde takıldığım konulara takılmamamı söylüyor. İşte bu toplantılara gidip kahvelerimizi order ettiğimizde giriş konuşması yerine ee Coco anlat bakalım derdi, gündem tabiisi belli ama bir giriş şart. Malı Arap Faik'ten alıyoruz tavrıyla giriyordum konuşmaya. O sıralar bölge organizasyonları olduğu için ayı gibi gezdiğimden haftalık toplantılarda ya da ekip yemeklerinde söz bana verildiğinden alışkınım, vır vır konuşuyordum. Nasıl satış müdürü bir pot kırmış, asılan bölge müdürü ve onun kişilik envanteri ile tutarlı yorumlar mı dersin, mülakatta ayağa kalkıp teatral konuşan aday mı? Millet deliye ben akıllıya hasrettim. 




... konuşmak çok güzel lan.

Daha önce test uygulamaları yüzünden amfilerde de halka seslenmişliğim vardı, kopya çekmeyin benim adım kül yutmaz! demiyordum ama arkadaşlar oha eşek kadar oldunuz etik, ahlak, aile terbiyesi önemli diye bir giriş yapıyordum, evet kopya nedeniyle elediğimiz adaylar oldu, hayır asla pişman değilim, akademisyen olsam sıfırcı olurdum, oldukça açık.

Evet, konuşmacılar, kurumsal hayattan kendini zor atmış yeni nesil eğitimciler, doğal yetenekliler, sonradan olanlar ve olamayanlar. Çok sigara içtiği için sürekli boğazını temizleyen höhöcü ve leş gibi kokan konuşmacılar, uyku apnesi ya da kilo nedeniyle nefes nefese kalan konuşmacılar, ağlayan konuşmacılar, kötü oyuncu olan konuşmacılar, detone olanlar, burnu havada olup tespit s.çan konuşmacılar, teklemeyenler, monoton tonda konuşanlar bir de bunu hukuk ile ilgili bir şey anlatırken yapan konuşmacılar, kendi sorup kendi cevaplayanlar(evet siz bayım beni sinir ediyorsunuz) turuncu kafalı iletişimciler, bilgi küpleri, eğlenceliler, zeka fışkıranlar, nerdler ve rahmetli turtlenecke öykünenler, her soruya cevabı olanlar, akademisyenler, politikacı tipli ruhu alınmışlar(faustlar diyelim buna)...

Eğitimcinin eğitimi diye bir konu var, o şart hatta gerek şart, çok iyi yazıp konuşmayan insanlar biliyorum. Harika projeler yapıp, uygulamada ödül alıp zirve ve kongrelerde anlatamayıp "ki ki ki" diye takılanlar, ııııııııı aaaaaaaağğğğğğ eeeeeeee ohmmmmmmmmmmcular, sahte sahte gülenler, samimi olacağım derken sakil duranlar.

Hımm, evet daha yeni 2 organizasyondan çıktım, konuşmacı üzerine konuşmacı dinledi bu zavallı kulaklar, digital HR konferansı için şunu söylemek mümkün 15-20 dakikalık konsantre konuşmalar şahane ama kabul edelim konuşmacıların tümü henüz buna hazır değildi, her şey daha iyi olacak, inanıyorum tabi.?

Dostlarım! Yurttaşlarım! Aziz Romalılar!
Ben buraya Sezar'ı övmeye değil, gömmeye geldim hacı.

Yarın bir gün konuşmak zorunda kalabilirsiniz topluluk önünde öyle kıçı kırık sunum yapmaya, hallederiz yeaa ya benzemiyor, insanları etkilemeyi deneyin, sevgi içinizde lan, enerji içinizde.

Sahneye çıkınca ayrı pırıldayan, alkışlar eşliğinde ışığa yürüyen, içindeki çocuğa oha diyemeyen, assolist kılıklı asosyal, apolitik süper kahramanınız,

Coco,

O bir dünya markası, galaksi harikası.

Bakmayın böyle coştuğuma kalbim fena halde kırık.Yüzüm gülüyor, içim gülmüyor, tutun kollarımdan düşerim şimdi. Diego dediğin bir yaralı dağ aslanı, çok sinirlenip kızdığında adını D koyuyordum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder